islam fıkhı ve peygamber sünneti üzerine devrik olmayan on cümle kurabilenin alim sayildigi bir devirde vasat ilmi seviyesi ile müftülük yapmış zat. Kendisinin çarpık fikirlerini, içerisine gark olduğu çelişkileri kavrayabilmek için; din bu isimli kitabına reddiye niteliğindeki Suleyman ateş e ait gercek din bu isimli kitap okunabilir.
fikirlerine "meşrudur-değildir" diye bakılmasının absürdlüğü bir yana, Kuran'daki ayetlerin hangilerinin niye "tanrı kelamı değil kul yazması" olduğunu gayet basit ve yerinde bir üslupla açıklayan ve bu düşüncesini sağlam temellere oturtmak için yeterince din ve islam bilgisine sahip olduğu aşikar aydın.
kendisinin, kimler tarafından(arkasındaki güçleri öğrenmek suretiyle),hangi amaçla olduğu meçhul bir infaza kurban gitmesi fikirlerini meşru kılmaz.
turan dursunun pek çok fikri özgün de değildir.ve öyle aman allahım,dinimizin ipliği pazara çıktı diye hüzün doğurtacak tespitleri yoktur.tabii müslüman coğrafyamızın ateistleri,agnostikleri,deistleri kitaplarını,kutsal kitap edinmiş olması bu hakikati değiştirmiyor.
dinlerin ve peygamberlerin insanlar tarafından uydurulmuş şeyler olduğunu söyleyen ve bu yüzden şeriaçıların boy hedefi haline geldiği için öldürülen, Kur'an'ın tanrı kelamı değil insan söylemi olduğunu da yüksek sesle dile getiren yazar, aydın.
henüz dinden irtidat etmediği dönemde risale-i nurlarla mücadele için oluşturulan ilahiyatçı ekipte görev almışdır.ilerleyen yıllarda sadece nurlara değil allahın dini ve resulunede muhalefet etmişdir.
süleyman ateş hoca ile karşılıklı (turan dursun-din bu/sülayman ateş-gerçek din bu serileriyle) yayınlanan tartışma kitapları düşünce ufku açısından faydalı idi.
turan dursun eski bir ilahiyatçı olması sebebiyle din hakkında bilgisizce değil bilerek bazı çarpıtmalarda bulunmuşdur.
kendisini türk halkının gelişmesine adamış araştırmacı, yazar. aklında soru işaretleri kalanların sorusuna cevap bulabileciği kişi, bilgi ve birikiminden faydalanmak isteyen müslümanların kitaplarını alıp okuması elzemdir.
Bütün tek tanrılı dinlerin ana kurallarından biri olan, "öldürmeyeceksin" kuralının dışında bırakılan, aydın/düşünür. Söylediklerine yanıt veremeyenlerin, çareyi öldürmekte bulduğu teolojist.
ate olmamı 2 yıl kadar geciktirmiş kişidir. böyle de saçma sapan saptamaları vardır işte. neymiş efendim cebrail bilime aykırıymış, öyleyse cebrail yokmuş. ee turan efendi sen 40 yıldır bilimden bihaber miydin? bu adama rağmen ate olmayı nasıl başardığımı bilemiyorum.
islamin ne kadar kolay yipratilabildigini en kucuk seyde ne kadar zayifladigini gostermis yazardi.
onun icin islam ulkelerinde misyonerlik yasaken muslumanlar batida heryerde misyonerlik yapiyorlar.
cunku islam aciga ciktiginda ayetleri okundugunda aslinda o zamanki araplar tarafindan yapildigi kolayca anlasilan bir din. en kucuk sey bile sarsmaya yetiyor sanirim.
Akıl ve bilim aydınlık kesimdedir. Din ve iman ise karanlık kesimde. Aklın, bilimin ölçüleri bellidir. Gözlem vardır, deney vardır, nesnellik vardır...Yolu ışıklandıran da bunlardır. Öyleyse "din"in üzerine nasıl gidilmesi gerektiği ortada ve son derece açık: Karanlığın üzerine nasıl gidilirse, "din"in üzerine de öyle gidilmelidir. Karanlıkla savaşılırken ışık gereklidir. Dinin, imanın üzerine gidilirken akıl ve bilim gereklidir
Özgürlükleri bağlayan her türlü zincir kırılmalı, en başta da kafalardaki "iman zinciri". iman zincirine bağlı düşünce sabittir, değişmezdir. Bu ise doğanın değişken yapısına terstir. Zincirli zihin gelişme gösteremez; değişmelere, gelişmelere ayak uyduramaz. Dünyamızdaki her türlü olumlu gelişme, dinin ve imanınki başta olmak üzere, tabuların zincirinden kurtulabildiği, yol bulabildiği ölçüde gerçekleşebilmiştir. insan aklı, bilim, teknoloji, insan hakları alanında ulaşılan noktalar, bu yoldaki adımların ürünleridir.
din'i salt kendi hayatı çerçevesinden değerlendiren ve hocalarından yediği tekme,tokat veya tacizlerin acısını, müslümanlığı yıkmaya çalışarak çıkarma girişimlerinde bulunmuş yazar.atladığı çok önemli bir konu vardır.Bir çok radikal dinciyi hizada tutan,bir çok mutsuz hayatı allah sevgisi ile renklendiren bir din ortadan kalktığında nasıl bir toplum olacağımızdır.Kendi idiotolojik görüşlerini topluma kabul ettirmeye çalışarak aslında şeriat'ın gelmesini isteyen die hard müslümanlardan farkı olmadığını göstermektedir.hiç bir cinayet hakedilmiş olamaz ama şu gerçeği de unutmamak gerek.Sen kalkıp tüm hayatını ona endeksleyen kişinin O'suna sataşırsan doğal olarak 'niyazi' olmayıda kabul etmişsin demektir.Güzel bir sözümüz var bununla ilgili.Su testisi su yolunda kırılır.yapma demiyorum yine yap ama hobi olarak yap.Ama kalkıp kitaplar yazıp bununla maddi kazanç sağlamak için birçok şeyide göze almak gerek.Velhasıl kelâm ne cinyaeti işleyen kahramandır ne de cesurca doğruları söyleyen turan dursun.Söylediklerinin doğruluğu konusunda hemfikiriz.Fakat yine de o sular yanlış sulardı.daha doğumunda kulağına ezan okunan,babasının zoruyla her teravide namaza giden,aile istedi diye oruç tutan,sexi,alkolü öcü olarak görerek yetişip 30,40 yıl boyunca bu hayatı benimsemiş kişileri * kitaplarla eğitmen imkansız.Kabullenme o kadar benimsenmiştir ki.Allah çıkıp bana tapmayın rahat yaşayın dese bile kimse umursamadan ibadetine devam eder.işbu entryi yazan kişi din,diyanet işleri ile uzaktan,yakından alakası olmayan biridir.
1-Kitaplarında genellikle Türkçesi olan kaynaklardan alıntı yapmıştır.
2-iddia ettikleri şeyler kendi orijinal ürünü değil yıllardır Hıristiyan-Yahudi oryantalistlerin gündemde tutmaya çalıştıkları konulardır. Dursun sadece pazarlamacılık yapmıştır. Zaten bir alıntısında buna yer vererek Leoni Caetani öyle diyor, araştırılması lazım diyerek zekice okuyucunun aklını karıştırmak istemiş "ama doğru bir şey yaptığını sanıp, yanlış iş yapan" insanın yaptığını yaparak onlardan faydalandığının da açığını vermiştir.
3-Ayetin ayetle, ayetin hadisle, hadisin ayetle, hadisin hadisle açıklanacağını bilemeyecek kadar usul bilgisinden habersizdir. Haberi Vahid'le, Haberi mütevatir'in farkından habersizdir.
4-Kitaplardaki bir konuyla ilgili, pek çok rivayet arasından, yüzyıllardır âlimlerin (raviler açısından) seçip kabul ettiği doğru olanları değil, işine gelen rivayetleri okuyucuya doğru olarak sunmuştur. Bu da onun ne kadar objektif (!) olduğunu gösterir.
5-Hadislere uydurma rivayetler karıştırıldığını söylemiş ama kendisi o uydurma rivayetleri işine geldiği zaman istediği gibi kullanmıştır.
6-En basit olayları bile alaycı bir üslupla ifade ederek, doğru-yanlış güya kaynak ta göstererek bu konuda hiçbir bilgisi olmayan okuyucuyu istediği gibi yönlendirmeye çalışmıştır.
7-Bozacının şahidi şıracı sözünde olduğu gibi ilhan Arse'le paslaşmakta birbirlerini kaynak göstermektedir. Bir fetva kitabındaki,Tavaif-i nisadan biri talak-ı bain ile zevcinden talik oldukta akil ve baliğ olmayan bir velede veyahut bir sabiye veyahut içi göçmüş bir pire nikah olsa, badehu ondan da talak-ı bain ile talik olsa, önceki zevci ile nikahı caiz olur mu? Yaşlı erkek anlamına gelen Piri kelimesini Pire anlayacak kadar ilmi(!) salahiyeti olan kişiyi kavalye kabul ederek dans etmiştir
ateist ve allahsız olmama rağmen kendisini aptal olarak gören birisiyim. boya fırçasını duvara silkeleyip ortaya cıkan şekillerden allahın yokluguna erişmek ancak aptallıktır, ateizm değil. zaten aptal olmasa bir hiç ugruna bombok işlerle ugraşıp yazdığı kitaplar yüzünden canından etmezdi kendisini.
kullateyn isimli kitabında kendi hayat öyküsünü anlattıgını düşündügüm , 1990da silahlı saldırı sonucunda öldürülen saglam bir islam bilgisine sahip saygın insan.
her arapça ifadeyi dinsel bir ifade olarak kabul edebilen 3. sınıf sözümona solcu/aydınlanmacı kişiler için bir aydınlanmacı olabilir.
bir yandan rivayetlere dayanması ile /rivayetleri 'gerçek haber' olarak kabul ediyor oluşu ile, rivayetler arasından en zayıf olanları, işine gelenleri, kafasında kurguladığı tabloda kendince uygun yerlere yerleştirmiş olmasından dolayı kendisiyle çelişmiştir.
madem hadis rivayetlerine dayanıyorsun, neden o rivayet değil de falanca rivayeti alıyorsun diye sorarlar.
tanrının yokluğunu da evinin duvarını badanalayınca keşfetmiştir. sıradan fırççca darbelerinin 'anlamlı şekiller' oluşturmuş olması, insanın tesadüfen var olduğu sonucuna götürmüştür. şaka maka değil kitabında yazıyor. önemsemediğim için alıntı yapmayacağım ama, 'aksini ıspatlarım, yok öyle bir badana sonucu tanrının yokluğunu keşfetme olayı' diyen varsa zengin olma yönünde bir bahse girme eğiliminde olduğumu belirtebilirim.
çok sıradan bir imam-hatip lisesi mezunu çocuk bile anlar ne derece komik şeylerle ilgilendiğini.
anlaşılan turan dursun sahip olduğu arapça bilgisi- eserlerinde arapça metin bulundurmasıyla pek muhterem bilmem kaçıncı sınıf aydınlamacıyı büyülemiş.
arapça ve din bilgisi söz konusu olunca kendisine sadece 'amele' diyebilirim.
