bir kadın aynı anda nasıl bu kadar harika bir sese, karaktere, yeteneğe ve aynı anda böyle bir güzelliğe sahip olabilir diye düşündürür önce ama dinledikçe anlarsınız ki o bir tanrıçadır...
geçen gün unkapanı'ndayım bir piyano gördüm, çok beğendim, içeri girip sordum dedim bunu fiyatı ne kadar, dedi şu kadar, nee dedim, olamaz, şaka yapıyorsun dedim, yok dedi şaka yapmıyorum, alırsan bu piyanoyu tori amos olursun sen dedi adam, o kim dedi, ben de bilmiyorum herkese böyle diyorum, alıyorlar dedi. öyleyken böyle işte. almadım ama piyanoyu. sonra baktım piyanistmiş. hayat çok değişik bi'şey.
birileri ölüyor, birileri doğuyor. doğa müthiş ilerliyor demek ki, şüpheye ne gerek. belki de ölüm daha ağır basıyor bu günde, uyar ölmüş. ölmemiş aslında işte dinlenmeye çekilmiş de bir güzel kadın doğmuş.
bir güzel şair, bir müzisyen bir gerçek sanatçı doğmuş.
piyanoya dokunan parmakları ile harikalar yaratan, yüzüne düşen kızıl saçları ile tablolara benziyen bir kadın.
kadın işte, tamamen kadın. doğmuş. ne güzel olmuş. yoksa a sorta fairytale'i söyleyemeyecekti kimse kulaklarımıza.
bir de maynard james keenan ile arkadaş olup da mohammed my friend'e eşlik etmeyeceklerdi o olmasa.
hayat güzel, bir de ölüm ağır basmasa.