problem yöneticilerin dinsiz beya dindar olmaları değil o göreve uygun olup olmadıklarıdır. maalesef ülkemizde göreve insanlar liyakat yerine eş dost ahbap çavuş yoluyla getirildiğinden böyle abukluklar ortaya çıkıyor. kişinin yeteneklerine veya özelliklerine bakılmaksızın bizden-bizden değil diye atama yapılırsa böyle olur.
yoksa hem dindar hem de yayıncılıkta uzman bir kişiye kimsenin itirazı olmaz. bahsedilen kişi görevi layıkıyla yapabilecek donanıma, kariyere sahipse görev yapmasında bir beis yoktur.
trt' nin yayın anlayışı 2000 lerin başındaki ile şimdiki arasındaki ilişkiyi sorgulatmaktadır.
daha geçen yıl trt çalışanları sakarya caddesinde bunu ifade eden eylem yapmışlardı. herhalde bunlar yeterli belge olur.
devlet memurluklarında gerçekleşen kadrolaşmanın bir başka ifadesidir.
maalesef 7 yıllık iktidar döneminde bu kadrolaşmanın adı bu şekilde de adlandırılabilir.
trt'de son 7 yıl önce ve geçen sene bulunmuş biri olarak doğrulayabileceğim durumdur.
7 yıl önce trt iç yapımlarla iş yapardır.
7 yıl sonra trt'de iç yapım namına haber bülteni bile kalmamış gibidir.
7 yıl önce trt'nin eğlence programları vardı.
7 yıl sonra trt'nin sıkıntı programları vardır.
7 yıl önce trt'de yönetim kadrosu gerçek tv ve radyo yöneticilerinden kuruluydu.
7 yıl sonra trt'de tüm yönetim kadrosu televizyon izlemiş olmak dışında tv ve radyo yayıncılığıyla ilgisi olmayan; çalışanlara "biz bu programı sizin için yapıyoruz"* diyen; vekâleten göreve getirilen; memuriyet bile yapmamış tiplerden kuruludur.
7 yıl önce trt programlarını işinin ustası sunucu ve spikerler sunardı.
7 yıl sonra trt programlarını kral tvvj'leri ve kanal 7 eskisi tipler sunmaktadır.
özdemir ince nin bugünkü hürriyetteki yazısının başlığı. kendisine trt çalışanlarından gelen bir e-maili aynen aktarmış. olayın vahametini anlamak açısından okunmalı.
türkiye'deki imam sayısının camilere yetmiyorken trt'yi işgal etmeye nasıl yettiğini anlamamızı bir taklacı gayretiyle, betonu delmeye çalışan su damlası sürekliliğinde, zihinleri aşındırmaya çalışarak sağlamaya çalışan klasik ve bayat bir hürriyet illüzyonu. her dindarı imam sanan ve ayriyetten kendisi dindardan hazzetmediği için herkesin de kendisi gibi hazzetmemesini sağlamaya çalışan mahallenin -ismi kendisiyle yan yana konulduğunda trajikomik bir tezat oluşturan- baskıcı ve darbesever(bir darbeyi darbelimatkap frekansında şakşaklayabilecek)bir gazetesinin sıradan faaliyeti.
ama artık haddinden fazla bıktırıcı, bayan* ve yorucu oldunuz be kardeşim**.
düşün artık bu milletin yakasından ve kafatasından, ergenekon t.ö. gibi her pisliğe konmaya çalışıyorsunuz da bu millet görüyor artık: uyanın, aydınlanın, batılılaşın artık, ilerleyin.
gayet sürece uygun bir vaziyet. trt devlet kanalı olduğuna ve devletin başında da imamlar olduğuna göre trt de imamların olması kaçınılmazdır.
60 lardan beri radyo, ne kadar güçlü olduğu anlaşılarak hep el üstünde tutulmuş, hatta ihtilallerde alelacele radyolara en konulup burdan vaziyeti bildirir mesajlar yayınlanmıştır. şimdilerde televizyon denen multi iletişimsel hakimiyet canavarı da aynı işlevi görüyor.. dolayısıyla devlete konan insanların da radyo televizyon kurumuna yayılmaları ne kadar iç kanırtsa da oluyor, olacak..