aynı anda birçok konunun oylanması sonucu ortaya çıkan durumdur. 12 eylül 2010 anayasa paketinin toplu olarak oylanmasında somut bir şekilde yaşanmıştır.
basit bir örnekle anlatmak gerekirse:
birilerine şu sorulara evet mi mi hayır mı diyeceksiniz diye sorsalar
1. sana eziyet edeni mahkemeye verme hakkı verelim mi?
2. maaşının yetmediğini düşündüğünde toplu olarak daha güçlü bir şekilde benimle pazarlık etmene izin vereyim mi? *
3. yurtdışına çıkarken kapıda takılma riskini ortadan kaldıralım mı?
4. yasama yürütme yargı üçlüsünü tek elde toplamama izin verir misin?
5. kadınlara, yaşlılara pozitif ayrımcılık yapmam uygun mu?
vs....
şimdi araya sıkışan 4. maddenin ne anlama geldiğini anlamayan koyun kesimi (gerçi diğer maddelerde de ne yazdığını pek anladığını sanmıyorum ya) ne yapıyor oy verirken ooooo ne çok şey veriyor hükümet. hem de geçmişle de kozumuzu paylaşacaz.
peki benim saf milletdaşım kendi elinle verdin diktatörlüğü adamlara (gerçi senin umurunda değil ama) şimdi önceden gizli gizli yapmaya çalıştıkları herşeyi alenen yapacaklar.
hooooop dur diyecek, denetleyecek, frenleyecek bir kurum da kalmadı.
medya zaten uzun süredir yalakanız, yargı da artık elinizde, otokontrol desen zaten yok. kim durduracak bu çığı. (gerçi boş konuşmamak lazım bu çığın altına gönüllü girenlere ne denir ki)
mantık hatası nerde diyenlere, yahu kardeşim referandumda hayır dedim ama o araya sıkıştırılmış maddeler olmasa ben de evet verirdim.
akp o kadar zeki, uyanık, işbilen adamlarla dolu ki gösterdiler bir avuç şekeri sol elleriyle arkalarında tuttukları sağ ellerindeki koca kazığı sokacaklar şimdi evetçilerin ve maalesef diğerlerinin de gözüne.