-bir kere millet rose un taktığı kolye "okyanusun kalbinin" peşinde olurdu.
-hiçbir türk erkeği bir kaç günlük tanıdığı kıza bu kadar tutkuyla bağlanmaz, kendi götünü kurtarmanın çabasında olurdu.
-ne kadar milletvekili tanıdık varsa araya sokulur bi şekilde filikalara binmek için torpil aranırdı.
-gemi batarken "dönülmez akşamın ufkundayım,vakiiiiitt çok geç... bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç" çalınırdı.
vs vs vs...
televizyonların üzerinde dantel örtüler olurdu.
yemeklerin vazgeçilmezi kuru fasulye olurdu.
köprüüstünde dümenin hemen önünde kumanda panelinin üzerinde ''hız canavarı olma'' yazısı asılı olurdu.
geminin göğsünde kocaman bir nazar boncuğu olurdu.
kapalı devre müzik yayınında 7/24 ibrahim tatlıses dinlenirdi.
gemiden kimsenin kurtulamaması ile sonuçlanan hadisedir. rose zengin piçi tarafından tecavüze uğrar, jack bu sırada bu olayı görür rose un onu aldattığını sanarak geminin dümenini kırarak buzdağına çarpmasına neden olur. filika diye bişey yoktur gemide can simidlerini nasıl kullanıcağını bilmediklerinden herkes boğulur ya da donarak ölür. jack gerçeği anladığında zaten ölmüş olur. filmin sonunda titanikte davullu zurnalı düğün olur. THE END.