Dindar olan cezaevi müdürünü adeta kafalamak için "kurtuluş bunun içinde" dediği incil'in içine sakladığı Kaya çekici ile yıllarca Kazıp kaçmıştır andy dufresne.
--spoiler--
"Red: Sen bir dahisin.
Andy Dufresne: Biliyor musun Red ? Asıl garip olan;ben dışarıdayken dürüst biriydim.Sahtekar olmak için hapse girdim."
--spoiler--
Bir tane daha vereyim
--spoiler--
Andy Dufresne: Adım Andy Dufresne..
Red: Karısını öldüren bankacı mı? Neden yaptın?
Andy Dufresne: Madem sordun, Ben yapmadım.
Red: Hemen adapte olmuşsun. Burada herkes masumdur. Hey Heywood neden burdasın?
Heywood: Ben masumum. Beni avukat düzdü...
--spoiler--
umutlarını kaybetmeyen andy ve ona canı gönülden bağlı dostu red'in hapisten kaçıp düşledikleri zeo vantaleo'ya gitmeleri, brooks'un ölümü ve ağızdan çıkan her repliğin insanı iliklerine kadar etkilediği bir yapıt.
romanlar filme uyarlanıyor ama bu film romana uyarlanmalı. bence bu film stephen king'in novellasından daha iyi bir kalemi hakediyor!
o kalem de frank darabont'un novellayı senaryolaştırdığı kalemdir!!
Her seferinde izlemek için sabrettiğim, iyi olduğundan emin olduğum için keyfini çıkaracağım bir anı beklediğim ve bekleneni yapıp Hayatımda izlediğim en güzel filmin yerini değiştirmiş filmdir. Türkçeye esaretin bedeli olarak çevirilmiş, ancak bu bedeli net olarak ödeyen kişi hapishane müdürü olduğu için oturtamadım. Neyse çevirisini kim ne yapsın zaten.
Unutulmaz bir film. Hakkında söylenecek o kadar çok şey, yakalanan o kadar çok ince detay ve övülecek o kadar çok noktası var ki, başlamadan pes ediyor insan. Herkes bu filmden özgürlüğün kıymeti anlamını çıkarmış ancak bende o his bir saniye bile uyanmadı. Mahkumlar çatıda bira içerken onlardan çok mutlu oldum, müdür tommy'i vurdurduğunda kahrımdan ölecek gibi oldum. zaten çocuk burağa nasıl benziyordu belli değil.
andy'nin ki masumken esaretin içinde esir olmasıydı. hapishane içinde müdüre köle olmaya başladığı an, durumu kendine çevirerek onu köle yapabilecek bir adam olduğunu tahmin edemedim, demek ki yeterince tanıyamadım karakteri. kapalı kutu biri olmasının yanında zekasını iyi kullanan bir adamdı. herkes zeki olabilir ancak herkes bunu kullanamaz. tüm yollar kapandığında kendine yeni bir yol kazan ve oradan akıp devam eden su gibi kişiliği olan insanlar vardır, örnekleri pek yoktur, bu adam tam olarak buydu. gerçek bir karakter olmaması önemli değil, iyi bir karakterdi bu.
morgan freemandan bahsetmeyeceğim bile. hiç mi hayal kırıklığına uğratmaz bir insan.
bir filmin bir insanı ne kadar değiştirebileceğini görmek istiyorsanız bu filmi izleyin ve her gün gün içinde yaptığınız güzel ve kötü şeyleri yazın. Beş gün sonra açın ve okuyun. Ve daha sonra aynaya bakın. Hayat ne kadar güzelmiş değil mi? işte böyle bir film.
imdb'de an itibarıyla 996.863 kişinin oyladığı ortalama 9.3 ile imdb'nin en yüksek beğeniye sahip filmidir. 3 bin küsür civarı kişi sonrası imdb'de 1.000.000 oy sayısına ulaşan ilk film olacak. en yakın rakibi the dark knight 972.399 oya sahip.
çok enteresandır. Stephen king'in kısa bir öyküsüydü. bu kadar güzel ve etkili olmasında kesinlikle yönetmen ve uyarlamayı yapan Frank Darabont dur. yoksa stephen e kalsa birileri ölür belirsiz olaylar olur, olmadı hapishane müdürünün garip olaylarına şit olurduk.