altıparmak istikametine gitmekteyim, ulucami'nin karşısındaki postaneyi geçtim eski sümerbank'ın önünde bu adamı görmem mi...sarıldık şöyle ayaküstü bi seviştik. şaşkınlıktan birşey anlamadım. ulan dedim dünya hakikaten küçük, kardeşimin pantolonunu alacaktım terziden onu unuttum şaşkınlıktan iyi mi...sayesinde evde ayar yedik biraderden.
sarhoş şöförümüzle kanal d stüdyolarından dönerken, "heyecanlımıyız?" sorusu ve ardından attığı kötü kahkahalarla gergin ortamı bir anda şenlendiren yazar. ayrıca ilk zirvemde çok eğlendiğim için teşekkür ediyorum.
efendim saçına kurban olduğum, organizasyon yetilerini ve yeteneklerini geliştiren arkadaşlarına duyduğu sevgi ise benzersiz olan makina'da bir dangalak tarafından çıkarılmak istenen hadiseyi göğsünü siper ederek bertaraf etmiş yüce saçadam..
geç gelen bendeniz ve cakma konvers' in içeri girememe gibi sorunla karşılaşmasıyla fatal' la birlikte gelip bizi kapıdan almaları nedeniyle extra bir teşekkür etmek istediğim organizatör.
zirve sonrasi be$ikta$ iskelesinde esir kalinca ustune got kanseri riski ta$imak ve beyinin akip burunlardan dokulecegi raddeye kadar yorgunluk hissederken super muhabbetiyle ayakta kalmamizi saglami$tir. bugun ya$iyor ve bu entryi girebiliyorsam kendisinin ve o an yanimda olan sevdicegin sayesindedir.
ayrica kendime geldikten sonra cok du$undum ve kararimi verdim; sen o tekneyi alirsin. bizde guvertesinde gotu yayip gune$leniriz*.
benim bestemi çalmış yazar bozuntusu.
şoookkk.. şookkkkk.... şoooooookkk:
tucimania rockçı mı arakçı mı!?
biri yazsın medyaeteği'ne bu başlıktan ben üşeniyorum şimdi. siz yazın ben ek olarak bu adamın selülitli pozlarını da göndereceğim o siteye hahahhah..
bu arada bestemin orjinal sözleri şudur:
bursa'da doğdu!
uludağ sözlükçü de oldu!
helal olsun sanaaaaaaa....
tucimaniaaaaa, tucmaniaaaa!!!!
avatar ve sloganından erkek olduğunu düşündüğüm ve haklı çıktığım yazar. erkeğin de bir standartları vardır ama efendim dimi? ben nerden bilim tuci tuci dediğimizin yaklaşık 190 cm boyunda bir dev adam olduğunu?* kendisi heybeti kadar da sıcak ve güler yüzlüdür ayrıca. tanıştığıma memnunum.
az çok bilir kendısi beni belkide bilmez aslında pek önemi yok neyin ne olduğu. kolay yazmam yazsamda sert yazarım, şu zirve dolayısıyla birbirimizi mesaj manyağı yapmışız bugun baktımda baya mesaj göndermışiz birbirimize.metal kardeşliğine ve kişiliğine yakışır bir adam olarak çıkmıştır karşıma, organize adamdır ki adam gibi adam olduğunu söylemekten mutluyum.
"dost mu daha kıymetlidir akraba mı?" diye sorarlar adama. "dost" der adam, "akrabalarımı seçme şansım yok ama dostlarımı ben seçerim!". benim kardeşimi yüce yaratan seçti.. aynı kandan iki bebeğin ömrünü kalp kalbe geçirmek üzere kaderlerinden birbirine düğümledi. ne zaman ki aklımız erdi, seçim sırası bizdeydi. "dost" belledik birbirimizi. öyle kibarından, huysuzundan, kavgada kaçanından değil; uğruna can verip, can yakanından.
giderken bu şehrin manasını da yanında götürüyorsun paketleyip. kaderimizden atamadık ayrılıkları ne yazık. vardır elbet her işte bir hayır. anlamadığım, şaşırdığım her b.ka adapte olabilen bu beşer bünyesinin şu ayrılığa alışamaması. ne yapalım kardeşim, varsın yine çikolatalarımızı yer, sarılıp ağlarız biz. elbet ileride bu anılarıda meze yapar katarız tatlı muhabbetlere.
hajjjım benim yaaaa..
kuzucuğum benim.
lan çocuğum gibi seviyorum ben bu iti.
beraber gül, beraber ağla, beraber sevin, beraber hüzünlen, beraber sinirlenip o gazla yepisyeni küfürler yarat..
sonra yalnız bıraksın seni it!
hajjjı lan;
güneşin ufka değdiği yer var ya hani (beşiktaş iskelesinden bak göreceksin);
oraya git ama geri gel lan tamam mı!?
"benim de saçlarım seninkiler kadardı be tuci" diyerek iç geçirdiğim, x yerde y zamanda z mekanda gözlerinde siniri ve sorumluluğu görüp dark side'ye geçip youngling hesabı stüdyodakileri katledecek sandığımdır kendisi.
bir de 1kapaa5tabak'la beni gizli gizli dinleyip gülümseyen, bizi akraba çıkarandır...
yalnız vedalaşırken "ben ist'ten gidiyorum görüşemeyiz artık" dedi fena oldum, eve gittim şaraba vurdum kendimi, baktım duvarlar üstüme geliyor o gece park'ta yattım.
edit: tüm olanların üstüne bir bardak ta soğuk su içtim şarabın etkisi hesaplarımdan uzun sürdü.
(bkz: rock)ın ölmesi sebebiye caz dinlediğini düşündüğüm yazardır.
mekan: kanal d binası önü.
zaman: 7 temmuz saat 21:00 gibi(makina öncesi)
ortam: binaya girmek için bekleyen yazarlar kendi aralarında gruplu, grupsuz, solo muhabbet etmektedirler. junior, devilscry'ın fotoğrafını çekmektedir. devilcry ağzında sigara ile karizmatik bakmaya çalışırken sesizlik tucimania nın sesiyle çınlar,
-tucimania: tam rockcısın he, belli...
-devilscry: sen de öylesin belli...*
-abi rock öldü ben caz dinliyorum.
oradan diğer yazarlar arasında bir tartışma başlar, kısa süren öldü-ölmedi mırıltıları, homurtuları arasunda tuci kendisine derin derin bakan junioru farkeder.
tucimania: abi söyle şimdi sen, kim var şu zamanda sağlam rock grubu? o eskidendi...
junior: ...
tuci: ...
herkesi derin bir hüzün kaplar. derin ve acı sessizlik rock'ın öldüğünün yegağne ispadır aslında. hani aslında biz hep biliyoruzdur da, kendimize itiraf edemiyoruzdur. işte o an son noktayı koyan kişidir tuci.
üstelik alkol kullanmadığını da öğrendim tam oldu.