bu sene burslu öğrencilerine yurt yardımını 500 ytl'ye çıkarmıştır. ayrıca yurtta değil de evde kalmak isteyen öğrencilerine 250 ytl nakit para burslarına aktarılacaktır.
akademik açıdan hiç bir geçerliliği olmayan, holdinglere ucuz işgücü yetiştirme kurumu. sanıyorum ki tobb kendisine arka bahçe olarak açmıştır burayı. üniversite demek büyük haksızlık, bir nevi meslek kursu.
kesinlikle bu tercih döneminde kimseye tavsiye etmediğim, zavallı okul. yaptıkları (yapamadıkları) ortak eğitim hedesi yüzünden bir çok öğrenci alttan kalan derslerini alamamakta ve birçok öğrenci de mecburen 6 ay staja gitmek zorunda kalmaktadır. derslerini alamayan öğrencilere ise çözüm getiriliceğine, verilen cevap kalmasaydınız o zaman olduğu için bir çok tobb etülü sinir krizleri geçirip hastaneye kaldırılma eşiğine gelmiştir.
2. sınıftan itibaren ortak eğitim* yapmaya fırsat veren, üstelik bunu 3.5 ay yapmaya zorlayan, şirketleri öğrenci alması için TOBB* ismiyle korkutan ve başarılı da olan okul. ha sonra şirketler zaten stajyerlerinden çok memnun kalıp iş teklifi yapar mı? bence yapar***
ingilizce konusunda gereğinden fazla kastırıp ikinci sene hazırlık okuyan öğrencilerin kafayı yediği, 2 senedir yurt yapılacak diye öğrencilerin kandırıldığı, rock dinleyen siyah giyinen öğrencilere satanist gözüyle bakan bir yönetim kadrosuna sahip, kısacası dertlerin bitmediği bir üniversitedir.
gün itibariyle okulun tüm yolları kapanmıştır. kazılmış yollara yağmur yağınca medeniyete ulaşmak için domuz kıvamında gezmek gerekmektedir. üstüne bir de bunun final haftasına gelmesi bölüm öğrencileri için pek hoş olmuştur.
faşist güruhun, gazi üniversitesinden sonra en büyüğü olma yolunda ilerleyen vakıf üniversitesidir. hatay'a inceleme gezisi yapmak isteyen öğrencilerine oraya gidip de hıristiyan kilisesini mi inceleyeceksiniz deyip onların önünü kesen; her türlü organizasyonunda mehter marşından başka mustafa yıldızdoğan ve ahmet şafak çalan; açılan bir resim sergisinde resimleri sergilenen kişinin doğduğu yeri ve kimliğini beğenmeyip resimleri toplatan bir üniversite olmuştur. yazıktır...
sanırım türkiye'de işletme öğrencilerine javayı zorunlu ders olarak verip bir de buna 3kredi bindiren tek üniversite, bütün bölüm kalacak bir çare bulamazlarsa...
aslında çok iyi ve kaliteli hocalara sahip okuldur, ancak bazı yönetimsel,zihniyet, sorunları vardır. bunda öğrencilerin suskun ve sesini çıkarmaya yanaşmayan türde olmasının da etkisi vardır. gerektiğinde benim gibi bazı cazgır öğrenciler rifat hisarcikliogluna kadar çıkmış yine hiçbir şey elde edememiş olsalar da denemişlerdir, fakat denemeye yeltenen öğrencilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmediği için bir şey elde edilememektedir. saçma sapan sınavlar yapan finaller başladıktan sonra vizeleri açıklayan aptal saptal bi bölümü (bkz: ydb) de bünyesinde barındırır. öğleyin deli gibi yemek sırası olur, havuzu deliktir, yurdu yoktur. yemekleri öğrenciler protesto etmiştir ama hiçbir şeyi değiştirememişlerdir. ama en azından ilk defa okulda protesto olmuştur. bu da bir başarıdır. devamı gelmelidir.
insan gibi öğrencileri ve insan gibi hocaları vardır. istendiğinde hocaların odasına girilebilir. dekan (bkz: fatih özatay) ilk defa gördüğü 1.sınıf öğrencilerine okuldan memnun musunuz diye sorar ve direkt şikayete başlayan öğrencileri dar vaktine rağmen dinler.
ama yurt parası eve de verilsin diye bütün arkadaşlarına tek bi dilekçeyi fwlayan ve evrak kayıda vermesini isteyen sylviaplathh katılımın çok az olduğunu görünce susup oturmuştur. rifat hisarcıklıoğlu zırt pırt okula gelir ama öğrenciler gidip de nerde bizim yurdumuz demez. geldiğinde de hafta içi öğrenciler için yapılan etkinliğin duyurusunu yapmaya çalışan aptal topluluk başkanları vardır. ***
edit: öğrenciler ne kadar şikayet etseler de öğrencilerin özgüvenine katkı sağlayan bir okuldur, odtüdeki arkadaşlarınız kariyer günleri için rifat hisarcıklıoğluna nasıl ulaşacaklarını düşünürken sizin kalemliğinizde özel kalem müdürünün telefonu vardır, yaz okuluna kaldığınız için okulu şikayet etmek için almışsınızdır ya da tbb 01 plakalı arabayı görünce aa rifat gene gelmiş derken bir anda rifat hisarcıklıoğlu merhaba gençler diye elini uzatır, o sarılmak için hamle yaparken arkadaşınız geri çekilebilir. girdiğiniz yemekte osman birsen ve türkiyenin sayılı zenginleri olduğunu görebilirsiniz. bir zamanlar türk parasına yön veren süreyya serdengeçtifatih özatay gibi isimlerden ders alırsınız, istediğiniz zaman ulaşabilirsiniz. office hoursu pek çok hoca takmaz odasındaysa size elinden gelen yardımı yapar. fuzzy logicte türkiyenin en iyi ismi olan burhan türkşeni balon oynarken ** ezebilirsiniz, adam sadece gülümser, kızmaz, ukalalık yapmaz. fransa odalar ve borsalar birliği başkanı ve birçok fransız gazeteci gelir sizin düşüncelerinizi dinler. mustafa aydın gözünüzün önünde ağzında sakız bakanlara seminer vermeye gider.
odtüye amerika büyükelçisi giremezken, amerika eski dışişleri bilmemnesi gelir seminer verir. insanlar görüşlerinize aykırı olsalar bile onları sorularınızla ekarte etmeye çalışırsınız. siyasetçiler içinse abdüllatif şener çok bayık, kürşat tüzmen parfüm banyosu yapıyor diye dedikodular yaparsınız.
başarılı ve ünlü kişilerin sizin görüşlerinize önem vermesi, dinlemesi özgüveninizi artırır. ilk rifat hisarcıklıoğluyla konuşurken sesimin titrediğini hatırlıyorum, şimdiyse dillerine önem veren fransızlarla ingilizce ermeni soykırımı hakkında konuşup yasanın ne kadar salakça olduğunu ve türkiyenin lobby faaliyetlerinde ne kadar başarısız olduğunu kabul edişimizin ve ettirişimiz sırasındaki sesimdeki güveni düşünüyorum. kampüsü yoktur ama tobb etü bunu sağlar.
mühendislik fakültesi için yaşamadığım için yorum yapamam ama iktisadi ve idari bilimlerde tek geçebileceğim okuldur. çok daha iyi olacaktır.
bugünlerde ve muhtemelen gecelek yıllarda da; yolu ankara'ya düşenler, eğer otobüsle seyahat edip de aştide bir gündüz vakti otobüsten inerseniz; geldiğiniz yolun sağ tarafına baktığınızda, bir gökdelen görürsünüz. işte o gökdelen ile geldiğiniz yol arasında boş bir arazi vardır. ve tobbetu'nun yalanlar silsilesi ile artık o araziye yurt yapılacağına inanmamaktadır öğrenciler.
şimdi ben, içinde olup da beğenenlere yapmayın etmeyin desem de, artık böyle bir uğraşa bile inanmamaktayım. onu da açık açık izah edeyim:
geçenlerde bu okulda bir protesto olayı oldu. 2005 girişliyim, protestoyu da başlatan 2005 girişli. ama okul ilginç bir şekilde kenetlendi ve neredeyse tamamına yakını protestoya katılarak, ilk defa ilginç bir birlik beraberlik gösterdi öğrenciler.
bravo
ve lanet olsun cümlenize, ki o da tobbetüden geliyor halihazırda.
bir buçuk yıldır bu okuldayım, onca mevzu varken tartışılacak, onca konu varken protesto edilebilecek, siz ancak üç beş kuruş fazla çıkınca cebinizden gaza geldiniz ve yemek servisindeki özel kuruluşları protesto ettiniz. demek ki aç ayı oynamıyormuş, demek ki öncelikler böyleymiş, ne diyim, hayırlı olsun, artık her türlü tobbetu yalanını yalayıp yutacak potansiyelimizle, hepberaber bir güzel yaşarız sahte gururumuzla; hani şu bizleri sabit potansiyeli ile sömürülecek gibi gören yemek kuruluşlarına karşı tavır almamıza sebep gururumuzla...
galiba diyorum, bu okulda bikaç yüz milyona ve bir laptop'a tav olanlar olabilir, sabredin, mezun olunca kuracağım firmayı, alıcağım krediyi, satın alıcağım hepinizi, yollayıp pazarlıyacağım köle ticareti hesabı, olur mu olur.
böyle vahşi ve de etik olmayan duygulara sebep bir üniversite işte.. tobbetü
bir eğitim kurumu olmaktan çok tobb un konferans merkezi olarak göze çarpar. pasif ve sinmiş bir rektöre sahip olan bu üniversitecik öğrencilerinin akademik alanda gelişmesinin önüne her zaman engeller çıkarmaktadır. uyguladıkları ve uygulamayla övündükleri ortak eğitim projesi bir çok soruna sahip olmakla birlikte, her öğrencinin ortak eğitime gitme zorunluluğu bulunmaktadır. akademik düşünen bir öğrenci için bu sistemin bir handikap olduğu hiç hesaba katılmamıştır. üniversite, öğrencilerini geleceğin ucuz işgücü olarak yetiştirmekle beraber,onlara kalifiye olabilmelerini sağlayacak eğitimi verememektedir. başarı ölçütü olarak sadece türkiye'de dereceye girmiş gençleri asılsız vaadlerle kandırarak onların üniversiteyi tercih etmesini gösteren bu üniversitecik, bu gençlerin geleceklerini belki de karartabilecektir. çoğu öğrencinin keşke burada olmasaydım dediği üniversite, gelecek için hiç de öngörülebilir değildir.
kayıt sırasında tüm öğrencilere birer laptop verip, sene içinde çatır çatır alan okul.
ayrıca yeni bir üniversiteye göre son derece kaliteli hocalara sahiptir, bilkent'in insanlar gözündeki yerine gözünü dikmiştir.
seneye ek bir bina yapmaz ise nüfusu kaldıramayacak olan, öğrencisi bulunduğum üniversitem. okulda benim de öğrencisi olduğum makine mühendisliği bölümünün yanı sıra elektrik-elektronik, bilgisayar ve endustri mühendislikleri; işletme, iktisat,matematik, türk dili ve edebiyatı, tarih ve uluslararası ilişkiler bölümleri bulunmaktadır.1000 küsür öğrencisi vardır şu an...
her öğrenciye birer laptop verilir kayıt anında. burslu olanların bursları her ay başı yatar hesaplarına. ve ayrıca ankaradaki özel okullar içinde bilkentten sonra en pahalı olanıdır.
ayrıca 2006 öss de ilk 100den 11 öğrenci, ilk 1000den 63 kişinin tercihi olmuştur bu üniversite.daha çok genç bir üniversite olmasına rağmen bir hayli başarılıdır...
mühendislik ve ikdisadi idari birimler fakültesinin yabancı dil bölümü karşısında sönük kaldığı ve tüm fakültelerin bir bina içinde toplandığı üniversite(cik).
Öğrenci kalitesinin, oldukça yüksek olduğu, bu açıdan yeterli sayılabilecek üniversite. Bu konuda kesin bir yargıya varmak için, diğer üniversitelerdeki duruma bakılmalıdır. Zira türkiye öğrenci kalitesi bakımından DÜnyada en iyilerden biridir. Bu kadar zeki öğrenciye başka ülkeler sahip değil. Ne yazık ki sahip olduğumuz eğitim sistemi büyük miktarda işlenmemiş mücevherin yok olmasına neden olmakta.
temelde mantıklı bir yaklaşımla, bakış açısıyla oluşturulmuş olan üniversite. avrupadaki muadili olan techno park-üniversite iş birliğiyle kurulmuş olan kurumlara benzetilmeye çalışılmış. ne yazık ki öğrenci kalitesindeki düşüklük her zaman ki gibi eğitimin kalitesini de doğrudan etkilemiştir. bir çok özel üniversitede olduğu gibi.