siyasetsizliğin siyasetine inanmışlar için gayet makul bir taklid olmakla beraber, önermenin kendisine prim veren insanların olmasına rağmen bu önermenin kendisini önemsememekte fayda var. yalnız kimse önesenmemeli diye bu zihniyetin kendisini teşhir edilemeyeciğini sanmasın. zira bu zihniyet artık her yerde. mide bulandırıcı bir siyasetsizlik anlayışı ile toplumsal çöküşün bedellerini gösteriyor. halk düşmanlığına varan ve piyasacı zihniyetle yetiştirilen şahıslar siyasetten öyle bir soğutulmuş ve apolitisazyon süreci geçirmişler ki; politize olmuşllar dahi birikimsizliklerden çürümenin mide bulandırıcı yüzünü afişe edici davranışlarda bulunuyor. bu durumdan ise bize tek seçenek yolu kalıyor: bu şahıslar birikimsizliklerini ifşa ederek, siyasetin ciddi bir teorik formasyon ve pratik altyapı ile olacağını göstermek, mide bulandırıcı siyaset anlayışını yerle bir etmek. başka çıkar yolu da yok.
bazı okumuş sananların kendisine bütün her şeyi biliyorum ne faşist ne sosyalistim sadece liberalizmin büyüsüne kapıldım ya da fukuyamanın hani sağcı hegel taraftarı olan tarihin bittiğini savunan yazarın uluslararsı ilişkiler profesörünün yaptığı varsayıma inanan bünyelerin bok atmakta usanamayacağı kendisine itiraf edemediği faşizm duygularını sözlüğe, bir insanın en fazla şey öğrenebileceği( sözüm ona adamsa) okullara sadece öğretim yuvası sıfatıyla bakan zihniyetin kusması; hala türkiye de ne kadar güçlü bir devrimci düşüncenin egemen olmaya çalıştığını görememesi sonucudur.
bazen taklit o kadar tutar ki, devlet büyüklerimiz bile devrim yapacaklarına inanıp taklitçi gençlerimizi beslemeyip de asabilirler. hatta koskoca cia bile raporlarında "amerika'nın gelecekteki çıkarlarına tehlike teşkil eden örgütler" listesine ekler *