Herkes övünce başlayıp 8. Bölümde sıkıntıdan baygınlık geçirdiğim dizi. Sikimsonik bi mesaj vercek diye 1 saat boyunca çekilecek dert değil amk. Bir de bunu breaking bad ile kıyaslayanlar vardı onlara şu an götümle gülüyorum.
hayata dair hemen her şeyi bulabileceğimiz büyük romanlar, büyük filmler gibi bir dizi. izlerken hayatta başınıza gelmiş ya da gelebilecek olan her şeyi rahatlıkla bulabilirsiniz.
"Eşkıya dünyaya, hükümdar olmaz." isimli dizinin bu diziyi referans aldığını ifade eden yazılar okudukça merakımın daha da arttığı dizi.
Breaking bad ile the sopranos arasında kararsız kaldım. Hangisine başlasam bilmiyorum. Erdal besikcioglu breaking bad ile ekranlara dönerse diye onu izleyebilirim ama mafya dizisi olduğu için the sopranos u daha çok merak ediyorum. iki diziyi de izleyen varsa çok makbule gecer.
3. kez bitirmek üzere başladığım dizi. görüp görebildiğim, görebileceğim en iyi tv yapımıdır. bak dizi de demiyom tv yapımı. bu oyuncu seçimini kim yaptı? bu senaryoyu kim yazdı? bu diyalogları kim yazdı? bu müzikleri kim bulup cuk diye oturttu? bu diziyse bize yıllarca ne izlettiler? bir çok şeyi seyircinin anlama kabiliyetine bırakmayı nasıl başardılar ?
dizilerin kralıdır. bir mafya dizisidir evet ama öyle her sahnesinde vurdu kırdı yoktur. böyle şeylerden hoşlanmayan kızlar da gayet izleyebilir bu diziyi içerisinde onları çeken şeylerde vardır. karakterlerin mutlak dürüstlük, doğruluk özellikleri yoktur. yeri gelir en adi orospu çocuğu olurlar yeri gelir süper insanlar olurlar. aynı gerçek yaşam gibi. favori karakterlerimi sıralamaya geçiyorum hemen.
şimdi baş karakteri niye en sona yazdım diye sorabilirsiniz. çünkü bana göre tony soprano gerçek bir orospu çocuğu. dizide nefret ettiğim yegane insanlardan.
ilk bölümünü izledim ve bence fos bir dizi. ulan bi tane bile çekici gelen karakter yok dizide. hele başrolün yeğeni mi ne o nasıl bir tip öyle ya. kaşlar falan tam bir malum ırk mensubu.
Bugün bitirdiğim dizi. Öksüz gibi hissediyorum kendimi sözlük. Hiçbir dizi yerini tutamaz. izlediğim en güzel diziydi demiyorum ama çok farklı bir yere sahip oldu. Tıpkı bir the wire Gibi, tıpkı bir six feet under gibi.
Nerden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum. James Gandolfini yani tony sopranonun olağanüstüsü oyunculugu, dizi içindeki kişilerin inanilmaz samimi diyaloglari hareketleri ve efsane senaryosuyla en iyi dizi listemde ilk 3teki yerini almayı başaran dizidir. Konusunu kisaca ozetlemek gerekirse New Jersey de yaşayan mafya Tony Sopranonun is hayati aile hayatı aşk hayatını konu alıyor. Hani bazi diziler vardır anlatılamaz yaşanır. Bu dizi gercekten yaşanmalı izlemeye basladiktan bir sure sonra kendinizi tamamen olaylarin içinde buluyorsunuz öyle bir samimiligi var ki oradaki karakterlerin rol yaptigibi bir an olsun aklinizdan geçirmiyorsunuz. Velhasilkelam güzeldi bitti her guzel sey gibi. Saygilar.
muhteşem bir dizidir. yabancı dizilerin günümüzdeki kadar popüler olmadığı bir zamanda çekilmiştir. yoksa onedio, geek ve sinemania gibi yorum sitelerinin yüzlerce sayfa övgü yazıları yaptığı, binlerce dakika video analizlerinin yapıldığı bir popüler kültür ikonu olurdu ülkemizde de. velhasıl kelam çok iyi bir mafya dizisidir.
bunun en güzel yanı şudur, hikayenin başkahramını tony soprano ile kendinizi özdeşleştirebildiğiniz durumlar oluyor ve bu adamlar tokat gibi tony'nin iyi bir adam olmadığını suratınıza vuruyor. çıkarcı, şerefsiz, karısını aldatan ama aldatılmaya tahamül edemeyen, oğlum dediği adamın kız arkadaşına çakmaya çalışan yapamayınca da karşı tarafı suçlarayarak kendini aklamaya çalışan bir garip adam.
velhasıl kelam kendisi mafya dizisi gibi görünse de insandan çok şey barındırır.
not : bide çirkinler; kendisi, kızı, oğlu, annesi ve arkadaşları. yani model bulamazsınız bu dizide, sokaktaki herkes kadar güzeller.
Dizide gözüme çarpan en ilginç tema amca sevgisidir. Dizinin belki de en duygusal sahneleri tony ve uncle jun arasında geçen anlardır. Tony nin amca sevgisi gerçekten çok garip. Ben de amcalarımı seven biri olarak bana uzak gelmiyor ama yine de garip. Dizi boyunca iş konusunda sürekli çatıştılar uncle jun un hep aksi davranışlarına rağmen tony sürekli amcasına yaranmaya çalıştı. Tony amcasının düzenlediği suikastten kurtulduktan sonra uncle jun banyoda düşüp kalçasını kırmıştı. Tony onu o halde görünce gözünden yaş akmıştı çaktırmadan göz yaşını silip kucaklayıp hastaneye götürmüştü. 5. Sezon 3. Bölümde uncle jun artık alzheimer olduğunda ise saatte bir aynı konuları konuşmaya başlamıştı. Bu konulardan biri tony yi sürekli küçük düşürecek bir anıydı. Tony alzheimer olduğunu farketmediği için sinirlenmiş ve amcasının artık umurunda olmadığını söyleyerek ondan uzaklaşmıştı. Sonra amcasının doktoru geçici hafıza kayıpları yaşayıp saatte bir aynı şeyleri söyleyebileceğinden bahsetmişti. Tony amcasının yanına giderek doktorla konuştuğunu durumunu anladığını söylemişti. Fakat yine dr neden hep kötü şeylerden bahsediyorsun. Neden hiç iyi bir şey söylemiyorsun. Yani demek istediğim Beni seviyor musun diye bir soru yöneltmişti üzgün bir şekilde. O ana kadar konuyu değiştirmeye çalışan uncle Jun sessiz bir şekilde ağlamaya başlamıştı. Diziyi izleyenler hatırlar. Yani demek istediğim amca yeğen arasındaki bağ ve sevgi bu kadar çatışmaya rağmen neden bu kadar işlendi. Gerçi çok başarılı olmuş orasına bir şey demicem. Sanırım italyanlar da bizim gibi hatta belki daha fazla ve duygusal aile bağlarına sahipler.