yazılanları gördüğümde miğdemi bulandıran olay. karalamak için kimisi otoban demiş, kimisi göbeği açık falan. bu başlık altındaki entryler ile ülkemizde insan haklarının ve insanların inançlarının 1 adet küçük şişe su fiyatında olduğunu gördüm. bir insan dinini yaşamak, dinini yaşayarak eğitim almak istiyorsa motormuş gibi hakaret edelim öylemi. hadi partizanlık akp muhaliflik siyaset bunlar hakkında her türlü hakaret ve eleştiri yapılıyor ama türban takıyor diye bir insana otoban demek? o halde bu ülkeyi mustafa kemal ile birlikte kurtaran nene hatunları analarımızı silelim tarihten. eğer türbanla üniversiteye girmeye karşı isen karşısındır ve karşı olduğunu dile getirirsin. usulü ile. ama dinini yaşamak isteyene kaltak muamelesi yapmak en büyük kansızlıktır. türbanlıların kötü örneği yok mu, elbet var, olacaktır da. ama bu tüm hepsini karalamak ve hakaret etmek hakkını vermez. ben nasıl başı açık bir kişiye bu şöyle bu böyle diye hakaret etmiyorsam, sende etmeyeceksin, edemessin.
azılı azınlığın faşizan uygulamasıdır. ne kadar anlatsak da konussak da bu insanlık dışı uygulamayı savunan kalbi mühürlenmişleri ikna edemeyeceğiz. bu sorunun sona ermesi yakındır kanımca. ergenekon operasyonu, balyoz operasyonu, yargı reformu, anayasa değişikliği derken devlet kademesinde yerini sağlamlaştırıp kendi cumhuriyetini kurmuş kişilerin birer birer kökleri sökülerek anti demokratik uygulamalar sona erecektir.
bazı başı açık, beyni kapalıların icat ettiği ve yine o tip insanların destek verdiği yasaktır.
"aydın olmak" ile "kıç açmak" arasında bir doğru orantı olduğunu zanneden, beyin felci geçirmiş, yasakçı ve faşist zihniyetin tezahürüdür. bu yasağı savunanlar öylesine sığdır ki her şeyi simgelere indirger. zira çapı ancak buna el verir. simgelerin altındakini konuşamaz, ancak simgeleri konuşur. dünyanın hiçbir yerinde rastlamadığımız yasakların türkiye'de olmasını çok doğal karşılar... ama utanmadan "aydınlık düşünceden", "çağdaşlıktan" da bahseder. bu yasağı savunanlar "kemalist kişilik bozukluğu"ndan muzdarip kişilerdir. fazla takmamak, dikkate almamak lazımdır.
national geographic ekibi bu vatandaşları doğal yaşam alanlarında inceleyip, belgesel hazırlayacakmış oradan izleriz artık.
"...kemalistus laikus, çıkarlarına zarar geleceği anda çok saldırgan olur. bölgede yalnız kendilerinin egemen olmasını, diğer canlıların ise başka yerlerde* yaşamasını ister. istekleri yerine gelmediği zaman akıttıkları salya zehirli olabilir..."
bu ülkenin en büyük ayıbıdır. insanların en doğal hakkı olan eğitim hakkını sırf başındaki allah ın emri olan örtü yüzünden ellerinden almak bu toplumun tamamına yakınını yok saymaktır. er ya da geç bu yanlıştan dönülmelidir. unutmayın zulum asla payidar olamaz.