a: hayvanseverler derneğinden bir bayan katılımcı
b: mehmet kuzulugil (komünist)
a: mesleğinizi öğrenebilir miyim mehmet bey?
b: yazılım uzmanıyım.
a: e siz işçi misiniz ki işçilerin haklarını savunuyorsunuz?
b: peki siz caretta caretta mısınız ki onların haklarını savunuyorsunuz?
soruları ile çok can sıkan bir hatuna hitaben!..
+ ee yeter artık sıkıldım bu sorulardan bi sus, bi sus.
- afedersin ama sormak zorundayım.
+ affetmem.. *
- ?#$½%&
n: alo... ne yapıyosunki?
x: uff ne yapıyosam yapıyorum artık seni ilgilendirmez
n: tamam sakin ol hemen tepki vermesene
x: muhabbete dönüştürmeye çalışıyorsun, bir bahane uydurcaksın ve uzun uzun konuşacaksın aklı sıra
n: ya bi dinlesen öyle değil
x: ya ne yüzssüz bir insansın, en başında sormam gereken şeyi şimdi sorayım '' neden aradın?''
n: yaa film kiralamaya gitmiştim, ararken porno film arşivlerine kadar ilerlemişim, kapaktaki kızları görünce birden aklıma sen geldinde ondan aradım...
x: terbiyesizsin oğlum sen!!!
n: birazdan da tuvalete girip sıçma eyleminde bulunacağım, o zamanda mesaj atmayı düşünüyorum sana...
karşıdaki insanda 8.2'lik deprem etkisi yaratan cevaplardır..aniden gelir kişi kendinden bile bu performansı beklemez.
sew7 güzel bir yaz günü yine gazozunu hüpürdetmekte, kendince "acaba taşacak mı" oyunu oynamaktadır.yine dozajı ayarlayamadığından fışkırıp masaya dökülen gazozu etrafta bakan olup olmadığını kolaçan ettikten sonra hafifçe deniz havlusuyla silerken "ben her şeyi bilirim, b.k gibi para kazanırım çünkü ben bir avukatım" amca gelir.masaya izin almadan oturur. özgüven sonsuzdur çünkü o bir avukattır en hızır cevaplar onda bulunur, herkese sataşabilir. masaya oturur oturmaz motoru soğumadan sataşmaya başlar. "o beşiktaş havlusu ne len. beşinci lig takımı mı tutuyorsun?"..zaten asiti kaçtığından daha fazla köpüremeyen gazozunu yudumlar sew7. hayır katil olmamalıyım, daha çok gencim diye düşünür. ama "hadi hadi sataşsana kızım bana sataş sıkıyorsa, ben varya acayip laf koyarım çünkü ben bir avukatım" amca devam eder."senin dışında beşiktaşlı kalmadı yeryüzünde be...muhabirler bu çılgınlığından dolayı seninle basın toplantısı yapmak istiyorlarmış"der.sew7 cevap vermez, bir beşiktaşlının göstermesi gereken sabır çizgisini ise aşmak üzeredir."kızım sataş lan bana, tartışmayacak kadar mal mıyım oysa ki ben bir avukatım" amca devam eder.uzaktan kendi halinde geçmekte olan siyah beyaz renkli köpeği parmağıyla gösterir." bak.huhahah.baksana kızım..köpekler siyahh beyaz artık" sew7 9.2 gücünde masadan kalkar colayla karıştırılmış mentos naneli şeker hesabı köpürmektedir.yine de kendini tutamaz cevabını verir: "onlar bile adam olmuş, doğru yolu bulmuş be..bir köpek kadar olamadın"
sonrası mı?
(bkz: avukata işin düşmemesi için dua etmek)
zamanının güzellik kraliçelerinden biri bernard shaw'a kafayı takmıştır. onunla evlenmeyi çok istemektedir. sonunda bernard shaw ile yüz yüze görüşme fırsatı bulur ve bu isteğini sebebiyle birlikte dile getirir:
güzellik kraliçesi: biz neden evlenmiyoruz böylece doğacak olan çocuk zekasını senden görünüşünü de benden alır, mükemmel bir varlık getirebiliriz dünyaya.
shaw: peki ya zekasını senden görünüşünü benden alırsa?
"Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı.
Telefondaki ses annesine aitti. Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?
Annesi, "nasılsın oğlum iyi misin?" diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle, "iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi
misiniz?" dedi.
Annesi, "biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim" dedi. Oğlu da "anne bunun için mi aradın saat sabahın üçbuçuğu yarında konuşabilirdik" deyince annesi de "rahatsız mı ettim oğlum?" dedi.
Oğlu "evet anne rahatsız ettin" deyince, annesi de "30 sene önce sen de beni bu
saatte rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun oğlum" der.
öğretmen biraz kısa bir etekle derse girer tabiki sınıftaki ergenler azmıştır.
bunu gören öğretmen yağcısı ispici diye tabir edilen kız, öğretmenin bacağına bakan çocukları ispiyonlar.
öğretmen: ö
zıpır: z
ö: olum git ananın bacaklarına bak.
z: anamın bacakları sizin ki kadar güzel olsa...
bu lafı duyan öğretmen yıl sonuna kadar pantalonla gelir derse.
farklı bir üniversitede düzenlenen bir seminer arasında o okulda okuyan biri yanıma gelir ve fotoğraf makinesini göstererek ;
o: bir fotoğrafını çekebilir miyim?
ben: hayır
o: neden
ben: çok kötü çıkarım ben fotoğraflarda, istemiyorum.
o: ya bak yandan çekicem çok güzel çıkcan. valla bak
ben : ya hayır istemiyorum çekme fotoğrafımı falan
o: ama benim görevim bu
ben: burda en az 100 kişi var git başkasının fotoğrafını çek. illa benimkini mi çekmen gerekiyor?!
o: sen ünlü biri olursan çok paparazzi döversin...
lise yıllarında arkadaşla servise binilir arkadaş radyoda çalan şarkıya eşlik etmektedir ancak yanda bulunan yaşlı amca ters ters bakınca bozuntuya verilmez.
a: amca
x: arkadaş
x: lalalaaaaa
a: evladım bakar mısın?
x: bana mı dediniz?
a: evet evladım.
x: buyrun.
a: evladım bu şarkıyı kim söylüyor biliyor musun?
x: evet ya bla bla söylüyor bunu.
a: hmm demek öyle o zaman bırakalımda o söylesin dimi?
mehmet akif ersoy'un bilmem kime mesleği ile alay etmek amacıyla sorduğu soruya verdiği cevaptır.
x insanı: sen veterinerdin değil mi?
mehmet akif: ne o bi yerin mi ağrıyo?*
(bkz: ayardan ayara koşuyorum zalim gecelerde)