filmde yaşananların hiç biri gerçek olmazdı. neden mi? gemi denize ilk sürüldüğü andan itibaren denizin dibine öyle bir otururdu ki, bir daha kimse onu oradan çıkaramazdı. sonuç olarak ya restore edilip otel yaptırılırdı, ya da evsizlerin yeni gözdesi olurdu.
o gemi bir sürü prosedüre takılır, bir türlü suya indirilemezdi. hadi indi diyelim, belediye zabıtaları, ya da polisler güverteyi basar, öylesine muhteşem bir gemiyle tatile çıkan sevgilileri, en azından türk karasularından çıkana kadar, birbirilerine sarılır, öper möper mazallah diye başların da beklerdi.
ama olabilecekler de şunlardı:
inatçı trabzonlu hemşehrim ali gaptan dümene sarılmış ve bırakmıyordur. onu kaçmak için ikna etmeye çabalayan temel de zaten boğulup gideceklerini kestiremiyordur.
temel: ali gapdan bak inadetma gidelım. niye boyle yapaysın.
ali gaptan: gelmiyrum ula, bu gemiyi dedem yapti.
temel: e deden yaptiysa yapti. batay gemi batay hadi diyirım sağa.
ali gaptan: olmaz babannemun da bunda emeği var.
temel: la ikisi da eldi gitti. alla ramet eylesın.
temel: ali gaptan bak su aliyrız. niye inat ediysın, hadi gidelım.
ali gaptan: gelmiyrım siz gidın.
temel: gelecesın hayde.
ali gaptan: gelmiyrım siz gidın.
temel: gelecesın hayde.
ali gaptan: gelmiyrım siz gidın.
temel: gelecesın hayde.
ali gaptan: gelmiyrım siz gidın.
temel: gelecesın hayde.
ali gaptan: gelmiyrım siz gidın.
temel: gelecesın gulugululup.
ali gaptan: gelmiyrım gulugululup.
ergen kızlarımız, facebooka eklenmek üzere objektife götü dönerekten fotoğraf çekinirken, sigara içilen dönemde en az 2 tepsi boşaltan çaycılar, yasağın getirdiği iş kesatlığına yıkılmadım ayaktayım dercesine gemide sekerek tepsiyi boşalmaya çalışırlar. bu esnada güvenliğin boş anını kollayan çakal, yakaladığı fırsatı kaçırmayarak okyanusa arabesk bakışlar atar ve sigarasından bir fırt çeker. o sırada sinirli teyzelerin çıkardığı yaygaradan ürkerek el çabukluğuyla sigarayı okyanusa fırlatır ve masum bir edayla demli çayından bir yudum daha alır. apaçilerin kestiği turist kafilesi ise leş kokan tuvalete girip, girmeme ikilemi neticesinde aklını kaçırır ve okyanusun serin sularında canına kast eder. ve tabi ki geminin her nevi boş alanında terör estiren, asker arkadaşıyla poz verir gibi kolunun 3/4 ünü manitasının boynuna saran anakonda sevgili modeli bu olayı gözden kaçırmayarak videoya alır. o, bu üstün vazifesini özveriyle gerçekleştirirken bond çantalı amca 1-2 saniye düşündükten sonra etrafa haşin bakışlar atıp okyanustaki turist kardeşlerimizi ve aynı zamanda ülkem itibarını kurtarıverir. sonrası malum, gemi tabi ki yine batar ve hiç bir er kişi üç gün önce tanıdığı nazlı yarini kurtarmak için canını ortaya koymaz. neticede oradan kurtulursa daha müsait bir zamanda romantik olmak gibi planları vardır. lakin buradaki olay kendisinin götüne kaçacaktır ve artistliğin alemi yoktur.
buz dağına çarpıldığında kaptanın ilk tepkisi "kim koydu lan bu amunha godumun buzdağını buraya lan" diyerek hatayı kendinde değil başkasında aramaya başlardı.**
"oğlum demedim lan ben sana batıcak diye bizim salih ustalar çalıştı o geminin yapımında tırtmış zaten o gemi" battıktan sonra şeklinde olası diyaloglardandır.
* buzdağına teğet geçerdi. hamd olsun.
* kanal buzdağı projesi ile gemi buzdağına çarpmazdı.
* öyle olmazsa türklerin hepsi ölürdü.
* yanlara koyulan filikalar zaten maket niteliğinde olurdu.
* canını kurtarmak için insanlar birbirinin üstüne çıkardı ve hepsi boğulup giderdi.
* tinerciler 1 lira isterdi.
* ortalarda çay 75 kuruş diye elinde tepsiyle üzerinde ido gömleğiyle gezen çalışanlarımız olurdu.
* müzisyenleri çingenlerden oluşurdu. kambersiz düğün olmaz misali.
* bakarsın başörtüsü yasaklanırdı. ne de olsa kamusal alan.
* laz uşakları denize ağ atarlardı.
* "titanik lan bu. titan olmasın? iyi para eder." diyen vatandaşlarımız sayesinde gemi su kaçırırdı.
* adı "gemi" değil "gemicik" olurdu.
gemide müzik dinleyen, yemek yiyen kişilerin yanı sıra; gemide bile, seyahatte bile siyaset yapabilecek adamlar olurdu.
bkz : (#12098573)
ufak tarihleriyle ve kendileriyle gurur duyan yabancılar yerine, türk gemisi olduğu için içinde; kendi tarihine sayan, söven, kendi milletini aşşağılayan insancıklar olurdu.
gemi yapılırken üç beş kişi iş kazasında öldürülürdü. her şeyi mükemmel olan bu gemi battığında, yetkililer tüm suçu bu masumlara atardı. milletçe biraz ağlardık. sonrada bülent ablanın yeni genç eşiyle eski neşemize kavuşurduk. ha bir de her yıl gemi battığında ölenleri uyduruk bir törenle anardık.