Korku unsurunu hissettim; ancak korku filmlerinde olduğu gibi kitaplarda da korkamıyorum. Bu fazla realist olmakla ilişik olabilir. Korkmasam da Stephen King'in bu işteki ustalığını kolayca kavrayabildim.
yazar notu: yer yer film hakkında bilgiler mevcuttur uyarmadı demeyin.
zamanın en iyi gerilim filmidir.
Kesinlikle kült filmler arasına girmeyi hakediyor. Film buram buram simge ve sembol kokuyor dikkatli izler ve dile hakim olursanız kızılderilerle ilgilş bir sürü gönderme fark edeceksiniz.
Gel gelelim filme jack nicholson döktürmüş. değişen ruh hali ve insanın normallikle çıldırma arasındaki ince çizgide bir oyunculuk yapmak ne denebilir ki? mimikler oyunculuk tam oturmuş.
anne gayet silik bir karakter ve oyunculukların bazı sahneleri stanley amcanın inatçılığından olsa gerek kadını çileden çıkarmış. merdivenlerden inerken olan sahneye dikkat edin özellikle orada kadın rol yapamayacak kadar iyi oynuyor. büyük ihtimalle sahne tekrarı sayısı arttığından nicholson çıldırmış olsa gerek.
çocuğun oyunculuğuna gelince kesinlikle bir gerilim filmi çekildiğinden haberi yok. dikkat ederseniz şaşkın bakışları bile abartılı sanki stanley amcası ona korkunca nasıl bakarsın demiş de filme almış gibi.
...
bunların dışında insanı gerim gerim geren bir yapıt her ne kadar stephen king beğenmese de kendi yapımından dönemine göre güzel bir gerilim filmidir.
Herkes filmini göklere çıkarsa da, romana göre çok zayıf kalan bir eserdir. En önemli zayıflıklarından birini de bir önceki entry'de görebilirsiniz: Filmdeki Wendy, evet, hiç işe yaramaz, 13.Cuma serisi korku filmlerinde çığlık atan çıplak kızlardan farksız şekilde sürekli bağıran, Jack Nicholson'a baltayı keşke daha filmin başında kafasına indirseydin be abi dedirten, zayıf, güçsüz, mıymıy bir wendy, tam kezban.
Halbuki romandaki Wendy; Jack ve ailesi için, ilk önce kendi ailesine, sonra alkole, sonra da otelin muazzam gücüne karşı koyan ve tam anlamıyla muvaffak olamasa dahi Danny'i kurtarıp oyunu patla bitiren, güçlü, karakterli bir kadın. Nerdee romandaki Wendy, nerdee Garez filmindeki kikiri kokoro yapan hayalet kızın ağzı gibi yuvarlak ağzıyla kulakları tırmalarcasına sürekli bağıran safinaz Wendy.
Kubrick için filmdeki ikincil karakterlerin hepsi "çöp" zaten. Zenci Hallorann'ı düşünün. Filmin yarısı adamın kalkıp bilmem nerelerden otele gelmesini anlatıyor. Niçin? Daha kapıdan girer girmez baltayı (veya bıçağı, şimdi tam hatırlamıyorum) göğsüne yiyip ölmek için. Yani allah aşkına nedir bu? Romandaki Hallorann hak ettiği muameleyi görmüş, Danny'nin kurtuluşunda önemli rol oynayan bir karakter.
Kubrick romanı zaten baştan yanlış anlamış. King'in baby boomers kuşağının en büyük sorunu alkolü, işsizlik korkusunu, tanrıyla olan bir seviyorum bir sevmiyorum papatya falı şeklindeki ilişkilerini, burjuvazi Amerikan ailesinin içinde bulunduğu sarmalları şuyu buyu, tüm psikolojik yönünü sikip atmış. Belki sinematik açıdan, kameralar açısından, imgeler açısından çok etkileyici olabilir ama romanı anlamak ve tahlil bakımından o kadar başarısız ki aslında Kubric, filme "The Hotel: A Movie loosely based on a Stephen King Novel" veya "Kubrick's Shining" dese çok daha mantıklı olacakmış.
Kubrick, yatsın kalksın, Jack Nicholson'un olağanüstü, insanı hayrete düşüren performansına şükretsin. ilk okuduğumdan ve izlediğimden beri, Jack'i daha etkileyici bir şekilde canlandırabilecek tek bir oyuncu bile düşünemiyorum. Adam Jack'i oynamak için doğmuş adeta.
Edit: Bir de romanda budama yoluyla hayvan şekli verilmiş çalıcıkların danny'i kovalama sahnesi var ki insana kabuslar gördürtür, parklardan, bahçelerden uzak tutar öyle etkileyicidir. Maalesef Kubrick, o zamanın teknolojik yetersizliklerinden dolayı bu sahneyi filmden çıkartır, yerine son derece basit gözüken bir çalı labirent sahnesi koyar, ama kendi içine de sinmez fakat yapacak bi şey yoktur. Yapılabilseydi o sahneleri izlemek çok hoş olurdu.
birazcık abartıldığını düşündüğüm stephen king'in medyum romanından uyarlanan 1980 yapımı korku gerilim filmi. insanı geren bir filmdir doğru ancak korkutan bir film midir bu konu tartışmaya açıktır. ancak yine de filmde kubrick'in inanılmaz zekasını ve mükemmeliyetçiliği görebilirsiniz.
son izleyişimde sondaki resmin reankarnasyonu anlatmadığını düşündüğüm kült film. bence jack filmde git gide otele kabul ediliyor ve kimliği otelin geçmişine katılıyor. yavaş yavaş oteldeki hayaletleri tanıyor, oteldeki anıları hatırlıyor ve otelin resimlerine bile giriyor. otel jackin kaderini kendisiyle bütünlüyor.
cocugun bos koridorlarda bisiklet surmesi kadar hicbir sahnesi insani geremez.
ay simdi bi sey olucak, ay bi sey cikicak diye diye geriliyosun zaten.
sonunda sen de cocukla - redrum redrum- diye kendini sallanirken buluyosun.
müthiş kurgulanan bir film. adeta bir bulmaca. izlenirken bazı şeylere dikkat edilmiyor. ardından, spoiler dolu olan filmin belgeseli room 237 izlenildiği takdirde ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. o zaman vay be lafları havada uçuşur ve stanley kubrick'e saygı daha da artar.
a clockwork orange gibi fazla abartıldığını düşündüğüm stanley kubrick filmi. belki de çıktığı yıllarda izlenmesi gereken bir filmdi, ondan bu kadar basit geliyor, bilmiyorum. ama kesinlikle a clockwork orange kadar sıkıcı bir film değil, jack nicholson'ın oyunculuğu için izlemeye değer.
Stephen King'in bu kült korku klasiği opera sahnelerine de taşındı. Bi opera kalmıştı zaten amk. ha bi de bale yok daha, vampirlerin koşuştuğu bir bale ilginç olurdu herhal.
Tüm stanley kubrick filmleri gibi izlerken insanı zevkten dört köşe eden ama bi sikim anlaşılmayan film. Evet her filminde yaşıyorum bunu. Bi sikim anlamıyorum ama seviyorum.
Bu arada film korku değil gerilim filmi bence. Ki gerilimi dibine kadar veriyor.
--spoiler-
Hadi herif cinnet geçirdi. Karıya noluyo? Çocuğun abuk sabuk tavırları ne? Zenci ne ayak? Hatta zenciler(zenci aşçı muhabbeti)
Kadın da görmeye başladı bazı şeyleri. Otelde de var bi bokluk. Labirent ne ayak? Zenci heriftede vardı bi haller. Sakso çeken ayıya hiç değinmiyorum zaten.
--spoiler--
8 saat sonra gelen edit: izleyeceğim filmi sikeyim. Bilinçaltımı sikeyim. Dört saattir filmin tüm detaylarını rüyamda görmek suretiyle bütün uykumun içine ettim. Dört saattir bin tane rüya gördüm ve hepsi de bu filmdeki sahnelerden birşeyler vardı. ikizler, anne baba, redrum diye bağıran velet, saksocu ayı, sel gibi akan kan, zenciler vs vs...
Ulan aslında götümle izlemiştim. Bilinçaltımın amk. Gecem zehir oldu.
O otelin eskiden jet sosyetenin tatil mekanı olduğunu söylemişti karakterlerden biri bir sahnede. Zannediyorum bu otelin eskiden jet sosyetenin grup sex ayinlerine ev sahipliği yaptğına dair bir göndermeydi. Büyük ihtimalle şeytani güçlerin otelde bu kadar egemen olmasının ve parti sahnelerinin vs. de bununla bağlantısı vardı.