yakın geçmişini araştırıp okumaktan aciz zerzevatın hürriyet gazetesinde emin çölaşan adlı sözde yazarın yazılarını okuyarak tanıdığı devlet adamıdır. 1980 öncesinde sosyal devlet(!) anlayışı varmış türkiyemde de biz bilememişiz. türkiye'de yolsuzluk, yoksulluk, devlet eliyle zengin edilen iş adamları, kit'lerde yaşanan rezillikler 1960-1970 arasında patlama yapmışken, tüm yanlışı 1980 sonrasına atmak nasıl bir zeka işidir anlamak zor. peki 1980 sonrası özal dönemi sütten çıkmış ak kaşık mıdır? hayır!
türkiye için yapılan yatırımların en yüksek düzeye geldiği dönemdir 1980 sonrası dönem, eğer maliye politikası açısından bakarsak daha heterodoks bir dönemdir ekonomi açısından, bilmeyene anlatılabilir. terör vs. zaten 1980 öncesinden başlayan bir dönemdir, sonraki dönemlerde hangi sebeplerden baş edilemediğini silahlı kuvvetlere sormak gerekmektedir. ülkede neler satılmış, hangi yatırımlar yapılmış bunu bilmeden ezbere konuşmaya gerek yoktur.
iktidara gelir gelmez "Türkiye' ye her yoldan döviz girebilir, kısıtlanamaz ve menşei araştırılamaz." yasasını çıkararak uyuşturucu kaçakçılığının önünü açmış ve Suudi kökenli bankalara ülkeyi parsel parsel satmaya başlamıştır.
demiryollarina 'komünist işi' demek özal'in kendi fikri değil , aracısı olduğu amerika'nin 'dünyadaki petrol ile işleyen araçlar çoğalsın , biz de daha çok zengin olalım' politikasının sonucudur. zaten özal'ın yaptığı çoğu şey efendilerinin politikalarının sonucudur. kendisinin dahiyane bir kişilik olduğunu , ülkeye bir çok yenilik getirdiğini düşünmek komiktir. ne interneti , ne serbest piyasa ekonomisini , ne yabancı markaları özal icat etmemiştir , bütün bunların onun döneminde olması kendisinin nacizane , seçkin bir zat olduğunu değil , ancak birilerinin elinde piyon olduğunu gösterir. ayrıca dünyanın ve türkiye'nin şu andaki durumuna bakıp özal 'büyük adam' diyebilmek de türk insanının geçmişe bakıp çıkarımlar yapma konusunda en az özal kadar sığ düşündüğünün göstergesidir..
1980 dönemi cuntacı generaller tarafından başa getirilen emekli asker başbakan bülend ulusu nun yardımcısıdır aynı zamanda o dönemde. sonrasında anap ı kurmuş seçime girmiş kenan evren açık açık bu adama oy vermeyin demiş milletine ama o tek başına iktidar olmuştur. aynı zamanda bu ülkede faizleri serbest bırakarak da banker kastelli gibi bir sürü dolandırıcının ortaya çıkmasının en büyük sebebidir o zamanlarda.
düşünmeden, bilmeden, utanmadan milli hortumcu vs. yaftaları yapıştıran zeka ve insaf özürlü yüzeysel yeni yetmelerin hakkındaki saçmalıklarına itibar edilmemsi gereken büyük insan... hatalarına karşın türkiye'nin kaderini olumlu yönde dönüştürmüş müthiş bir vizyona ve pratiğe sahip cennet mekan insan...
çok zeki bu adam çok.
anayasa mahkemesinde karar oy çogunluguyla saglanmaktadır.
yarıdan bir fazla olanın fikri kabul görür.
11 kişiden 6 sının kararı kabul görmektedir.
bu tip oylamaları kaldırmak siteyen özal matematiksel bir hesap yapar.
11 in yarısı 5.5 tir.
5.5 in bir fazlası 6.5 tir.
6.5 adam olmayacagına göre 7 ye tamamlanması gerekir.
parmaktan gazi devletten hacı.merhum cumhurbaşkanı. karsıt görüşe sahip olmasına rağmen babamın ben onun zamanında ev sahibi oldum diyerek dua ettiği kişi.onu en çok ailesi üzdü.
"...milliyetçilik anlayışımız, anayasamızda ifadesini bulan, türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve demokrasiyi koruyan bir muhtevaya sahiptir. türk milletini, türk vatanını ve türk insanını sevmeden, benimsemeden, türk devleti'nin iyi idare edilebileceğine inanmıyoruz. atatürk'ün milliyetçilik konusundaki görüşlerine bağlı türk milliyetçiliği anlayışımız, icraatımızın temel düşüncesini teşkil edecektir.
muhafazakarlık anlayışımız, milli, manevi ve ahlaki değerlerimize, kültürümüze, tarihimize, örf adet ve geleneklerimize bağlılığımızın bir ifadesidir. iyi olanın, güzel olanın, kıymetli olanın muhafazasıdır. asla tutucu, mutaassıp ve yeniliklere kapalı değiliz. aksine, ilerlemeye açık, medeni ,müreffeh, büyük ve kudretli bir türkiye, en büyük emelimizdir. türkiye'yi, yepyeni, kavgasız, ileri ve modern bir ülke haline getirmeye azmetmiş olarak işe başlıyoruz. hükümetimiz sosyal adaletçi bir hükümettir.
sosyal adaletçilik, sadece belirli ideolojilerin, peşin hükümlü, kalıplaşmış formüllerin inhisarında değildir. sosyal adaletçilik, fukaranın yanında bulunmak, lafla olmaz. bizim programımız, 'ortadirek' dediğimiz işçi, memur, esnaf, çiftçi ve emekliye müşahhas, pratik ve gerçekçi çareler getiren sosyal adaletçi bir programdır..."
(başbakan turgut özal, 1. özal hükümeti programı'ndan)
kendisi hakkında olumlu konuşmak isteyenin de olumsuz konuşmak isteyenin de her daim söyleyecek bir şeyler bulabildiği insandır. hem o'dur hem öbürü'dür, sırf böyle olması sebebiyle de gerçek bir fenomendir. kendisine edilecek en büyük hakaret ise kendisinin recep tayyip erdoğan kişisiyle aynı kefeye konmasıdır.
özellikle dinciler ve solcular tarafından sevilmeyen ileri görüşlü insan. ondan öncekilerin memlekete çok hayrı dokunmuş gibi kendisine çamur atılır bazı zavallılar tarafından.
hatalari ve sevaplari bol olan bir basbakandi kendisi. ulkenin gelismesi acisindan liberal bir politika izlemisti ve ozellikle dis politikayi bile is adamlarinin yonlendirmesine izin vermisti. sanirim ulkenin gelisimine katkisini kimse tartismaz ama ayni zamannda cevresini zengin etmesi, prenscikler yaratmasi, rusvete goz yummasi, sosyal devlet anlayisindan uzak olmasi da tartisilamaz.
"benim memurum işini bilir", "benim zamanımda zengin olamayan bir daha olamaz" diyerek yolsuzlukları meşrulaştıran, faizi devlet politikası yapıp üretimi köstekleyen, şu anki faiz dışı fazlanın ve aslında bütün ekonomik istikrarsızlığın mimarı.