"...milliyetçilik anlayışımız, anayasamızda ifadesini bulan, türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve demokrasiyi koruyan bir muhtevaya sahiptir. türk milletini, türk vatanını ve türk insanını sevmeden, benimsemeden, türk devleti'nin iyi idare edilebileceğine inanmıyoruz. atatürk'ün milliyetçilik konusundaki görüşlerine bağlı türk milliyetçiliği anlayışımız, icraatımızın temel düşüncesini teşkil edecektir.
muhafazakarlık anlayışımız, milli, manevi ve ahlaki değerlerimize, kültürümüze, tarihimize, örf adet ve geleneklerimize bağlılığımızın bir ifadesidir. iyi olanın, güzel olanın, kıymetli olanın muhafazasıdır. asla tutucu, mutaassıp ve yeniliklere kapalı değiliz. aksine, ilerlemeye açık, medeni ,müreffeh, büyük ve kudretli bir türkiye, en büyük emelimizdir. türkiye'yi, yepyeni, kavgasız, ileri ve modern bir ülke haline getirmeye azmetmiş olarak işe başlıyoruz. hükümetimiz sosyal adaletçi bir hükümettir.
sosyal adaletçilik, sadece belirli ideolojilerin, peşin hükümlü, kalıplaşmış formüllerin inhisarında değildir. sosyal adaletçilik, fukaranın yanında bulunmak, lafla olmaz. bizim programımız, 'ortadirek' dediğimiz işçi, memur, esnaf, çiftçi ve emekliye müşahhas, pratik ve gerçekçi çareler getiren sosyal adaletçi bir programdır..."
(başbakan turgut özal, 1. özal hükümeti programı'ndan)
kendisi hakkında olumlu konuşmak isteyenin de olumsuz konuşmak isteyenin de her daim söyleyecek bir şeyler bulabildiği insandır. hem o'dur hem öbürü'dür, sırf böyle olması sebebiyle de gerçek bir fenomendir. kendisine edilecek en büyük hakaret ise kendisinin recep tayyip erdoğan kişisiyle aynı kefeye konmasıdır.
özellikle dinciler ve solcular tarafından sevilmeyen ileri görüşlü insan. ondan öncekilerin memlekete çok hayrı dokunmuş gibi kendisine çamur atılır bazı zavallılar tarafından.
hatalari ve sevaplari bol olan bir basbakandi kendisi. ulkenin gelismesi acisindan liberal bir politika izlemisti ve ozellikle dis politikayi bile is adamlarinin yonlendirmesine izin vermisti. sanirim ulkenin gelisimine katkisini kimse tartismaz ama ayni zamannda cevresini zengin etmesi, prenscikler yaratmasi, rusvete goz yummasi, sosyal devlet anlayisindan uzak olmasi da tartisilamaz.
"benim memurum işini bilir", "benim zamanımda zengin olamayan bir daha olamaz" diyerek yolsuzlukları meşrulaştıran, faizi devlet politikası yapıp üretimi köstekleyen, şu anki faiz dışı fazlanın ve aslında bütün ekonomik istikrarsızlığın mimarı.
ırak savaşında amerikaya açık destek vermesiyle incirlikten kalkıp masum ıraklı bebeleri vuran uçaklara göz yummaktan ote bu insanlık suçuna ortak olmustur. amerikada türkiyenin yardımlarına karşılık bölgeye çekiç güçü yerleştirip pkk yı kat kat güçlendirerek teşekkür etmiş bunun bize geri donusumu sayisiz aslan parcasinin kahpece duzenlenen karakol baskinlarinda sehit olmasi seklinde olmustur. bunun yanında saddamdan kaçan milyonlarca kürde sınır kapılarımızı açıp beslemiş o beslediğimiz insanlar bugün kuzeyde bir devlet kurup bizim güneydoğudan toprak talep etmiştir onları aç ve sahipsiz bırakmamamıza karşılık.
işin ilginç tarafı böyle yaptıgı hamlenın 10 - 20 sene sonrasını hesaplamadan anlık politikalar üretip ilerde ülkenin başına türlü problemler gelmesinde başrolü oynayan bu insanlar türkiyede hep bir kesim tarafından devamlı el ustunde tutulmustur.özal zihniyetine temel oluşturan için:
ölenin arkasından kötü konuşmak doğru bir iş değildir ancak. ülkeye yaptıkları yararlı ve zararlı icraatlar gözönüne alındığında zararlıların kanımca daha ağır basacağını düşündüğüm, zenginin yanındaki başbakanımızdı allah gani gani rahmet eylesin.
Allah rahmet eylesin.Çok yaman ve dürüst bir adamdı.
Türkiye'yi kalkındıran bir insandı.Bir kere halkın çoğunluğu onu seviyordu.
Çünkü halkın adamıydı.
Gerçek bir cumhurbaşkanıydı.Türkiye'yi gözle görülür biçimde kalkındırdığını hiç kimse inkar edemez.
Şimdiki Cumhurbaşkanlarına bakıyorum da Turgut Özal'ın gerçek değerini anlıyorum.
Huzur içinde ol.Demokrasi anlayışını yaşatıcaz.
keşke şu an entry girecek bilgisayarım olmasaydı,cep telefonum olmasaydı vs olmasaydı da böyle batağa saplanmamış ülkem olsaydı dememe sebep olan insanlardan birisi.rüşvet ve dışarıya bağımlılık almış başını gitmiştir.biraz perdenin arkasına bakmak gerekir zira şu an öde öde bitmeyecek bir dış borç vardır ve bu birkaç senede olmamıştır.sonuç olarak konuyu da fazla dağıtmadan,bal tutanın parmağını yalaması olayını biraz değiştirip tuttuğu balın tamamını yemeye çalışmıştır.
türkiyeye rüşvet ve yolsuzluğu getirmemiş, türkiyede rüşvet ve yolsuzluğun boğaza kadar dayandığını gözler önüne sermiştir. sanki 80 öncesi türkiye çok dürüstmüş, namusluymuş, hiç yolsuzluk olmazmış, memur rüşvet yemezmiş, karaborsa yokmuş gibi safça düşünenlerin aklının almadığı siyasetçidir. evet benim memurum işini bilir, yanlış diyen varsa beri gelsin!
kötüleme üzerine gelen edit: tamam arkadaşım türkiye önceden çok dürüst bir memleketti, devlet kadrosunda kadroculuk, rüşvet, yolsuzluk nedir bilmezdi. insanlar hakkıyla çalışır, memurlar kötüye tamah etmezdi. ne güzel günlerdi...
(bkz: andersenden masallar)
80'li yıllarda sağ elinde tuttuğu kalemini gözümüze soka soka nasıl hızla köşeleri döndüğümüzü anlatan tombul cüsseli,komik çeneli adam.
Türkiye'nin başına gelmiş en büyük hainlerden biridir.Sayesinde "bir kısım işadamı" köşeleri dönmüş,atlaya zıplaya ilerlemiş,ancak orta direk denilen kesim ortadan kalkmıştır.
Özelleştirme,küreselleşme gibi kavramları dilimize yerleştirmiştir.Türkiye Cumhuriyeti devlet yönetme geleneğinin tamamen dışında adeta bir arap şeyhi gibi ülkeyi yönetmiştir.Kızına hediye edilen Jaguar,oğlunun çapkınlık maceraları ve ölümünün ardından eşinin taverna taverna gezmesi bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanımızda görülmeyen saçmalıklar silsilesi olarak tarihimize geçmişitr."Benim memurum işini bilir" diye rüşvet kapılarını açmış,yarattığı "Anadolu Kaplanları" halkın ensesine çökmüştür.Döneminde PKK Anadolu'ya girmiş,ve hatta "teröristlerle siyasi platformda anlaşma" gibi saçma sapan kavramlar konuşulmaya başlanmıştır.
Özelleştirme adı altında ülkenin parça parça yabancı sermayeye satılması da yine tombul amca dönemine rastlar.Devletin en çok kar eden kurumları nedendir bilinmez yabancıların ellerine teslim edilmiştir.
Unutulmaması gerekir ki;başbakan ya da cumhurbaşkanı omak için barajlar ya da köprüler yapmak yeterli değildir.
Tarih,dış politika bilgisi ,devlet geleneği anlayışı ve terbiyesi olmadan ülke yönetimin başına bir şekilde geçirilirseniz herşeyi elinize yüzünüze bulaştırmaktan kaçamazsınız.
eceliyle vefat ettigi söylense de sonradan zehirlenerek öldürüldüğü gün yüzüne çıkmıştır. ama enterasandır ki eşi zehirlendiğini kabul etmemektedir. neden acaba?
federasyonu konuşalım diyen, teröristbaşını siyasi muhattap olarak kabul etmeye hazır olan, terörün tavan yaptığı dönemde sıkı yönetimi kaldıran ikinci cumhuriyetçilerin kendilerine lider bellediği kimse...
şişman gözlüklü arkasından ve hatta önünden çok konuşulduğuna şahit olduğum ve daha fazla bişe sölemek istemediğim malum adam eski cumhurbaşkanı bi şahsiyet
amerikan mandacılığı yapmasına rağmen türkiye cumhuriyetinin taş üzerine taş koymayı başarmış ender idarecilerindendir. yaptığı reform ve icraatlarla türkiyeyi kapalı rejiminden kurtarmış açık bir dünya ülkesi haline getirmiştir. döneminde birçok doğulu iş adamı zuhur etmiş hepsi de muazzam zengin olmuştur.
ruşvet ve de hırsızlık rejiminin kurucusu olmasına rağmen bürokrasiyi minimuma indirmiş mükemmel bir icraat, atraksyon adamıdır. döneminde bir adet boğaz köprüsü ve de ankara istanbul otoyolunu yapmıştır. yeni gelen hükümetlerse bu otoyolun bolu dağı tünelini 15 senedir açamamaktadır.