hapishane mudurunun andy'nin kacisindan sonra hucrede soyledigi laf mukemmeldir: "he vanished like a fart in the wind." o anda olayi ozetleyebilecek en guzel lafti herhalde bu.
sağlam iki hata barındıran film. 1.' si; filmin henüz başında hapishaneyi tepeden gösterirken, sağ üst köşede çekim yapılan helikopterin gölgesi belirmektedir. 2.' si de filmin sonunda; andy dufresne tünele girdikten sonra o posteri kim -tekrar- yapıştırmıştır ki poster gergin durmaktadır?
hapishanede izlenmesi muhtemelen insanı bambaşka bir psikolojiye sevkedebilecek bir filmdir. hikayesi ile gayet başarılı bir filmdir. hapishanede olunmadan da izlenesi bir filmdir.
güzel olduğuna dair iyi reklamının yapıldığı, insanların büyük çoğunluğunun da 'ulan bu filme herkes güzel diyor, şimdi ben beğenmediğimi söylersem sinemadan anlamadığımı sanarlar' deyip esas görüşlerini belirtmekten çekindikleri sıkıcı ve bir o kadar konusu ve kurgusu basit film. daha doğrusu filmimsi.
seneler sonra sabahın erken saatlerinde tekrar izleme şansı bulduğum arşivlik bir film. bir insanın nasıl en zor şartlarda neler yapabileceğini izleyene gösteriyor.
söylenmiş ya da söylenecek bütün güzel sözleri hak eden filmdir. abartılı senaryosu olmadan, görsel bir katkı olmadan bir film bu kadar izlenebiliyorsa bu film olmuştur. oyunculuklar öyle bir konuşur ki kendilerine hayran bırakırlar, benim gibi morgan freeman sevmeyen bir cahile bütün sözlerini yedirebilir. şimdi yapmak gereken en yakın zamanda tekrar izlemek ve tadını çıkartmaktır...
şunu biliyorum ki; ne ben, ne de buradaki başka bir yazar bu filmi övme liyakatine bile sahip değil. kafama takılan, 500 metrelik, takribi 50-60 cm çaplı uzun bir borunun tam ortasında kişi basınçtan kaynaklı havasızlıktan ölmez mi? bu işlerden anlayan varsa söylesin.
Kendini hayran bırakmayı başarmış, zekice kurgulanmış tam bir hollywood filmidir. Ama insan sormadan edemiyor bu şahsımız madem bu kadar zeki her boka kafası basıyor niye kendini aklayamıyor?
güzel film.
Ama ben bana hata gibi gelen bir şey buldum bu filmde. Filmi 5 defa izlediğini söyleyen bir büyüğümüz farketmemiş, ben ilk izleyişte çaktım davayı. Bu filmin adının geçtiği her yerde yaparım baba reklamımı, acımam...
--spoiler--
Şimdi andy abimiz tünelden kaçıyor, iyi güzel. Ama o posteri duvara kim yapıştırdı? Özellikle dikkat ettim, tünelden geri geri değil düz çıkıyor. Ve tünel posteri kendine doğru çekip dönülemeyecek kadar dar. O hücreye hapishane müdüründen önce birinin girmesi de namümkün. Burası muallakta kalmış. Belki kasıtlı olarak yapılmış olabilir, sadece ortalama üstü seyircinin yakalayabileceği bir detay olaraktan.
Daha önce bir keresinde, geniş aile'yi izlerken koyu bilal'in pantolonunun kıçının yırtık olduğunu farkeden tek kişi ben olmuştum ortamda...
Bu da bu savımı destekliyor bence...
--spoiler--
kaçış planının öyle ahış şahım olmadığı bir film. ama, genel bir hikayenin içinde daha başka hikayelerin olması ve ilginç ayrıntılar filmi çekici kılıyor kılıyor.
---spoiler---
misal: herkesin hapishanede kafayı yememek için bir şeylerle uğraşmasının baş roldeki elemana uyarlanması şöyle oluyor ki: bizim eleman satranç taşları yapıyor, kütüphane yapıyor, bi gence okuma yazma öğretiyor. ama aslında onu oyalan şeyin kaçış planı olması. tabi filmde bunun üzerinde durulmuştur.
---spoiler---
herşeye rağmen imdb'de 1. sırayı hak etmiyor, çok kaliteli, mükemmel bir film ama 1. sıra o haricindeki diğer kült filmlere verilebilir. izlenesi, sevilesi, hayran kalınası ama uğruna ölünesi değil.
