inandığım bir eşik. lakin zaman zaman tersine falan da inanıyorum. mutluluk, insanın mutlu olma hali, gülen yüzlere sahip olmak... refah düzeyinin yüksek olduğu danimarka, isveç gibi ülkelerin çok uzağında değil belki de. ne kadar az sorun daha fazla mutluluğu yaratmaz mı? diye düşünürken zaman gelimi evrilip kapitalist sistemin ilerleyişi gereği paranın, ekonomik durumların yeterliliğinin insani değerleri bir yana attığını görüyoruz. ekonomik güçlülük, şımarma/ kendini beğenme şekilleriyle de karşımıza çıkıyor. ve insanı insan yapan değerlerin itinayla ve afiyetle içine sıçılıyor.
sıkı ilişki vardır da tek taraflı düşünülmemeli sanırım.
ön koşullardan biri olarak düşünülebilecek, ama her zaman tek ve yeter koşul olarak düşünülmemesinde yarar olan bir ilişkidir.
(bkz: karanlığın gölgesinde)