Yabancı dizilerle türk dizilerini kıyaslayarak kalitesiz diyorsak o tarafta da tıbbın bütün imkanlarını kullanmalarına rağmen çok rezil işler de çıkıyor.
Bir dizi ya da film kalitelidir diyebilmemiz için o yapımı oluşturan farklı öğelerin bir arada başarılı olduğunu gosterebilmeliyiz.
Sadece kurgu sadece senaryo sadece efekt sadece kast başarısı ve onların oyunculuğu bir yapımı tek başına iyi yapmaya yetmez.
Cem yılmaz gibi küçük küçük parçaları arka arkaya ekleyince film olmuyor. Film ve dizi bir bütünlük içinde olmalı.
Bütün öğeleri ile uyumlu bir birliktelik ve bu birliktelikle anlatılan bütünsel bir yapım kalitelidir.
Özgün olamayış bir neden. Tutturmuşlar bir entrika da entrika. Bir de yakın zamandaki trend, yabancı kıytırık yapımları alıp türk kültürüne adapte ederek islamik şekilde sunmak. Sonra da insanlar aklı beş karış havada, gerçeklikten uzak dizilerden imrendiği rol ve senaryoları kendi hayatında aramaya başlıyor.
hep aynı adamların hep aynı konu etrafında çoğunlukla çiftlerden biri zengin biri fakirdir ama fakir kardeşimiz son çıkan ayfonu kullanır.zengin tarafta bu birlikteliği istemeyenler boldur ama hep kaybederler.
konu hep aşk hep para amk bak game of thrones a bak prison break a bak sherlock a bide bize bak amk diğerlerinin rakibi yok sherlock yerine arka sokaklar var.
baya bi uzun oluyorlar ya insan izlerken ay sol taraf ağrıdı birazda sağa yatayım oluyor özetiyle 3 saat boyunca insanları hareketsiz koyuyoruz.
Hepsinin konusunun aynı olması, kalitesiz oyuncular, çalıntı ve sikimsonik mizah, batıya özendirme çabaları, zenginin kazanıp fakirin kaybetmesi, zenginlerin hep mutlu olması, düşünmeden yazmaları. Liste uzar gider...
Halkın zekasının kalitesiz olmasıdır. Hiç kimse dusunmek istemiyor. Aa barıştılar aa ayrıldılar aaa şu adam komik aaa işte o adam geri geldi kız orospuluk yaptı adam şerefsiz çıktı falan yani.
vıcık vıcık aşk hikayelerini konu edinmeleri. hadi eskiden sarıyormuş böyle şeyler mesela babalarımızın zamanında aşk denen bir şey varmış, bir görüştüğün kişiye sıkı sıkıya bağlanırmışsın. yani eskiden sevdiği uğruna her şeyi yapan insanlar varmış. şimdi kim kimi sikiyor belli değil. sen discodan çıkmayan kucak kucak gezen kızı tam aşk kadını ya bakın izleyin diye seyirciye sunarsan tutulmaz tabi amk. biraz şöyle anadoluya yakın kültür olarak tip olarak bizi anımsatacak kişileri bulun. şimdi açın televizyonu her dizide vıcık vıcık samimiyetsiz ilişkiler mevcut. birde bu gençlerin aşkı zaten 13-17 yaş grubuna hitap ediyor. onlar olmasa dizi sektörü tamamen çöker zaten. lan bide aşktan başka bir şey yokmuş gibi hep aynı konular.
1) ortalama bir türk dizisi önceki bölüm yayınıyla beraber 3 saati buluyor ve bu sürenin büyük bir bölümü geçiş sahneleri, ikili diyaloglarda mimik şovları, sahne uzatmaları gibi detaylarla geçiyor ve nihayetinde konuyu sündürdükçe sündürüyorlar.
2) artık klişe hale gelmiş zengin- fakir aile ilişkisi, eşini aldatan bireyler ve parçalanmış aileler senaryoları.
3) oyunculukların (belirli diziler dışında) yerde sürünmesi
gibi sebeplerdir kanımca.
-yapımcıların vizyonsuzluğu.
-halk bunu seviyor bunu istiyor düşüncesi.
-halkın cahil olması.
- (bkz: katarsis)
-maddi kaygılar.
-dizi süreleri.
-yeteneğin değil dış görünüşün ön planda olması.