türkçe olsa da olmasa da amele kaynayıp kaynamayacağı meçhul olan yer.
çünkü şöyle bir gerçek var. insanımızın facebook'ta bu kadar gezmesinin sebebi meraklı olması. neye meraklı? yakınlarının resimlerine meraklı. dün ne yapmış, kimle buluşmuş, ne yemiş, nerde yemiş, kimlerle yemiş, çocuğu olmuş, kaç tane olmuş, ne iş yapıyor... gibi sorulara cevap verir o sorular. facebook'un resim konusunda twitter'a nazaran çok daha geniş bir yelpazesi var. istediğin kadar albüm açıp, bunlara göre düzenleyebiliyorsun. sanki bilgisayarında klasörlere ayırıyormuş gibi.
twitter'da resim konusunda sadece twitpic'den yararlanabiliyorsun, onda da bildiğim kadarıyla albüm falan açılmıyor. zaten çevremde sadece facebook kullanan, yani koskoca internette facebook'tan başka hiçbir boka girmeyen tiplerle aramda genellikle buna dayalı bir diyalog yaşanıyor.
a - arkadaş
b - ben
a: twitter'a resim konuluyor mu?
b: konuluyor ama albüm yok öyle facebook'taki gibi.
a: nası yok ya.
b: yok işte.
a: aman bok gibi.
evet bok gibi aslında. benim istediğim de bu zaten. facebook'un amacı bu. resim koyarsın, kendini gösterirsin. ben burda bunu yedim diye hava atarsın arkadaşlarına, çevrene. nispet yaparsın düşmanlarına falan. olması gereken budur çünkü. facebook'un bir raconu varsa, twitter'ın da var. resim koyamazsın twitter'a, anlığındır çünkü o senin. ya da koyarsın, ama albümlere bölemezsin, bu kadar basit.
umarım twitter bu şekilde devam eder, resim sistemlerinde herhangi bir değişiklik yapmaz. böyle kal. lütfen...
Insanlara ortak dil olan ingilizceden ziyade kendi anadillerini kullandirtan site. Yabanci arkadaslarla karsilikli takipsizlik karari aldik, cunku onlar da genelde sadece anadillerinde tweetliyorlar.
2 gündür hesap açmaya çalıştığım ama bir türlü becerecemedim site. hesap açmayı bilmediğimden değil siteye ulaşım probleminden kaynaklanıyor. bir türlü sign up kısmı yüklenmedi amk.
facebookdaki "ne düşünüyorsun" un bir farklı versiyonu... keşfetmesi biraz zor o yüzden bir arkadaşımın girdiği ve beni sandalyemden düşüren tweetine banmadan dokunmadan kopyalıyorum:
"facebook'a da ilk başta ne sikko bişey lan demiştim, o yüzden twitter'e ön yargılı yaklaşmyorum şimdilik.. hayırlı olsun.. şurdaki buton ne?"
sayesinde ünlülerin ne yaptığını, ne düşündüğünü kendi yazılarıyla okuyabildiğiniz sosyal paylaşım sitesi. he bu o kadar çok önemli mi? çok değil ama özellikle hayran olduğunuz biri olunca güzel bir imkan haline dönüşveriyor.
haber olmak, o da değilse bir nebze konuşulmak isteyen kıçı kırık ünlücüklerin koşarak hesap açtıkları ve birbirleriyle tartışmaya girdikleri, olmadı cıbıl fotoğraf yayınladıkları, daha da olmadı entel moduna girdikleri, kendilerini biraz olsun önemli hissettikleri.
reytingin mi düştü? işler mi kesat? kimse seni siklemiyo mu? istinye park da kar etmediyse;
o halde hemen bir tiwıtır hesabı almalısın dostum!
modern şamdan gibi bir şey oldu bu ünlücükler için.
insanların kendini kaybedip s*çtığı anı bile bizle paylaştığı garip, gereksiz, sevimsiz, kullanışsız bir sosyal paylaşım sitesidir.
çok sosyal bir insanım. (bkz: s*çtığım anı bile paylaşıyorum.)
arapça yazı yazmak gibi bi'şey bu twitter olayı. bir olayı anlatmak istiyorsun ama aşagıdan başlamak zorundasın. her yazdıgın twit son yazdıgının üstüne giriyor, hem anlam kaybı oluyor hem ne dedigin anlaşılmıyor.
bu tipleri yayanlar da demet akalın gibi ünlüler. buna metin arolat, hande yener, ışın karaca gibileri de dahil olabilir.
bunlar twitter'ın sadece bir yönde ne olduğunu anlatan tipler. twitter'ın içinde olmayan, daha önce hiç içinde bulunmayan, twitter'ın ne olduğunu sadece bu tip arkadaşların yazdıklarından anlayabilen arkadaşlar da twitter'dan, "aman millete ne benim ne yaptığımdan," diyerek uzaklaşıyorlar.
peki twitter gerçekten böyle bir şey mi? değil tabi ki.
oraya gidip de sadece ne yediğini, içtiğini; nereye gittiğini; nerden döndüğünü falan söylemiyorsun ki.
böyle olmadığını söylüyorum da, kalkıp aslında ne olduğunu anlatmayacağım. gidin bir bakın. ön yargılı olmayın amuhahoyım.
ki şöyle bir gerçek daha var ki, bu alemde arkadaşı olmayan zevk alamaz. nasıl facebook hesabın var ve orada birçok arkadaşın olunca mutlu oluyorsun. onlarla bir şeyler paylaşıp, bir şeylere gülüyorsun veya yorum yapıyorsun. twitter'da da arkadaşın varsa aynı şeyleri yapacaksın, sadece formatın farklı olacak. o kadar.
takip edilen ünlülerin kendini bir şey sanmasına neden olan site. çok sayıda takip edenim var, misyon sahibiyim, kamuoyunu bilgilendiriyorum ve yönlendiriyorum diye düşünüyorlar fakat bu kadar değer verip önemsedikleri kitleye cevap verme zahmetinde bulunmuyorlar. tek taraflı ve eleştiriye kapalı iletişimi tercih etmelerini giderek daha da üstün insan olmalarına bağlıyorum.
ilk önce gereksiz ama neden eksik olsun diye kullanılmaya başlanıp beş yada 10 takipçiden sonra gaza gelinen ve +1000 takipçiden sonra hayatınızı bagladıgınız yer çok güzel oluşum.