tokat gibi cevaplar

entry346 galeri2
    219.
  1. Cem bey karizmanız varmı varsa kaç cm ?
    Karizma dediğin insanın içinde olucak içinde oldummu da anlarsın kaç cm olduğunu.
    1 ...
  2. 218.
  3. + Benimle çıkar mısın?
    - Hayır.
    1 ...
  4. 217.
  5. Orhan Pamuk un bir kitabında "imam ikindi namazı saatinde caminin balkonuna çıkarak ikindi ezanını okudu" şeklinde bir cümle geçmesi üzerine ilber Hoca dan aldığı ayardır.ilber Hoca şöyle ayar vermiştir;
    1. namazın saati olmaz vakti olur. saat ve vakit ayrı kavramlardır.
    2. Minarenin balkonu olmaz şerefesi olur. üstelik ezan şerefeye çıkarak değil içeriden okunur.
    3. Ezanı imam değil müezzin okur...
    3 ...
  6. 216.
  7. En güzel günlerimin
    üç mel'un adamı var:
    Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
    en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını
    yer yer tırnaklarımla kazıdım
    hatıralarımın camını..
    En güzel günlerimin
    üç mel'un adamı var:
    Biri sensin,
    biri o,
    biri ötekisi..
    Düşmanımdır ikisi..
    Sana gelince...
    Yazıyorsun..
    Okuyorum..
    Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
    insanın
    bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
    Ne yazık!..
    Ne kadar
    beraber geçmiş günlerimiz var;
    senin
    ve benim
    en güzel günlerimiz..
    Kalbimin kanıyla götüreceğim
    ebediyete
    ben o günleri..
    Sana gelince, sen o günleri -
    kendi oğluyla yatan,
    kızlarının körpe etini satan
    bir ana gibi satıyorsun!.
    Satıyorsun:
    günde on kaat,
    bir çift rugan pabuç,
    sıcak bir döşek
    ve üç yüz papellik rahat
    için...
    En güzel günlerimin
    üç mel'un adamı var:
    Biri sensin,
    Biri o,
    biri ötekisi...
    Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
    Sana gelince...
    Ne ben Sezarım,
    Ne de sen Brütüssün...
    Ne ben sana kızarım
    ne de zatın zahmet edip bana küssün..
    Artık seninle biz,
    düşman bile değiliz..

    kime yazdığını bilmiyorumnazım hikmetin bu şiiri. ama gerçekten şahane.

    (not:bilen varsa özelden yazarsa sevindirir bu garibi)
    2 ...
  8. 215.
  9. 214.
  10. bazen zaman kronolojisinden muaftır bu cevaplar.
    mesela:

    "babalar gibi satarım."

    (bkz: akp maliye bakanı)

    ama karşılığında;

    " Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"

    (bkz: m. k. atatürk)
    2 ...
  11. 213.
  12. mekanik tokatla birlikte verildiğinde tadından yenmez olan cevaplardır.

    -bu arabaya mı binicez?
    +* g*tüne kaçmaz merak etme!!!!
    1 ...
  13. 212.
  14. 211.
  15. avrupalı kral osmanlı padişahına hediye olarak güzel bir sandık içinde hayvan pisliği yollar.hediyeyi alan padişah krala göndermek üzere güzel bir sandık içine lokum hazırlatır.kağıda da şöyle not düşer: insanlar birbirlerine yedikleri şeylerden ikram eder.
    1 ...
  16. 210.
  17. -yine mi pilav?
    +çok konuşma!
    0 ...
  18. 209.
  19. ertuğrul günay mecliste, darbecilere yargı yolunu tıkayan geçici 15. maddenin yürürlükten üzerine yaptığı konuşmada, dönek deyince ne anlıyorsunuz? sorusuna,

    ben sosyal demokrasi, sosyal adalet, milli irade gibi kavramları kullanıp da sonra milli iradenin seçtikleriyle baş edemeyeceklerini gördükleri zaman postal sesinden umut bekleyen demokrasi düşmanlarını anlıyorum. karşılığını vermiş, soranı da pişman etmiştir.
    2 ...
  20. 208.
  21. atatürk, cumhuriyet'in ilk yıllarında ülkedeki büyükelçilere verdiği davette, bir büyükelçinin kendisine ters ters bakması üzerine yaverini yanına çağırır."Öğren bakalım sıkıntısı nedir?" der. Yaver gider, elçiyle sohbet eder, atatürk'ün yanına döner. Eğilir; "Paşam, dedesini Çanakkale'de savaşta kaybetmiş. Size o yüzden böyle düşmanca bakıyormuş" der. Atatürk, sakin ve kendinden emin bir tavırla yaverine döner ve der ki "git sor bakalım dedesinin ne işi varmış çanakkale'de?"
    2 ...
  22. 207.
  23. hakim, saçı sakalı uzamış olan necip fazıl'a maymuna dönmüşsün necipdemiş.

    necip fazıl yüzünü duvara çevirip şimdide duvara döndümdemiş.
    4 ...
  24. 206.
  25. -kanka naber ?
    -sanane.

    güzel ve net bir cevaptır.
    0 ...
  26. 205.
  27. -sen ne iş yabıyon lan mustafa
    -belediye başkanıyım

    seda sayan
    8 ...
  28. 204.
  29. hz. mevlana birgün sokakta gezmekte iken karşısına bir ortodoks papaz çıkar.
    papazın sakalları 2 karıştır ve bembeyazdır.
    mevlana hazretleri:
    "papaz efendi" der "acaba siz mi yaşlısınız sakallarınız mı?"
    sakallarının 18-20 yaşlarındayken çıktığını düşünen papaz:
    "tabiki ben daha yaşlıyım" der.
    bunun üerine mevlana hazretleri:
    "yazık, sizden genç olan sakallarınız ağarmış ama siz hâlâ karanlıklar içindesiniz" diyerek oradan uzaklaşır.
    1 ...
  30. 203.
  31. +beni ne doktorlar ne mühendisler istedide vermediler!
    -ucuz malın talibi çok olurmuş.
    3 ...
  32. 202.
  33. -ben bir serseriye asla yol vermem!
    +ama ben veririm.
    1 ...
  34. 201.
  35. 200.
  36. bir kıral varmış bıdıbıdıbıdıbıdı babasını çağırmış bıdı bıdı.

    oda ona demişki lan mal ben sana kral olamazsın demedim adam olamazsın dedim yavşak.

    the end
    5 ...
  37. 199.
  38. konuşma hacettepe üniversitesinde cem yılmaz ile bir hacettepeli arasında geçmektedir:

    çocuk: cem bey basında sizin hakkınızda karizmatikmiş diye söylentiler çıkıyor. size göre sizin karizmanız var mı? eğer varsa kaç cm?

    cem yılmaz: valla karizma insanın içinde hissettiği bir şeydir. sen içinde kaç cm hissediyorsan benim de karizmam o kadar.
    2 ...
  39. 198.
  40. kendince kavminin önde gelenlerinden, dindarlığı herkes tarafından bilinip itibar gören biri kırlara gezmeye çıkmış, allah'ın yarattıklarını ibret nazarıyla seyre koyulmuştu. sonra kalktı, iki rekat şükür namazı kılmak üzere tekbir aldı. olacak bu ya, o sırada mecnun da kırlarda dolaşıyordu ve tesadüfen bu adamın önüne doğru geçip bilmeden orada oyalanmaya başladı. adam selam verdikten sonra mecnun'a seslendi:

    -bre çekil önümden, burada namaz kılıyorum.

    o vakit mecnun hayretler içinde şöyle sordu:

    -a efendi! sen bu namazı niçin kılarsın?

    adam şaşırmıştı. delinin aklına hayret etti ve işin sonunu getirmek istedi:

    -neden sordun ki?

    -allah aşkıyla ve onun için kılıyor musun diye?

    -evet, allah aşkıyla ve o'nun rızası için kılıyorum!..

    - mecnun önce güldü, sonra dudağını büzüp kederlendi:

    - kendini yokla beyim, içini yokla. ben leyla'nın aşkına düştüm düşeli şunca yıldır ondan başkasını görmüyorum da sen allah aşkıyla namaz kılarken beni nasıl görüyorsun?
    2 ...
  41. 197.
  42. Yolda giderken arkadaşla yaşanabilecek olan diyaloglardır.

    A(Arnoldcivardagezen), U(ucanbeyin)

    A: Off olm bi r1' im olsa ya....
    U: Bende bugatti veyron alır seni sollarım.
    A: Hı hı alırsın.
    U: Görürsün olm alcam
    A: Çıkmaz ayın son perşembesinde dimi.
    U: Hayır o zaman çok geç.
    A: Çıkmaz ayın son çarşambası olur anca o zaman.
    *
    1 ...
  43. 196.
  44. * seni en yakın arkadaşınla aldattım
    - ha biliyorum izin istemişti.

    not: bırakın kontraatak yesin şerefsiz. giderken size acı vermek isterken, o düşünüp dursun.
    5 ...
  45. 195.
  46. soru - öğrencinin en çok korktuğu il hangisidir?
    cevap - tokat

    (tokat gibi cevap).
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük