batışıyla ilgili yüzlerce kehanet bulunan, çok taşaklı bilimadamı edasıyla 8 yaşımdan beri incelemeye koyulup hakkında 73 adet kehaneti derlediğim muhteşem gemidir, filmiyle anılması yersiz ve saçmadır. film sadece titanik'in nasıl bir gemi olduğu konusunda fikir verir. titanik'le ilgili bilinenler hep filminden gelir, bay murdock'ın niye kendini vurduğu falan filan, hikayedir hepsi. gemide öyle bir aşk da yaşanmamıştır. jack kumarda kazanıp da binmemiştir o gemiye. belki olmuştur bilemeyiz, ama 15 nisan gecesi batan titanik bu olaylarla alakası olmayan görkemli bir gemiydi.
an itibariyle ağlama sebebimdir. çocukluğumda çok etkilemişti hacı, şimdi tekrar görünce tutamadım. çok kötü lan, ben de görseydim. ölseydim, ama olsaydım o gemide.
edit: hava atasım var, filmini de 14 kez izledim. 9 yaşımdayken 40 lira biriktirip orijinal cd'sini de d&r'dan aldım, hala da saklıyorum. eve gelen kızlara da hep titanik izletirdim. vcd vardı bizim bi' tane, ona takardım cd'yi, play derdim ve izlerdim.
ilk izlediğimde geceydi, yanımda annem vardı. havaifişek atıldı tam o an, korkup ağladım; televizyondan geliyor sandım sesler. korktum, babam evde değildi. meğer parktan geliyormuş, ne ödlek herifmişim.
bu da bir kehanet değil midir dostlar? der meister gibi cesur bir veledin 9 yaşında titanik izlerken ağlaması, parktan tam o an havaifişekler atılması?
neyse, sinirlerim boşaldı, veya boşandı benim. eski sevgilim de "birlikte ışıkları kapatıp izleyelim" derdi. o geldi aklıma. gece oldu ben garipsenir oldum. allah belamı versin, pruva götüme girsin sözlük.
jack in tutukalandigi yerin geminin icinde olduguna inanamadigim filmdir.
--spoiler--
kizimiz jack'i bulana kadar amerika'ya yuzerek gidebilirdi. geminin en alt katinin sag tarafindaki koridorunun solundaki bilmem kacinci kapisinin karsisindaki bolumun sagi solu... diye devam eden bir yol soz konusudur.
--spoiler--
şov tv'nin yeni seslendirme yaparak içine etmiş olduğu film ben eski seslendirmede izlediğimden karakterler sanki başka kişilermiş, duyguları farklıymış gibi geliyor yani izleyemiyorum.
parayla saadetin de bir yere kadar olduğunu ima eden film.
çok güzel bir film olmuş, oscarı her özelliği ile hak etmiş. sahne geçişleri, görsellikler şimdiye kadar gördüğüm en iyileriydi desem abartmış olmam. adına titanik duruşu* dediğim gereksiz bir sahne vardı sadece.
zenginliğin de bir yerde işe yaramadığını kaptan yardımcısı mördak çok güzel anlattı, paraları billy zane'in suratına fırlatarak. ama sonunda yine de kurtulmak varsa önce zenginler kurtulur sonra diğerleri izlenimi vardı, bu da sanırım dönem britanyasında oldukça olağan ki, fakir halkın ağzıyla bunu da açığa vurmuşlar. bir yerde jack rose'a, bir başka yerde de bir kadın çocuklarına söyledi üçüncü sınıf olduklarını.
4.izleyişimin ardından da beni heyecanlandırmayı, duygulandırmayı ve ağlatmayı başarmış olan, * zengin ihtişamlı sahneleri, mükemmel bir aşk hikayesi ve enfes sahne geçişleri ile * mükemmel olan bir film.
bence oscar alan filmleri tekrar bir değerlendirmeye tabi tutsunlar, 1. titanik olur. tabi bu benim fikrim, belki bu değerlendirme yapılmıştır da başka film 1. olmuştur. bilen varsa yazsın.
sene 97, sinema salonları böyle izdihamı pek az görmüş, böyle kuyruğa pek az şahit olmuştur, herkes bir filme odaklanmış herkesin dilinde bir film var, kitleye gürüha katılmamak mümkün değil, bir gün önceden biletleri alıp topluca salona daldık, film başladı aşklar zenginlik fakirlik derken koca gemi denizde ilerlemeye başladı, ulan batacak bu gemi dedim usulca yanımdakine eğilip, gülümsedi, başka bir teki vermedi o gülümseme film bitene kada ryüzünde kaldı hep, hatta ne zaman filmden bahis açılsa o arkadaş malum gülümsemesini takınır, anlamsız yüzle gözlerimin içine bakar hep.
ama birgün evet birgün jack kurtulacak rıhtımda rose'un karşısına dikiliverecek yada ne bileyim o ahşap kapının üstüne rose'un yanına kıvrılıvermek aklına gelecek.
ikinci izleyisimde, kate winslet'in leonardo di caprio'yu gemininin alt katinda kilitlendigi odadan kurtarma sahnesi sasirtmistir. soyleki, odadaki ahsap vitrin ustunde balta ile yaptigi denemelerde basarisiz olan kate winslet leonardo di caprio'nun elindeki kelepceyi kirmak icin baltayi gozleri kapali sekilde kelepceye dogru sallamis ve kirmistir, askin gucu olsa gerek.
her defasında yine mi bu filmi koymuşlar deyip sonrasında filmin sonuna kadar her yerini ezberlememe rağmen heyecanla izlediğim film. dünkü gösteriminde seslendirme pek iyi yapılamamıştı ama yine de sonuna kadar izledim.
Tamam iyi film güzel film ,her şey iyi güzel ama bi noktası varki adamı ayar etmiyo değil belirtmekte yarar göriceğim tabi buram buram spoiler da barındırıcak ,gerçi bu filmi izlemeyen kalmamıştır kanımca da? neyse konuya dönelim:
--spoiler--
denizin içinde o eşşek kadar kapıya iki kişi söle diklemesine oturmayı neden akıl edemediler hayır o zamanlarda da zeka zeka kardeşim tamam zenginsin paran var ama biraz aklını kullan be gacım hiç mi sana aklını kullamayı öğretmedi o gıcık anan?kafan aşka mı çalışıyor bi kızım senin? hadi jack denizin içinde ecelini bekliyor,çocuğun üstüne çok da varmamak lazım ama canım sen beni yedin bitirdin vallahi..10 yaş yaşlandım valla..
--spoiler--
gece gece yine o bildiğim,ezberlediğim sonda gözlerim dolduya daha ne diyim ben kendime.. Ama iyi,fim güzel film hakkını yememek lazım..Az gelir böyle aşk filmleri..
her izleyisimde beni,en az bi 4-5 saat kadar,"titanik carpmis gibi" yapan film. dun de oyle oldu nitekim. yine pek bi zor uyudum.milyon kere de izlesem son sahneler yaklasinca keske jack kurtulsa diye umut ettigim filmdir *.
895. kez gösterileceği gün yine yeni yeniden izlenme rekoru kıracak filmdir. nedense izletiyor kendini sahneleri ezberlemiş olsak da... ben izliyorum en azından tv başındıysam...
izlenmesi gereken filmler sıralamasında önemli bir yer tutan, celine dion'un söylediği film müziği tüyleri diken diken eden, fayton sahnesi unutulmaz aşk sahneleri sıralamasında başı çeken, mükemmel filmdir.
