gerçekten de çetin bir münazaraya malzeme olabilecek bir konudur. birbirine taban tabana zıt, iki farklı görüşe de hak verebileceğini düşünüyor insan. gelin hem bunları inceleyelim hem de başlığı tanımsız bırakmamış olalım:
(not: iki görüş de farazi fikir sahiplerinin ağzından yazılacaktır)
efendim, bu ülkenin % 99'u müslümandır. üstelik örtünme hem dinimizde hem de geleneğimizde mevcuttur. durum buyken, ben neden inançlarımın gereğini yaşayamayayım? neden vergilerimle sağlanan, devletin eğitim imkanından faydalanamayayım? dünya küreselleştikçe, sınırlar kalkıyor. insanlar bilinçleniyor, toplumlar demokratikleşiyor. peki neden biz de hala yasakçı zihniyet hüküm sürüyor?
sekülerizm, devletlerin dinlere tarafsız yaklaşımını içerir. bu yönüyle de aslında dini özgürlüklerin ve inançların en büyük teminatı seküler düzenlerdir. bunu gerçekleştirirken de, belli başlı kuralları olması kadar doğal bir şey de yoktur kanımca. oysa, türbanı savunanlar farklı bir düzen istemektedirler. ilköğretime inen türban takma alışkanlığının, toplum düzeni ve ülke rejimi için tehdit olmadığını söyleyebilmek biraz da pollyannalığı gerektirmektedir.
sonuç olarak şöyle baktığımda, her iki görüşe de hak veresim geliyor. karar sizin; türban takabilmek özgürlüğün bir gereği midir yoksa özgürlüklerin tehdidi midir? kolaylıklar!
