aşk nelere kadir diye düşündüren durum.
bundan yıllar önce haftalık rutin kedi kesme ayinimizi tamamlamıştık. hey gidi günler... "allah yok din yalan" diye ateist arkadaşlarımla ayinden sonra vedalaştım, eve giderken onu gördüm. lacivert türbanıyla adeta 1,7 km öteden ben burdayım diyordu... gel al beni, al beni, aal diye haykırıyordu adeta. hemen ateist cemiyetine döndüm, artık ben sizden değilim dedim, artık böyle yaşamaktan bıktım, artık tekrar imambayıldı yemek, kapalı ayran içmek istiyorum dedim. herkes ağlaştı, ben de yanağımdan süzülen damlayla beraber çıktım. evet, ismi damla'ydı.
gel zaman git zaman görüşmeye başladık. o kadar seviyordum ki onu, hafız olduktan sonra tefsir yazmaya başladım, 3 yıl boyunca torlakçılar köyünde imamlık yaptım. müftülük seçmelerine katılmıştım, ondan destek beklediğim bir anda "bizim abdülmuttalib'in senden çok daha makkamlı kuranı kerim kıraati var, ayrıca bölge müftülüğü yolunda senden çok daha puana sahip, allahın izniyle o kazanacak, seni terkediyorum - bir müftü ile evlenmek istiyorum ben" dedi... makkama da, müftülüğe de lanet olsun deyip oradan koşarak uzaklaştım. yanağımdan süzülen damlayla beraber koştum. evet, ismi damla'ydı.
gerçek dostlarımın kim olduğunu anladım - ateist cemiyetine geri döndüm. az önce kedi kesip gene bakire kanı içtik... hayat çok güzel be.