bugün yaşadıklarımızın temellerini atmış, faydası zararından az olan, karikatürlerinin çizilmesine izin vermiş liderler listesinde yer alan, türkiye cumhuriyeti'nin 8. cumhurbaskanidir.
Medya solcularından destek almış bir amerikancı sağcıdır.
(Medya solcuları, 12 eylül döneminden nefret edip öfke kin kusmuş fakat Özalı bir "demokrasi ve özgürlük getiricisi" olarak pohpohlamışlardır.)
türkiye cumhuriyetinin 8. cumhurbaşkanıdır. yaşım gereği yetişemedim ama böyle sadece turgut özal özelinde değil, siyasilerin liderlerin hayat hikayesini ve fazla şahsi siyasi yorum katmadan neler yaptıklarını anlatan belgeselleri severim. oradan araştırmıştım. 32.gün falan hani. babalarımız, dedelerimizin meşhur bir " özal zamanı" diye tabirlerini de hatırlıyorum. velhasıl özetlemem gerekirse, zengini seven tonton bir amcamızmış. ve şu varmış sanki. kin gütme, nefret politikası, ayrım politikası yokmuş. yineliyorum özal özelinde de değil. demireller, ecevitler, erbakanlar, mesut yılmazlar niceleri. bir prosedür bir devlet saygısı varmış sanki.
Sadece Avrupa'da basıldı; Türkiye'nin haberi olmadı. Fransızca bilmeyen ve Francis Lamand'a yazdırdığı bu kitabında bizzat Turgut Özal şu ifadeleri kullanır:
"Bizi Türk sayarak dışlıyorsanız bilin ki, bizim Türk denecek bir şeyimiz yoktur, uygarlık adına neyimiz varsa hepsini Yunanlılardan aldık. Bizim kültürümüz Yunan kültürüdür. Oğlumun adı olan Efe bile, Yunancadır; bu nedenle, Avrupa Birliğine girmemiz için kültürel engel yoktur. Biz tepemizde Türk olmayan yöneticiler bulunmasını yadırgayan bir toplum değiliz. Avrupa Birliğine alınmamıza bu açıdan da herhangi bir engel yoktur!”
Turgut Özal'ın yazmış olduğu ve içeriğinde Türk Milleti için pek çok hakaret ifadeler içeren "La Turquie En Europe" adlı kitapta, Türk milletinden "çoban" ve "medeniyetsiz" bir topluluk olarak bahsediyor.
Kitabın Orijinal dili Fransızca olup, Türkçe baskısı bulunmamaktadır ...
Adnan menderes ekolünün temsilcileridir. Taktik basitçe ülkeyi borçlandır bir krizle devril. Sadece lider değiştirerek üç beş sene sonra geri gel. En büyük silahları dindir.
Bir arkadaşım vardı. Babası sıkı özalcıydı. Hani özal sayesinde köşeyi döndüler desem inanın. Kaptıkları ihaleler sayesinde Acayip zengin oldular. Sonra bir ara irtibatımız koptu. Ortak arkadaşlardan duyduğum kadarıyla babası iflas etmiş, elde avuçta ne var ne yok kaybetmişti. Sırf borçlardan kaçabilmek için terki diyar eylemişlerdi. Bildiğin sıfırı tüketmişlerdi. Daha sonra tekrar ankara'da ortaya çıktılar. Erdoğan'ın iktidardaki ikinci dönemine yakın bi zamandı diyelim. Yani 2005-2006 yılları. Bu seferde sıkı erdoğancıydılar. arsa alım satımlarıyla tekrar müthiş zengin olduklarını öğrendim. i. Melih gökçek'in akp'si sayesinde imara açılacak yerleri önceden biliyor ve çok ucuza kapattıkları arsaları deli paralara satıyorlardı. Sizce bütün bunlar tesadüf olabilir mi? Tanıdığım Bütün zenginler özal'ı ve erdoğan'ı çok seviyor. Özal ile erdoğan arasindaki bağlantıyı siz kurun artık...