türk toplumunu zamanından önce ithal tüketim mallarına alıştırdığından, ithalata dayalı büyüme ve yapışkan cari açık sorununu başımıza bela etmiş kişidir. ondan sonra da bizim niye yerli otomobilimiz yok diye bik bik edersiniz.
şimdiki 12 eylül ile hesaplaşan ilk o'dur. seversiniz sevmezsiniz orası ayrı ama yaptıkları hala günümüze etki etmektedir. 17 Nisan 1993'te Hayatını Kaybeden 8. Cumhurbaşkanı, Turgut Özal'ı, Ölümünün 19. Yılında Rahmetle Anıyoruz.
19 yıl önce bugün * aramızdan ayrılan türkiye cumhuriyeti'nin 8. cumhurbaşkanıdır. şöyleydi böyleydi diye edebiyat parçalamaya gerek yok lakin yenilikçi ve vizyon sahibi bir insandı. mekanı cennet olsun.
ölümünün 19. yılında saygı ve rahmetle andığımız eski cumhurbaşkanımız. tonton ve zamcı başı diye anardık zamanında ama gelişmek adına hepsi gerekliydi. mekanın cennet olsun, büyük başkan.
1980'lere damgasını vuran, prensleriyle, papatyalarıyla 1980'leri adeta yönlendiren biri idi. Gırgır dergisindeki kelleleri, Semra bir kaset koy da keyiflenelim'leri, gözümüzün içine içine kalem soktuğu icraatın içindenleri, hayali ihracat, hortum gibi kavramları, hayatımıza soktuğu vergileri, ile enteresan bir kişilikti. Ne yalan söyleyeyim, şimdikilere göre yeğ tutarım kendisini. Biz o zaman Turgut Özal'a hanedan derken, antidemokratik bulurken ne bilelim başımıza bunların geleceğini...
Siyaseten kendisini hiç sevmem. "ekolünden geldiklerini" söyleyerek iktidarda olanların kendisini sadece seçim dönemlerinde andığını ve Özal adında biriken kaymağa pis parmakları ile daldıklarını görüyoruz. Yakında tamamen biter o kaymak... Ama yine de Demirele reva gördüklerini özala görmezler sanırım. Sonuçda Nakşi-Gümüşhanevi dergahı var arada...
Ha onu diyordum. Ulan bir devre damgasını vurmuş adama hepi topu 6 sayfa entry mi girildi???
Sayesinde türkiye tam manasıyla kapitalizmin kucağına oturmuştur ondan önce kapitalistler ne kadar kucaklamaya kalksalar da türkiye popoyu bir o yana bir bu yana çevirmek suretiyle günü kurtarmıştır.Ancak özal değme pornoculara taş çıkartmak suretiyle popoyu tam kucağa yerleştirmiştir.Öyle bir yerleştirmiştir ki kıçı kurtarabilene aşk olsun.
hakkındaki bir söylenti cia ajanı olduğudur. açıkçası şahsı ile gelen amerikan akımın düşününce hem ekonomik hem de hukuki gelişmeler kapsamında inanmak çok da zor gelmiyor. özellikle kendisi başbakan olurken ki süreçte cia'in rolü bulunmaktadır deniliyor. ben istihbaratçıların yalancısıyım.
işçi sendikalarını ve işçileri bitirmiş eski başbakan. sonra cumhurbaşkanı da oldu. bugün bir çalışanın tazminatı verilip işten çıkarılabiliyor ya işte bu insanın eseridir.
kazanılmış haklar hukuken geri alınamaz. ama işvereniniz eski sözleşmenizin yerine yenisini önerir. sizin yenisine geçmemeniz halindeki maliyetiniz tazminatınızı geçtiğinde kendinizi kapının önünde bulursunuz.
bünyelerin çok sevdiği üçlüden ikincisidir. birincisi menderes, üçüncüsü ise erdoğan'dır. biraz kitap okuyan, biraz araştırma yapmış herkes menderes'in türkiye'ye abd buyrukları doğrultusunda islam devleti'ne ve ortadoğu islam ülkeleri liderliğine hazırlamaya çalıştığını görecektir. bunun aksini iddia eden kitap veya ben daha göremedim, bahsetmeyen vardır elbet ama aksini söyleyen görmedim. özal da taa 1940'larda başlatılan kürt ayrımcılığı politikasına en büyük desteği veren kişilerden biridir. "kendi valilerini atarlar, bu iş de biter." diyebilmiştir. her türlü kayıtlarda bu sözü görebilirsiniz. şu günümüzde ortaya atılan federasyon laflarının temeli özal dönemi'ndedir. bunun yanında menderes, özal ve erdoğan ülkeyi çağdaşlaşma, sanayileştirme ve modernleştirme yönünden belki de en önde gelen siyasetçiler olmuşlardır. bunun sebebi belki verdikleri tonla tavizi örtbas etmektir belki de verdikleri tavizin karşılığında aldıkları parayı ülke için harcamalarıdır. ama ülke menfaati için en iyisi turgut özal'dır falan demek yanlıştır onu demeye getiriyorum.