hayırlı teskereler diliyorum. Ayrıca acemiliğini eğirdirde değil, ya ısparta 40. piyade yada yan tarafındaki komando alayında yapacak kişidir de. Aynı zamanda acemilik biraz zor geçebilir fakat ustalığı eğirdir de olduğu taktirde rahat askerlik de yapacak kişidir.
askere gerçekten ne zaman gittiği konsunda bünyelerde şüphe uyandıran şahıs. farklı dedikodular türüyor hakkında olayı da araştırmadım ama keşke ben de askere uğurlasaydım dediğim yazar.
bu akşam yolculuk var, ulu yazarı cavit'le birlikte ısparta eğirdir'e gidiyoruz. 2 gündür gerçekten tarifi zor şeyler hissediyorum. işin aslı eğirdir dağ komando okulu'na gönderileceğimi duyunca çok sevindim, havalara uçtum. şubeme müracaatlarımda doldurduğum belgelerde iyi yüzücü olduğumu, tek gözümü kapatabildiğimi filan işaretleyip komando olmak istediğimi belirtmiştim. daha sonra kısa dönem askerlik yapanların komando olamayacağını öğrenince biraz hayal kırıklığı yaşadım, zaten yedek subay olmak istiyordum. gazetecilik gibi tsk'nın pek işine yaramayan bir bölümden mezun olduğum için 10 ağustos gecesine kadar hep görevimi kısa dönem yapacağımı sandım ama az da olsa umudum vardı. allah'a çok şükür ettiğim dualar kabul olmuştu ve ben komando eğitimi alacağım bir yere yedek subay olarak gidecektim (entydeki tens sorunsalı).
küçüklüğümden beri askere gideceğim günü hep iple çektim, eskiden tgrt'de yayınlanan mehmetçik adlı programı izlerken mikrofonlara konuşurken bile gözünü ufuktan ayırmayan askerleri görüp imrenirdim. şimdi beklediğim gün geldi, düşündüğümden çok daha fazla gerginim, heyecanlıyım. şöyle adına son entry denecek bir şey yazmak istedim bir türlü doğru kelimeleri yan yana koyup doğru cümleleri kuramadım hala da kuramıyorum zaten.
hepsini geçtim komando olacağım diye bu kadar sevinirken eğirdir'de komando olmak için aranan vasıflara sahip olmadığım düşünülüp tuzla'ya gönderilirsem asıl hayal kırıklığını yaşayacağım. umarım cavit için istediği şey yani tuzla'ya gönderilme mevzusu gerçekleşir. olur da komando olmak için uygun görülürsek eğirdir'de alacağımız eğitimin ardından yüksek olasılıkla doğudaki kritik illere gönderileceğiz.
annem, babam, arkadaşlarım neden komando olmak istediğimi dahası neden doğuda görev yapmak istediğimi bir türlü anlamıyor belki de anlamak istemiyor. askerliğimi en zor şartlarda yapıp dönünce anlatacak hikayem olsun diye bunu istemem imkansız ki "çavuşun biri bana taktı" hikayesi ile "helikopterden helikoptere atlarken tetik mekanizmasını söküp taktım" arasında dinleyici açısından pek bir fark olduğunu sanmıyorum. ne anlatıyordum ben buraya geldim. heh vatanımı fazlasıyla seviyorum hatta bazı durumlarda içimdeki aşırı milliyetçi duyguların faşizme kaymasına bile engel olamıyorum. 23 yaşındayım ve kendimi bildim bileli ülkemizin bölünme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunun farkındayım. adına kürt sorunu mu dersiniz kürt problemi mi ya da hiç yokmuş gibi mi davranırsınız bilemem. çözümün sadece silahlı mücadele ile olmadığına inananlardanım ama siyasetçi ya da halkın tanıdığı, saydığı bir akademisyen filan olmadığım için yapabileceğim tek şey silahlı mücadelede yer almak. çoğu türk genci askerliğini yolundan kaldırılması gereken bir şey olarak görür, kendince haklı nedenleri de vardır. kimisi de "vatani görev" sözüne fazlasıyla bağlıdır. ben de askerliği çok kutsal bir görev olarak görüyorum ve falan filan blablabla *.
bu kısmı direkten dönüp tuzla'ya ya da başka bir yere sevk edilmezsem diye yazıyorum;
şu sözlükte 1,5 yıldır yazarım pek çok kişiyle dost oldum düşman oldum. çokça kalp kırdığıma da adım gibi eminim. farklı siyasi görüşler, inançlar, futbol takımları gibi zilyon tane konuda haklı/haksız çemkirdiğim her kim varsa hepsinden özür diliyorum ve hakkını helal etmesini istiyorum. hakkını helal et sözü her ne kadar buram buram melankoli kokuyor olsa da eğitim zayiatlarıyla bile ünlenen eğirdir'e gideceğim için benim söylemem de sakınca yok galiba.
şimdilik aktaracaklarım bu kadar zehir/rihez gibi internet kafe eri olursam zaten sık sık entry girerim * (taş atmadan da duramadım).
323. dönem olarak geçen sene bu zamanlar geçtiği yollardan geçtiğimiz yazar.
ha biz şan ve şerefle dolu 159 gün yaptık o ayrı.
geçen sene bu zamanlar enderun sevgiler; "yokluğunda at koşturacaz ahahah" diyordu. bi sizden, bi bizden. * at koşturma sırası bizde gayrı.
başına bir hal gelmeden, kazanacağı paraları tüpçü'yü şutlamak için başlatacağım kampanyaya bağışlaması dileği ile hayırlı tezkereler diler uzunca süre hasretle anacağı bir bakınızla sözlerime son veririm.
bir tanımam etmem yazarı dahadır. lakin modern de çevirilen geyiklerden kaynaklı dolaylı yollarla hasbihal etmişliğimiz vardır.
vatanını bu kadar sevip bu göreve koşar adım gitmesi dolayısı ile de takdir ettiğim kaka kişisine şimdiden hayırlı tezkereler diliyorum. kendisi buralarda , ' ahh ulan şimdi burada olsa şöyle olurdu, o değil de özledim lan harbiden ' şeklinde anılacak bilmekteyim, o da bilir herhalde eşek değil ya . **
eğer eğirdir'e otogardan saat 22:00 da kalkacak otobüs ile gidecekse onun için de 'en büyük asker bizim asker' diye bağırabilirim. zira kuzen de oraya gidecek.
herkese merhaba a memo burası eğirdir dağ komando okulu
#5790795 demiştim 3 hafta evvelden dualarım kabul oldu da tuzla piyade okulu'na refüze edilmedim, komando eğitimi almaya hak kazandım. iyi kötü 3 hafta geçti burda temel askeri eğitim, yanaşık düzen, 100 ve 200 metre atış falan fıstık. Artık yemin töreni ve akabinde gelecek evci izni için gün saymaya başladık.
30 ağustos zafer bayramı da olmasa muhtemelen bugün de eğitimde geçecekti neyse ki bayram, takım komutanlarımız törenlerde bulunmak zorunda. biz de kamuflajları çıkartıp biraz ense yapma fırsatı bulduk. günlük tadında bir entry olacak ama 23 dakikam kaldı kütüphane bilgisayarında entryi kafamda şekle sokamam. öncelikle hakkaten kantininde bıçak satılan bir yermiş lan burası. ranza altı yazılarıyla ilgili kim ne diyorsa valla doğru, "rambo bile refüze oldu", "refüze ol mutlu ol", "daha fazla sikemezler dediğinizde daha yeni başlıyor olacaksınız" benzeri. 3 haftada ter ve ayak kokusundan tiksinmemeyi öğrendim, güneşin altında 6 saat eğitim görüp eğirdir gölü'nün tahminen serin sularına bakıp fantezi kurdum.
komando olmayı çok istememe rağmen ilk seviye belirleme testinde adeta sıçtım, 12 dakika boyunca koşma, barfiks, şınav, mekik ve bomba koşularında sürekli standartların altında kaldım. yalnız bir alanda iyiydim o da 50 metre sürünme, bununla da gurur duymalı mıyım bilemedim. şimdilik aktaracaklarım bu kadar esen kalın.
askere gittiği dönem burada olamamanın, kendisini 3 kere atıp 1 kere tutamamanın üzüntüsünü yaşatan yazar. artık izine geldiğinde atıp tutarız... hatta o derece ki gecenin bir yarısı uzak iki nokta arası ata tuta götürürüz lan seni. gönüllü çıkmazsa tek başıma da yaparım da yanlış anlaşılmalara gebe kalır lan bu durum.
yüksekten acayip korkan tu kaka bana'nın kabusu kule eğitimi sırasında yaşanan bir diyalogdur. kulenin 70. metresindeki iniş balkonunda yüzbaşı, asteğmen adaylarını bağlayıp tekmil alır ve aşağı uğurlar. 64 kişilik takımda ahtapotu düzgün bağlayamadığı için son 6 kişi arasında kalan tu kaka bana titreye titreye kuleye çıkar ve komutanın yanına gelir diyalog başlar;
yüzbaşı: gel lan korkuyo musun yoksa
kaka: komtanım ben korkuyorum zaten de bir de bu bacaklarımdaki seyyar kayışlar sıkı olmadı sanki
yüzbaşı: bir şey olmaz çok çok düşersin (gerginliğimi azaltmak için söyledi galiba ama ters etki yaptı)
bu sırada komutan ipleri 8'liden geçirir ve hadi in der, kaka helikopter demirine bir adım atar ve...
yüzbaşı: tekmil
kaka: 2... tu kaka bana kara kule eee karaburun kulesinden kalça metodu... yok ee (ses iyice titremeye başladı) 2... karaburun kuleden yarasa yöntemiyle inmeye hazırım komutanım,
zaten güç bela durduğum demirde rengim belirgin bir şekilde değişince komutan beni bağırtarak cesaret vermeye çalışır
yüzbaşı: kim???
kaka: komando!!! (nasıl bağırdım bir ben bilirim kule ve etrafı inledi)
yüzbaşı: kiiim?
kaka: komando!!!!
yüzbaşı: olamazsın!
kaka: yaaah!
yüzbaşı: olursun!
kaka: allah!!!!!
yüzbaşı: hadi defol şimdi
soru cevap şeklindeki kim, olamazsın, olursun kısmı inanılmaz bir gaz verdi ve ben inmeyi başardım.
sonrası malum, sevgiliye telefon açılır, helikopterden helikoptere atlarken değiştirilen şarjör hikayesine devam edilir.
askerliğini asteğmen olarak yapıyor diye tripten triplere giren hipine. neymiş efenim ben ona komutanım diyecekmişim. güldürendir, candır kendisi.
lan sana komutanım çekeceğime gider taksimde g.ötümü s.iktiririm. o derece yani.
sahi şöyle bir anım vardı askerde, '' koşsana lan asteğmenim koşsaanaaaa '. *
