öteden beri ve akıl erdi ereli dikkatten kaçmayacak türden bir hassasiyet, tepkime...
"dini sorgulamak, dinden çıkmaktır." düşünsüzlüğü kapsamında "din" ile ilgili ne varsa, içinde din geçen, bir şekilde din ile ilişkilendirilen ne varsa dikkatini odaklamak hadisesidir.
bu konudaki ilk örneğimiz bir şarkı olacak. evet, losing my religion... bu şarkıyı ilk dinlediğim günden, bugüne değin hiç şaşmaksızın inançlı kişilerce "tövbelik" ve biraz daha düşünce yetisi gelişmiş olanları için "sakat" olarak nitelenir. ve lâkin, şarkı sözlerinin arapça olmamasından ve içinde "religion" bulunduğu için olsa gerek doğru anlaması mümkün olmuyor kimilerinin. oysa şarkı "oh life, it's bigger" diyerek başlar ve genel itibari ile sözlerinde de hayata karşı bir kırgınlık ve kısmi olarak da nihilizm kendisini sezdirir. buradaki "religion" da bilinen ve kullanılan anlamı olan "dini inanç" dışındaki bir anlamı karşılamada kullanılır. ki o da "yaşama karşı olan inanç" denilebilir.
sırada bir film var. "aman tanrım" filmini bilmeyen yoktur herhalde. gene de filmin konusunu özetlersek; tanrıya isyan eden adamımızın, geçici süreliğine tanrı olması ve çok kısa sürede işlerin kontrolden çıkması sonucunda tam manasıyla teslim oluşu söz konusudur. ve film, türkiye'de gösterime girdiği andan itibaren "yörü lan. böyle film mi olur? hiç insan, tanrı yerine geçebilir mi?" tepkileri gecikmedi halk tebaasında. ve gariptir ki bu tepkileri veren tipler filmi izlemedikleri gibi filmde anlatılan şeyden de, verilen "bu işi hiçbir insan, tanrı kadar kusursuz yapamaz." alt mesajından da bihaberdi.
sonra bir kelebek etkisi mes'elesi vardı. onda da gene aman tanrım filmine yakın tepkiler alınmıştı. allah'tan ashton kutcher, jim carrey kadar tanınan bir isim değil yurdumda da film ile ilgili spekülasyonlar çok fazla alıp da başını yürüme gereği duymadı. bu filmimizde de kahramanımız kendi kaderini yeniden ve farklı kurgularla yaşayarak, gelecekteki yaşantısını etkiliyordu. kısaca ve kaba tabirle kaderini değiştiriyordu. "ulan olur mu öyle iş zındıklar? insan, kaderi etkileyebilir mi hiç?" e amınakoyim zaten filmin de en sonunda adamımız evan, tekrar tekrar değiştirse de kaderini, sonuç itibariyle hep boka sarıyor ve en sonunda gene teslimiyet mesajını veriyordu.
velhasılı imân etmek, dogmatikse de sorgulamak, ibâdettir. şimdi, şöyle diyelim hak'kın kelamıyla "ola ki düşünürsünüz..." ve burada keselim küfredip de kâfir olmadan.