allaaaahh, allahını seven tutmasın deyip hatunu saglı sollu tokatlamaya; "hanım ol biraz ayı balagı, yanında taktuka sesi taşıma birdaha" diye ekleyerek pencereden atmaya, daha sonrasında sınıfta sevmediklerimize kafa göz girmeye, sonra bölüm başkanına fırça atmaya, daha sonra bölümün önüne barikat kurup jandarmaya kalın ciltli kitaplar fırlatmanıza, daha da sonra bölüm binasında bagımsız devlet kurmaya kendinizi padişah ilan etmeye sonrada deli gömleği giymenize neden olacak kadar büyük bir cinnetin tetikleyiciside olabilir yada sadece sınavda oflamanıza neden olur.
bu tip gözetmenler bir de fıs fıs konuşurlar efendim yanında bir gözetmen arkadaşı varsa eğer. hem de öss sınavında. bunu gönül rahatlığıyla yapabilirler çünkü kafaları basmıyordur, ince düşünceden, diğer insanlara saygıdan nasibini almamıştır. ulan çok ses çıkarıyor diye, aldığım çikolatanın poşetini bile sınav başlamadan önce komple açıp, sıramın üstüne açık olarak koyan bir insanım. saat getirmediğini fark ettiğim arkamdaki öğrenciye yardım amaçlı olarak kolumdaki saati çıkarıp dik konumda onun (ve tabii ki de benim) görebileceğim bir yere koymuşluğum bile var. böyle insanların da var olduğunu görünce skerim öss yi deyip, "hocam bi susarsanız! soru çözmeye çalışıyoruz" dememek farz değil de nedir.
hele ki bilgisayar programlama sınavındaysanız, harıl harıl kod yazmanız gerekiyorsa ve asistanın biri hem topuklu ayakkabısının çıkardığı sesle beyninizi deliyor, aynı zamanda da dakika başı sınavın bitimine kaç dakika kaldığını söylüyorsa; işte o an birinci dereceden cinnet sebebidir.
sınıfta sürekli hareket halinde olan ve topuklarını vura vura yürürken çıkardığı sesler ile de sürekli "gözüm üstünüzde, ona göre davranın" uyarısı yapan gözetmendir.