kitaptaki ayrıntıları keşfettiğiniz de kendinizi seriyi bitirmiş olarak görüceksiniz. Ve devam filmlerinde hiç bir şeyi kaçırmadan izlemenize olanak tanıyacak. Ben fantastik film/kitap sevmem demeyin * deneyin efendim.
serisini yoğun istek üzerine bitirdikten sonra rahatlıkla üzerinde yorum yapabileceğim roman.
öncelikle çok şaşırdığımı söylemeliyim. şaşırdım çünkü insanların hangi akla hizmet bu kitaba aşık olduğunu ve dolayısıyla hem ülkemizde hem de başka ülkelerde bu serinin best seller listesine girdiğini anlamadım. kitabın üslubu ipek ongun un bir genç kızın günlüğü serisindeki üsluptan daha kötü. bi tane genç kız... efendim aşık oluyor, aşık olduğu herif vampir çıkıyor, olaylar gelişiyor da hede hödö... spoilera girmemek için ayrıntı vermicem ama hakkaten serinin bütün kitaplarında ne bir farklılık var ne de sürükleyicilik.
ayrıca bella karakterinin edward karşısında bu kadar ezilmesini, gururunu bu kadar ayaklar altına almasını, edward'ın çevresinde pervane gibi dönmesini ve bunu takiben edward'ın da resmen hindi gibi kabarmasını da şiddetle kınıyorum. şimdi bu romanı okuduktan sonra bütün kızlar ' ay erkek arkadaşım ne istiyosa yapmalıyım. onun için kendimden vazgeçmeliyim. aşk budur' felsefesiyle madara olurlarsa hiç şaşmam.
sonuç olarak... bu yorumumdan sonra gelecek olan ıyyyy, iğrenç oylarımı da başımla beraber kabul ederek... beğenmedim, hiç beğenmedim.
ortaya çıkışıyla beraber kolpa vampir sevdalarının türemesine neden olan serinin başlangıç kitabıdır.. ve ayrıca bu twilight hayranlarından birçoğu (bkz: blood the vampire) dediğim zaman "aman vampir filmleri de türedi" diyecek kadar dar kafalı da olabiliyorlar..
filmi ilk izlediğinizde çoğu insan edward'a odaklandığından mükemmelmiş gibi geliyor. ama dört kere izlerseniz (bkz: ben) filmin çok eksiği olduğunu anlarsınız. çekimler berbat, senaryo ise ondan daha vahim. camlardan kameraların gözükmesi, bırakılan çantayı bir sonraki sahnede gökten uçmuş gibi yeniden görmemiz vs. beğenmedim. cık.
lan bugün kardeşimin ısrarıyla izledim tamam mı. tamam mı?
arkadaş anlaşıldı ki, süper güçlerle romantizm bir araya gelmemeli.
yani her ikisini de ayrı ayrı izlerim. sweet november da ağlamış adamım ben. hönkür sümük hem de!
ama gel ki bu filmde sevdiğim tek sahne beyzbol sahnesidir. jasper'ın artislikleri, ed'e hasta olan sarışın afeti, bakmadan resim çizen kızın bacakları falan.. bilemiyorum yanee.
süper güçlerle sorunsuz birleşen bir tür varsa o da maceradır.
gayrısını yapan çektirsin gitsin.
p.s. : okuldaki o süper aktif çinli yavşak çocuğu da dövücem, and içtim. artık kapını iyi kilitle çinçançon.
vampir hayranlığını tetikleyici etkiye sahiptir filmimiz.aslında ergenlere hitap eden basit duygusal filmlerden farkını vampir unsuruyla aşmaya çalışmış ama başrol oyuncusu kızımızın yeteneksizliği filmi daha da kötüleştirmiştir kitabın pek bir popüler olmasıyla okusammı desemde sözlükteki yorumlar beni şüphelere sürüklemiştir
popüler şeylere alerjisi olan bir insan olaraktan kitabı daha iki gün önce, kuzenimin şiddetli baskıları sebebiyle okudum. evet kitap güzeldi. en azından bir günde bitti ve sıkılmadım. ki bu iyi bir şey benim açımdan. dün gece de filmi izledim. daha doğrusu gülmekten izleyemedim. yahu hemen hemen her sayfasında güzelliği, çekiciliği, karizmatikliği anlatılan edward karakteri için, öyle armut kafalı, dar omuzlu, otistik bakışlı bir adamı çok mu aramışlar merak ettim. içine etmişler bütün bi konunun. nasıl bir edward o öyle? eğitilebilirler gibi tipi var adamın. kasıtlı mı yapmışlar bilemedim. yoldan geçen on adamdan beşi robert pattinson denilen heriften daha yakışıklı emin olun. valla sinir oldum. daha tipsizi yok muymuş ellerinde?
Vampirine değil ! Kurt adamına(Jacob) bayıldığım ve ağladığım filmlerden biri.
Mazoşist bir aslanın aptal bir kuzuya aşık olmasını konu eden duygusal film.
kitabını çok zor koşullara, psikolojik baskılara rağmen bitirebildim ve akabinde filmini izledim.
siktiğimin filmi, o kadar piyasa oldu ki dünkü bok olan ergen piçler edward, ergen oynak zilliler ise bellaolmuş sanal alemde fink atıyorlardı. ne zaman feysbuka girsem mutlaka bir tane lavuk hangi twilight karakterisin testini çözmüş oluyordu, sürekli filmin bölümleri video şeklinde paylaşılıyordu, afişleri yurdum insanın duvarlarını süslüyordu...
neyseki her şeye rağmen, kitabı bitirene kadar önüme sunulan cömert dayatmalara rağmen, filmle alakadar hiçbir şeyle ilgilenmedim.
Ve dün yarrağımın anteni olan kitabı keyifle bitirdim, ardından bilgisayarıma torrent yoluyla indirmiş olduğum filmini de izledim, güzeldi, fantastikti...
ne bella betimlendiği kadar güzeldi, ne de edward abartıldığı kadar yakışıklı...
(bkz: zenci vampir)
kitabını okuyanların, filmi yetersiz bulmasına rağmen, vizyona gelmesiyle hayranlarını ikiye katlayan bir eserdir. kitabı okuduğunuzda, hayalinizde yarattığınız edward'la filmde edward'ı canlandıran aktör karşılaştırılamaz bile. (bkz: alacakaranlık)
kimileri kabul etmek istemese de edward bildiğin taştir! hatta insan değildir, olamaz. gözleri, ifadesi. başarılıdır. film öyle aman aman bir konu ihtiva etmiyor ama. bizdeki fakir erkek zengin kız modeli imkansız aşkın gavur versiyonu kız vampir aşkı.. gerçi belirtmeden geçemeyeceğim ormanda başbaşa kaldıkları kızın bir yandan aşık olduğu adam tarafından 'yenme' tehlikesi varken adamın üstüne üstüne gittiği sahne çok cezbediciydi. tabi bu durum da yine edwardı canlandıran zaatı muhteremin seksiliğinden kaynaklanıyor da olabilir. bilemiyoruz efendim. filmle ilgili beklentileri fazla yüksek tutmadan sadece edward için bile izlenesi filmdir.
yeni nesil gençlerin benim göremediğim neyi gördüklerini merak etmeme neden olan kitaplar ve filmden oluşan vampir hikayeleri sinsilesi. hayır bildiğimiz türk filmleri kıvamındaki hikayelere biraz kurtadam bi tutam vampir eklemekle nasıl böyle prim yaptıklarını anlayamadım gitti arkadaş.
abartılmış balon bir film. sıradanlık devam ediyor. ergenler çok sevdi ancak. he onlar ergen abisi. böyle güzel kız, yakışıklı erkek falan. eki eki. senaryodan bana ne. eki eki.
ilk filmi izledim. Başrol oyuncusu esasoğlanın sürekli, sanki her an sıçmak üzereymiş gibi triplere girdiğini gördüm. Güldüm.
Film boyunca böyle bir acılı ifade... böyle sanki dün gece 3 dürüm acılı çiğköfte yemişsin, o günün sabahına yanarak kalkmışsın gibi... Nedir abicim bu allaasen? Tamam anladık kızı ısırmamak için kasıyosun kendini ama bu kadar da yapmacık olunmaz ki...