https://galeri.uludagsozluk.com/r/1433331/+
Kik uygulamasında bugün yeni bir şey keşfettim. Rastgele grup bulup girebiliyormuşuz. Bir kaç gruba girdim. Bunlardan birisi almanların grubu. Çeviriden çevirip yazdım bir kaç sıradan konuşma. iyi hoş güzel. Tüm sorun " türk var mı?" Diye sorduğumda başladı. Soruyo sorar sormaz gruptan attılar beni. Hayır yani neden? Alman grubunda türk olamaz mı? ingilizce konuşan herif bile var. Neden türk olmasın ki? Bir sürü kişi var sonuçta. Yani şu ki türkün türkten başka dostu yoktur bunu aklınızdan çıkartmayın dostlar. Kimse bizi sevmiyor. içimi buraya dökmek istedim...
Tabi ben hiçbir ırka düşman değilim, bana göre hepsi allah'ın bir ayeti. hepsine saygı duyuyorum, ve asla hiçbirini de üstün tutmuyorum. Bu yüzden sen de üstünlük taslama faş*st, aksi halde allah'ın sünnetine muhattap olursun; çok feci şekilde mahvolursun.
Çeşitli ülkelerdeki Türk karşıtı deyim ve atasözleri Değiştir
Pek çok ülkede Türkler ve Türkî halklar ile ilgili ırkçı deyimlere rastlanır:
*Avusturya'nın kırsal kesimlerinde çocukların "Es ist schon dunkel. Türken kommen. Türken kommen" ("Hava çoktan karardı. Türkler geliyor. Türkler geliyor.") diye tekerleme söylediği hâlâ duyulabilir.")
*Almancada hileli anlamına gelen "getürkt" (türkleştirilmiş) kelimesi hala kullanılmaktadır.
*Ermenicede, Türk sözü hâlâ genel olarak birinin aklını sorgulamak için kullanılır: "հո թուրք չես?!" ("Sen Türk müsün?"), aynı zamanda kirli düzensiz bir evi ima etmek için kullanılır: "կարծես թուրքի տուն լինի" ("Bir Türkün evine benziyor?") Ayrıca Ermeni toplumunda Türk ve Müslümanları tanımlamak için "(Dacik)" kelimesi de kullanılır.
*Persçede "Türk-i hâr" (ترک خر: eşek Türk), bir Türk halkı olan Azerbaycanlılara (özellikle iran sınırları içinde yaşayan 30 milyon Güney Azerbaycanlılara) karşı kullanılan aşağılayıcı bir sözdür.
*Fransızcada Turc kelimesi eskiden C'est un vrai Turc ("Tam bir Türk") vb. deyimlerde kaba ve acımasız insanları belirtmek için kullanılırdı.
*Bir ispanyol biriyle ilgili küçük düşürücü bir yorum yapmak istediğinde "turco" derdi.
italyancada "bestemmia come un Turco" ("Türk gibi küfretmek") ve "puzza come un Turco" ("Türk gibi pis kokmak") deyimleri sıklıkla kullanılır.
*En kötü şöhretli italyanca deyim (manşetlerde de sıkça kullanılır) yakın bir tehlikeyi belirtmek amacıyla kullanılan "Mamma li Turchi!" ("Anneciğim, Türkler geliyor!") deyimidir. Ayrıca italyanlar "Fumare come un Turco" (Türk gibi sigara içmek) deyimini de sık sık kullanırlar. Almanca ve Sırpça'da da "Türk gibi sigara içmek" anlamına gelen deyimler vardır.
*Kıbrıs Cumhuriyeti'nde askerlere uygun adım yürüme eğitimi verilirken söyletilen "En iyi Türk, ölü Türk" sloganı, 2008 yılında hükumet tarafından alınan bir kararla yasaklandı.
*Norveççede "Sint som en tyrker" ("Bir Türk kadar kızgın") şeklinde bir deyim vardır.[kaynak belirtilmeli]
*Rusçada "Незваный гость хуже Татарина" ("Davetsiz misafir Tatardan kötüdür") şeklinde bir deyim vardır.
*Karadağ'da işini kötü yapan birisine ''işini çok kötü yapıyorsun. Türk müsün?'' diye soruluyordu.
*Sırbistan'da komik hareketler yapan birisine ''Hareketlerin çok komik. Sen Türk müsün? Böyle aptalca hareketleri ancak bir Türk yapabilir.'' deniyordu.
Türk düşmanlığı türklere,türk kültürüne,osmanlı imparatorluğuna,türkiye'ye ve diğer türk halklarına(kazak,kırgız,uygur,özbek,tuva,çuvaş,başkırt,hakas,tatar vb.) karşı duyulan düşmanlık ve korku olarak tanımlanabilir
Bazen bu düşmanlık diğer Balkan Müslümanlarına(boşnak,pomak,arnavut,torbeş) ve moğol halklarına da yönelir.
iran,ermenistan,rusya,abd,avusturya,belcika,bulgaristan,polonya,isveç,danimarka,fransa,yunanistan ve Çin de sık rastlanır.
her halükarda bi Türke Türkmene Müslümana sallama bok atma durumu. ağır solcularda bulunan bi özellik. Irkçılığın daniskasını yapıp milliyetçi insanı ırkçı diye etiketliyen bizleri kafatası ölçüyor sananların yaptığı bir eylem.
Batı dünyası okullarında edebiyat kitaplarında, tarih kitaplarında sürekli "Türkler bizi asmış, kesmiş, kadınlarımıza tecavüz etmiş, çocuklarımızı zorla alıp yeni çeri ocaklarına götürmüş" gibi Türk düşmanı politika yapmışlardır. Ama her nedense Türklere yapılan zulümleri, katliamları hep gizlemişlerdir. Kendi savaşlarını “kurtuluş” savaşı, bizim savaşları hep soykırım olarak dillendirmişlerdir. Çocuklarını böyle yetiştirmişlerdir.
Liderler, Krallar, devlet adamları ve Başbakanlar da boş durmamış onlar bu nefret tohumlarına katkıda bulunmuşlardır.
Meselâ, ingiltere Başbakanı George “Türkler bir insanlık kanseri, kötü yönettikleri toprakların etine işlemiş bir yaradır” demiştir.
ABD Başkanı Thomas Woodrow Wilson’un 1917 de yayınlanan “müttefik bildirisinde”“uygar dünya bilmelidir ki müttefiklerin temel amacı her şeyden önce, Türklerin kanlı despotluğuna düşmüş olan halkların kurtarılmasını ve Avrupa uygarlığına kesinlikle yabancı olan Türklerin Avrupa dışına atılmasını içerir” der. Ama bir Allah’ın kulu çıkıp sana ne Avrupa siyasetinden dememiş.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Teodor Pangolos 1997 yılında devlet adamı statüsü ile, Türkler için söylediği sözler şunlardı :“Türk askeri ve diplomatik düzenin bir bölümü, Ege’deki sınırlarımızın ve egemenlik haklarımızın tartışmalı olduğunu söylüyor. Bizim bu konuda Türklerle görüşme yapmamız söz konusu değildir. Hırsızla katille, ırza geçen tecavüzcüyle görüşmemiz olanaksızdır.” Der. Ama hiçbir Avrupalı Yunanlıların “Helen ülküsü” olan Megali idea uğruna yaptığı vahşeti yazmaz ve anlatmaz.
“Türkiye üzerine notlar ve düşünceler” isimli bir kitapta Türklerle ilgili şöyle yazar: “Türkler, tüm varlıklarıyla kendilerini en aşağılık zevklere adamışlardır. Fuhuş, oğlancılık, ahlaksızlık ve ensest ilişki batağında yuvarlanarak, kendilerini bozukluklara vermişlerdir.” Aynı kitap devam başka bir bölümde de şöyle der: “Avrupalı çocuktaki ilerleme ve uygarlık yaratma yetisi Türk çocuklarında yoktur. Bu nedenle Türklerde başkasının hakkına saygı, kişisel sorumluluk duygusu, dostuna içini dökme, aile yuvası sıcaklığı ve fedakârlık duygusu gibi kavramlar bulunmaz.”
Bitmedi, Almanya’da basılan bir sözlük ise Türklerin tarifini şöyle tanımlar: “Türkler dinsiz, hoşgörüsüz, kaba, vicdansız, acımasız, ahlak kurallarına saygısız, en korkunç günahları işlemeye yatkın, lanetlenmiş korkunç barbarlar, sinsi, korkak, kibirli, aşağılık, güvenilmez, tanrı tanımaz, kötü, soyu sopu belirsiz bir halktır”
Batılı toplumların iliklerine kadar sinmiş Türk nefreti halâ sürmektedir. “Nefret medeni (!) Avrupa’da en güçlü histir.” Mesele Türk'e düşmanlık olduğunda bütün Avrupalı milletler adeta birbirleriyle yarış ederler. Ne Alman'ı, ne ingiliz'i, ne Fransız'ı, ne Yunan'ı fark etmez besledikleri his ve duygular aynıdır.
Türk nefreti ve düşmanlığı tarihi ve sosyolojik bir geçektir.
Sürekli pompalamalarının altında yatan gerçek ise Türklerdeki millî bilinç, milli şuur, milli refleks ve milliyetçiliğin uyanacak olması, korkuları bu işte.
Kapımızı çalan yabancı ne kapıdan içeri girdi nede çıkıp gitti. Sürekli pompalıyorlar. Her zaman övündüğümüz o jeopolitik konumumuzun aslında trajikomik bir hale gelmesinin irdelenmesi gerekir. O yabancının bir kısmı siz Avrupalısınız, bir kısmı hayır sen oryantalistsin gibi masallarla gençliğimizi sömürmekte olup, saf gençlerimizde bu masallara inanmaktadır.
Bugün gençlerimizin tekrar düşünmesi gerekir. Çünkü tarihinde yüz kızartıcı tek bir suçu olmayan, dünya medeniyetleri içerisinde en köklü tarihe sahip olan milletlerden biri olan, tarihi başarılarla dolu Türk milletine mensup olmakla gurur ve onur duymalıdır.
insanlığın bütün değerlerinin yozlaşmasının baş aktörleri olan egemenlerin, Müslümanların ve Türklerin nefretiyle dolu olan batının bizi asla sevemeyeceğini ve hiçbir zaman yararımıza bir uygulamada bulunmayacağını artık görmemiz gerekir.
1980 lerde ermeni sorunu her iki tarafın görüşlerinede başvurarak belgesel çeken amerikalı gazeteci türklere nefret Türkiyeden uzaklaştıkça artarken türkiyeye yakın yerlerde azalıyor tesbitinde bulunmuş ama vardığı sonuç iki tarafıda memnun etmemişti sonuç olarak hem ermenileri hem türkleri karşılıklı katliamcı olarak nitelemişti.
Geçmişten gelen göt acısının yarattığı aşağılık kompleksinin ortaya koyduğu bilinç altı düşmanlıktır.
Evet, Batılılar (her ne kadar yarıdan fazlası bire bir Türklerle aynı Orta Asya boylarından gelselerde) Türklerden nefret ederler. Bunun haklı sebebleri olduğu gibi haksız ve gereksiz sebebi çok çok daha fazladır.
Tabi batılı derken de herkesi aynı kefeye koymamak lazım. Örneğin Balkanlarda Müslümanlıktan öte Türkler hala sevilir hatta Arnavutlar vb. bir çok toplum kendini Türk sayar. (Türkiye'ye Arnavutluktan göçen Arnavutluk Türkleri burada ikide bir Arnavutuz, Arnavutuz dese de Arnavut'un öz kendisi dahi batıya gittiğinde kendinin Türk olarak kabul eder)! Bunun çok örneği vardır.
Örneğin Çek, Polonyalı, Balaruslu, Romanyalı, Bulgaristanlı vb. hatunlar Türklerle ilgili çok atıp tutarlar, barbar, cahil vs. bir sürü saçmalıktan bahseder. Ama karşısında Klasik Türk oğuz tipli (Kumral, beyaz ten, uzun boy, atletik yapı, düzgün aksan, batı/doğu sentezi entelektüalite vs) Türk erkek görünce kendinin yatakta bulur, sonra Türk'den iyisi olmaz *
Fransız koyu Türk düşmanıdır (hemde Fransızları adam eden Osmanlı Türkleri olduğu halde) Fransız hatunlar keza öyle ama Fransa dışına çıktıklarında her Fransız'ın illa bir Türk sevgilisi vardır. Çünkü karşılarında tipi Fransız gibi, kişiliği ne batılı, ne asyalı, ne doğulu bambaşka farlı bir adam görür. Özelikle Fransızlarda öz güven sanılan fakat boş götü kalkıklık ve karı kibirinden başka bir şey olmayan o kibirden daha çok Türk deki gerçek öz güveni görünce onlarda bir süre sonra kendini yatakta bulur. Sonra Türk'den iyisi olmaz.
Zenci performansında, Zenci aleti genetik yapısında Beyaz/Caucasian (Biz Her ne kadar Kafkas deyince farklı bir ırk desek de dünyada bu içinde Türkler dahil bütün beyaz ırkı barındıran insan ırkıdır! Arplar, Çinli, Taylandlı, Hintli Asyalılar, Ermeniler vb. dışında kalan beyaz ırk.) adam bulmanın keyfini sürerler.
Kısaca batılı hatunlar Türk diye karşısında Türk pasaportlu kürt, Arap, Rizeli Laz/Rum vb. değilde Oğuz vb. Türk genetiği taşıyan gerçek bir Türk'e denk gelirse Türklerle ilgili fikirleri 180 derece değişir.
işin diğer boyutu da her ne kadar Roma'yı kuranların da kökleri şaşalı olsa da batılılar Romalıları batılı/beyaz (Alman, ingiliz, italyan şu bu) olarak adlandırdığı gibi çok medeni görürler. (Not: medeniyet sadece göresli güzel ihtişamlı bina yapmak değil, o toplumda yaşayan en alt bireyin refah seviyesidir ki Roma'da kölelerin hali, malum, Sıçan adamın götünü eliyle silen köle var)
Roma yıllarca bütün dünyaya seferler düzenleyip, önüne geleni doğramış, tecavüz etmiş, yakmış, yıkmıştır. Halkında sağ bıraktıklarını da köle yaparak hizmetine almış ve o muhteşem binaları yaptırmıştır (Türklerde böyle binaların olmamasının sebebi Türklerde kölelik olmamasıdır, en azından Osmanlıya kadar yoktu, Eski Türkler, yani Gerçek kökümüz Orta Asya Türkleri, Hunlar, Göktürkler, vb. büyük medeniyetlerden pramit, büyük yapılar vb. nin kalmamasının sebebi bunları yapmak için köle olmamasıdır, çünkü köleleştirme adetleri yoktur). Romalılar gittikleri her yeri işgal edip, o topraklarda ne var ne yoksa hepsinin sömürmüştür.
Ancak birden bire Sibirya, Orta Asya bölgesinden gelen Türk diye bir ırkın olduğunu anlamışlardır. Bu ırk Tsunami gibi küçük birlikler halinde nereden geldiği, ne zaman geleceği belli olmaz şekilde koca Roma ordularına, Roma medeniyeti şehirlerine ani akınlar düzenleyip Roma'nın canına okumuştur.
Bunlar da yetmezmiş gibi ortaya bir de ATTiLA diye bir adam çıkmıştır. Ne yaptılarsa bir türlü bu adam ve boyları ile baş edememişlerdir. Defalarca bu adamla anlaşmaya oturup, varlarını yoklarını bu adama vermişlerdir. Hatta Roma kraliyet ailesi bu adama kızını verip akrabalık kurarak kendi çıkarlarına kullanmak için yırtınmıştır. Neyse ki sonra adam zehirlenmiş ve bunlar da bu sayede kurtulmuştur. Attila o ana kladar Bugün Almanya, Fransa, Avusturya, Kuzey Avrupa, Hatta Romanın bir çok yerinin ele geçirmiştir. Bu gün kendine Alman, Hollanda, Fransa vb. kırallığüı diyen dallamalar da aslında millete dönüşmelerini Atillaya borçludur. Atilla Romayı zayıflatmasa Roma orospusu olmaya devam edeceklerdir.
Atilla Roma'yı sikip attıktan sonra Roma yavaş yavaş parçalara bölünmeye başlamıştır. Bunlardan biri de Bizansdır. Gelmiş geçmiş en büyük medeniyetlerden biri.!
Sanki Atilla yetmezmiş gibi bir de Orta Doğu'nun göbeğinden (Gene zamanında da Asya'da Tsunami gibi Orta Doğuya çarpıp Arap vs. bırakmayan Türkler) Alparslan diye bir adam ve bunun kurduğu imparatorluk türemiştir.,
Bu Selçuklu denen adamlar Orta Doğu, Mezopotamya, Mısır vb. çevrede kendi halinde önüne gelen yeri alıp, geliştirip medenilştirirken ve Anadolu, Avrupa vb. hiç bir hayali yokken bir anda kendilerini Anadolu'nun kapılarında bulmuştur.
Tabi sığır Bizans Kralı (Bir de emrindeki Türk asıllı Generaller, Süvari/Okçu birliklerine güvenerek) Selçuklunun onda biri kadar olan sayısını da küçümseyerek Selçukluya bulaşma gafletinde bulunmuştur.
Ancak akıl etmedikleri savaşmanın Türkler için bir eğlence, festival olduğu, bunu da genetik olarak en iyi yapan millet olduklarıdır. Hal böyle olunca Selçuklu Bizans'ı iyice madara edip yenmiştir ki aldığı zafer Bizans ve Batı medeniyetleri için tarihe bir rezalet olarak geçmiştir.
Selçuklu da bakmış "Lan biz bu salakları zaten madara ettik, bari şurayı da alıp bir imparatorluk kuralım diyerek, bu sefer bütün Türklerin kalanlarını da Anadolu'ya getirmiştir!
Tabi Türkler bugün ki yaptıkalrı kerizlik gibi o zaman da aynıydı. Ele geçirdikleri yerdeki toplumları alıp, kendi mileltlerine aktıp, özgürce yaşamalarına izin vermiştir. Sonra bu milletler bir süre Sonra Türk'e dönüşmüş, Türk adı ile anılmış ve Türklere yapomadığı adilik, şerefsizliği bırakmadıkalrı gibi Türklerin imparatorluklarını, milletlerini her daim içten yıkmıştır. TAbi iSlama fazla kaptıran Türkler islamın da uyuşturucu etkisi ile kolayca yıkılmıştır.
Ancak Selçuklu yıkılınca ortaya bu sefer binlerce Türk boyu çıkmıştır ki bunların her biri zaten kendi başına bir Krallık, imparatorluk büyüklüğünde ve gücündedir. Hepsi de devlet kurmaya meyilli, ezelden beri organize olmayı bilen, millet olarak yaşamayı iyi beceren toplulular olduğu için bu sefer yeni bir imparatorluk kurmak için kendi aralarında savaşmaya başlamıştır.
Güçlü olanlar daha güçsüz olanları aldıkça veya bazıları direkt birleştyikçe bunlar iyice büyümeye başlamıştır.
Bunların Orasında Osman soyundan geldikleri için Osman Oğulları diye anılan bir beylik diğerleri üstünde yaptığı da iyi siyaset sayesinde daha fazla üstünlük kurmuş ve hepsinin lideri haline gelmiştir.
Bu sefer bumlar hep birlikte Roma'ya yani Bizans'a akınlar düzenlemiş, Roma rahat durmayıp sürekli bunların üstüne yürümüş ve her daim kaybetmiştir.
Bu arada Türklerin diğer akrabaları Moğollar da gene TA Çin seddinden kalkıp Avusturyanın içine kadar ala ala her yeri ele geçirmiş, papa vs. dinlemeyip hepsini madara eymiştir.
Haçlı seferi düzenleyelim, Batılı Hristiyan olmayan herkesi köle yapalım, sömürelim, karılarına tecavüz edelim orospumuz yapalım (Tarihi gerçek bu) çocuklarını pazarlarda köle yapalım vs. derdindeyken Türk bir yandan, Kuzeni Moğol bir yandan ortada Haçlı vs. bırakmayıp hepsinin defalarca madara etmiştir.
Sonuç? Türkler Selçuklu yıkılır yıkılmaz bir tane daha koca Türk imparatorluğu kurup ortalığın amına koymuştur. Ayrıca döneminin en gelişmiş medeniyeti haline gelmiştir. Sonraları gene islam denen uyuşturucuya iyice kapılmış, Türklükten iyice uzaklaşmış, sonunda da bunu fırsat bilen batı intikamını alarak. II. Viyana kuşatmasında Osmanlının yaptığı akla hayale sığmaz geri zekalılığı fırsat bilip Devşirme Osmanlıyı madara etmiştir. Bundan cesaret alıp 16. YY sonrasından itibaren Osmanlı ve öncesinde Türklerin aldığı bütün Toprakları geri almış, Hatta Anadolu'nun tamını ele geçirmiştir.
işin kötü tarafı Batılı tam biz Türkleri Anadolu'dan çıkardık, yok ederek Orta Asya'ya kadar süreriz derken Türkün Ergenekon Efsanesi bir kez daha gerçekleşmiştir.
Bir de bire nereden geldiği bilinmeyen Sarışın Mavi Gözlü bir Bozkurt ortaya çıkıp "ORDULAR iLK HEDEFiNiZ AKDENiZ" demiştir.
Bu Bozkurtu'un önderliğinde yüz yıllarca tarruz emri verecek bir Bozkurt bekleyen, o güne kadar lidersiz kurt sürüsü gibi geri çekilen Türk milleti bir anda geri çekilmek yerine tam tersine Bizon, Fil, Geyik sürülerine dalan aç kurtlar gibi önüne geleni Tsunami gibi çarpıp temizlemiştir. Bütün dünya önünde bir araya gelip gene de yenememiş ve işgal ettikleri Anadolu topraklarından siktir olup gitmişlerdir. Aldıkları yenilgiler de tarihe utanç tablosu olarak geçmiştir.
Üstüne bunca savaş, yokluğa rağmen öyle bir Türk devleti kurmuşlardır ki bugün en gelişmiş denen ingilizler, Almanlar, Amerikalılar vb. sözde medeni milletler dahi gerek ekonomik, gerek sosyaal haklar, gerek vatandaşlık hakları vb. hiç bir konuda bu devlete yaklaşamamıştır. Üstüne bir çoğu da bu gün geldiği gelişmiş medeni hale bu devletin sisteminin ve liderinin örnek alarak gelmiştir!!!
Ancak ne acıdır ki Türk bu devlet kurulduktan 70-80 yıl sonra gene islam uyuşturucusuna kapılmış, gene milleti yaptığı diğer etniklerin özgürce yaşamasına izin verip bunları Türk olarak kabul etmiştir. Sonuç olarak gene bunlar içten içe bu Türk medeniyetini de yıkama başlamış, her tür hainliği yaparak gene Türk'ü sırtından bıçakla maktadır.
Bunların nüfusu arttığı için haliyle yönetimde de söz sahibi olunca Türk medeniyetinin içten yok ettikleri yetmez gibi bir de en tepeden (Tıpkı soysuz Osmanlı hanedanının yaptığı gibi, Fatih vb. bir kaç tanesinin ayırıyorum) yıkmaktadır.
Ne diyelim! Demek öyle yada böyle bu devlet de içten içe gene diğerleri gibi yıkılacak, gene ortaya Bir Bozkurt çıkıp yerine gene 10 katı güçlü bir Türk Medeniyeti Cumhuriyeti ile ortaya çıkacak!
işte Batılının Türklerden nefret etmesinin sebebplerinden sadece bazıları!
Eh kolay değil! Barbar dedikleri Türk binlerce yıl 200 Üzeri devlet, imparatorluk kurmuş! Ta Amerikanın göbeğinde kızıldereliden % 100 Türk deni çıkıyor! Anadolu, Mezopotamya, Asya vb. bir yerde nereye bir kazma vursalar altından Türke ait binlerce yıl yaşında bir eser çıkıyor!
Türkler barbar, cahil, medeniyet görmemiş diyerek araştırmaya başlıyorlar araştırdıkları yerden illa Türk'e ait döneminden çok çok ileri ve medeni bir eser çıkıyor!
Batılı, Arap vb. götüne giyecek don dahi yapamazken, üstünde ayı postu ile gezerken Türk'ün 2500 Sene önce 16 yaşında Prens için baştan aşağı altın iplik ile dokunmuş Altın Asker üniforması yaptığı ortaya çıkıyor!
At diyor, atı evcilleştiren Türk çıkıyor. Köpek diyor kurdu evcilleştiren Türk çıkıyor! Ok diyor, Oku ispanyola, Efeslilere vb. medenieytlere bağlamaya çalışıyor bakıyor ispanyolun elindeki ok ortasına ip geçirilmiş 10 metre ateş eden zopadan başka bir şey değil!
Diğer yanda Türk'ün bir Yayı yapmak için 4 sene harcadığını, yaparken kullandığı malzemeler, kimyasalları, yaptığı sanatı ve mimariyi görüyor, yetmiyor, At üstünde 60 KM hızla saniyede 1 ok atıp % 100 tam isabet aldığını, 900 metreye isabetli ok attığını, şövalye zırhlarını deldiğini, ta 5-10 bin sene önce yaptığı aletin Ateşli silahların icadında ve hatta ta 19. YY'a kadar ateşli silahlardan dahi kat kat etkili odluğunu görüyor.
Bugün dahi M4 (M16) ABD piyade tüfeğinin isabetli atış mesafesi 100 metre, iyi atıcıya 200 hadi diyelim 300 metre! O da at üstünde o hızla hiç bir bok vuramazsın, At üstünde öyle manevra yapan adamı hele hiç vuramazsın!
Eh bunlar sadece bir kısmı. Türklerden nefret eden milletlerden birinden olsam ve kıçımda öyle bir acı taşısam ben de Türkler'den nefret ederdim!!!
isveç’in önceki Türkiye Büyükelçilerinden Eric Cornel’in, “Bir islam ülkesinin kutsal Roma imparatorluğu” başlıklı makalesinden satırlar:
“Avrupalılık bilinci, Türklerin islami yayılmacılığının önlenmesi için yürütülen mücadele sürecinde gelişmiştir. Dolayısıyla, Hıristiyanlığın islam’a karşı konumu, Avrupa’nın Türklere karşı tutumu gibi, soğukluk ve umursamazlık temelindedir.”
Sarkozy’nin kafası “tek” değil. Büyükelçi Cornel ve onun gibiler çok. O kafalar geçmiş yüzyıllardan bu yana aynı tohumların zehirli ürünleriyle beslendiler.
Bakınız nasıl?
Alman Papaz Martin Luther (1483-1576) Hıristiyanlıkta Reform hareketini başlatan kişidir.
Hoşgörüyü esas alan, özgürlükçü bir din anlayışını savunmuştur. Protestanlık mezhebinin kurucusudur.
Hoşgörünün yolunu açan Luther’e göre Türkler Katolik Kilisesi’nin yanlışlarına, yolsuzluklarına karşı “Tanrı’nın gönderdiği cezadır.”
Türk’ün tanrısı olan şeytanı yenmeden Türk’ü yenmek kolay olmayacaktır. Tanrı, işlenen sayısız günah ve nankörlük nedeniyle şeytan Türkleri Almanların başına bela etmiştir.
Bir Türk’ü öldüren vicdan azabı duymamalı; tersine Hıristiyanlığın düşmanını yok ettiği için vicdanı rahatlamalıdır.
Eğer Samson gibi güçlü olsaydım, çaresini bulur her gün bir Türk öldürürdüm…”
………………….
Fransız Filozof Voltaire… Fransız Devrimi ve Aydınlanma hareketinin öncülerindendir.
Günümüzde özellikle düşünce ve ifade özgürlüğünün temel taşı sayılan “Efendi, fikirlerine katılmıyorum; ama fikirlerini özgürce dile getirmeni sonuna kadar savunacağım!” sözüyle tanınmaktadır.
Ama bakın Rus-Osmanlı Savaşı sürerken Rus Çariçesi II. Katerina’ya yazdıklarına:
“Yüce majesteleri, Türkleri öldürerek bana yeniden hayat veriyorsunuz. Siz Avrupa’nın gücünü aldınız. Türk dilini ve onu konuşanları Avrupa’dan sürmek gerek… insanlığın iki büyük baş belası var: Birincisi veba, ikincisi Türkler…
(…) Hümanizm ilkem olmasaydı, Türklerin hepsinin kökünün kazınmasını görmek isterdim.
Ben en azından birkaç Türk’ün öldürülmesine katkıda bulunmak isterdim.
Gerçi bu benim hoşgörü ilkeme uymuyor, ama insanlar çekilişlerle yoğrulmuştur…”
Prusya Kralı’na yazdığı mektupta ise “Yunanistan’a zulmeden Türklerden her zaman nefret edeceğim. Ne barbar şeyler! Onlara 60 yıldır Cenevre saatleri satıyoruz, ancak hâlâ bunlarla ne yapacaklarını bilmiyorlar. Saatleri nasıl kuracaklarını bile bilmiyorlar.”
………………
ingiliz şair George (Lort) Byron (1788-1824), romantik akımın öncesi Byron Türklerden nefret konusunda romantik değil.
Osmanlı’ya karşı Yunan isyanı sürecinde isyanlara fiilen katılmak için Yunanistan’a gitmişti.
………………
Fransız şair, yazar ve devlet adamı Victor Hugo (1802-1885):
Bu katil imparatorluktan, “Osmanlı”dan yakamızı kurtaralım. Bağnazlığı ve zorbalığı susturalım.
Elde kılıç dolaşan boş inançları, doğmaları etkisiz hale getirelim.
………………
Alman filozof Friedrich Engels (1820-1895):
“Avrupa’nın en güzel toprakları ayak takımının egemenliğinden kurtarılacaktır.
Avrupa Türkiye’sinde Yunan Slav kent soylu sınıfının etki ve zenginliği sürekli artmakta, Türkler her geçen gün gerilemekte.
Zaten Türkler devleti ve asker gücünü ellerinde tutmasalardı çoktan yok olup giderlerdi.
Türklerin sahip oldukları -uygarlığı engelleyen- bu tekel ve güç artık güçsüzlüğe dönüşecektir.
işin doğrusu, Türklerin ortadan kaldırılmaları gerekir.”
Garibaldi'nin Osmanlı'ya karşı Balkan Halklarına Yazığı Mektup
Giuseppe Garibaldi'nin Border Watch Gazetesinde 22 Aralık 1875 tarihinde yayınlanan Osmanlı'ya karşı Balkan Halklarına Yazdığı mektubu
“ Caprera, 6 Ekim.
- Hersekli ve Doğu Avrupalı kardeşlerime.
Türkler Bursa'ya sürülmelidir. Bir kurt gibi gelip Bosphorus'u(istanbul Boğazı)'nı geçtiler, yıktılar, katlettiler ve tecavüz ettiler. Bize tarihte Pelasgi şehrini armağan eden halkları yok ettiler. Belki de o halklar Avrupa'daki ilk medeni toplumlardır. Osmanlılar, artık mahvettikleri bu coğrafyada var olmamalı. Bursa'da ve Bursa'nın da ötesindeki ıssızlığın ve azabın içinde tüm görgüsüzlükleri, yağmacılıkları ve zulümleriyle yeteri kadar Anadoluluyu bulacaktır.
O vakit artık ayaklanmalısınız Karadağ'ın, Hersek'in, Bosna'nın, Sırbistan'ın, Tarabya'nın, Makedonya'nın, Yunanistan'ın, Epir'in, Arnavutluk'un, Bulgaristan'ın, Romanya'nın kahraman evlatları. Hepiniz şanlı bir tarihe sahipsiniz. Leonidas, Achilles, Büyük iskender, Scanderbeg ve Spartaküs sizin toplumlarınızda doğmuşlardır. Ve bugün sizler içinizde halen Spartaküsler ve Leonidaslar bulabilirsiniz. Diplomasiye güvenmeyin. Bu kalpsiz yaşlı kadın sizleri aldatıyor. Ama tüm dünyanın erkeklerinin kalbi sizlerle. Bugüne kadar Türkleri destekleyen ingiltere artık tüm fedakarlığı ve içtenliğiyle sizleri destekleyecek ve özgür insanlardan kuracağınız birliği, Hilal'in imparatorluğuna tercih edecektir.
Türkleri Bursa'ya sürmeliyiz. Ancak o zaman bağımsız ve özgür olabilirsiniz. Osmanlılar, istanbul Boğazı'nın bu yakasında(Doğu Avrupa topraklarında, Balkanlarda) var olduğu sürece her zaman savaş sebebi olmaya devam edecektir ve sizler insan olmanın kutsallığına asla sahip olamayacaksınız.
Türkiye'de pek yokmuş bunlardan. varlığım türk varlığına armağan olsun ve ne mutlu türk'üm diyene deyişlerinden rahatsız olunduğu Için andımızın kaldırıldığı ülke neresi? Kendi topraklarında kendi Bayrağı açılınca provokasyon olur, önüne gelen bayrak açamaz diye müdahale edilen ülke neresi?
türke düşman olmakla türk ırkçılarına düşman olmak arasında daglar kadar fark vardır. ama geri zekalı ırkçılar bunu bile ayirt etmekte zorlanıyor nedense. hep söylüyorum bunlar mal diye.
