" Tekirdağ manzarasında 8 arkadaş içiyorduk. içimizden birinin hadi Uludağ a gidip içmeye orda devam edelim demesiyle devam etti gece. Alkolün bize verdiği yetkiye dayanarak herkes fikri onayladı. Arabalara binip yola koyulduk. Saatler sonra bir dinlenme alanına girdik. Birap oturup dinlendikten sonra bir arkadaşımı alıp tuvalete gittim. Tuvaletlerden biri doluydu. Dolu olan tuvaletin bir tarafına ben bir tarafına arkadaşım geçti. Tam tuvaletin etmeye hazırlanıyordum. içeri biri girdi. Arkadaşına sesleniyordu ve muhtemelen arkadaşı dolu olan tuvaletteydi.
- Aliii...
Dolu tuvaletten ses geldi...
- zoooorrrt...
Tekrar...
- Aliiii...
- zooorrrttt...
- Ulan Aliiii...
Bu sefer daha uzun...
- zoooooooorrrrttt.
Başka diyalog geçmedi arkadaşını ramaya gelen adam çıktı gitti. Aynı anda tuvaletten çıktığım arkadaşımla kapıda göz göze geldik. Gülmekten yerlere yattik.
Dinlenme alanına geri girdiğimizde karın ağrısından durumu anlatamadık doğru düzgün diğer arkadaşlara. Kendimize geldiğimizde anlatabildik ve en az bizim kadar onlarda olaya güldüler."
o inanılmaz sesin ahmet abiden mi yoksa çok güzel, çok narin bir insan olan eşinden mi çıktığını, hayatınız boyunca bilemeyeceğiniz, kimseye soramayacağınız ve ölünceye kadar cevaplanamayacak olan tiksinç haldir.
