adamın o kaya çekiciyle tünel kazacağını en başından tahmin etmeyen var mı gerçekten? ya da onu hücrede bulamadıklarında tünelin posterin arkasından çıkacağını? arkadaşına samanlığın orada taşın altında bir şey bulacaksın dediğinde bunun para, bilet, mektup vs olacağını? bana göre pek bir numarası ve etkileyiciliği olmayan, boş zamanlarda sıkılmadan izlenebilecek, ortalama bir filmdir.
Andy Dufresne: Meksikalılar Pasifik hakkında ne der, biliyor musun?
Red: Hayır.
Andy Dufresne: Hafızası olmadığını söylerler. Hayatımın geri kalanını yaşamak istediğim yer burası. Hiç hafızası olmayan sıcak bir yer.
+ düzelmek mi? bir düşüneyim. bunun ne olduğu konusunda bir fikrim yok.
- yani topluma katılmaya hazır...
+ bunun ne demek olduğunu biliyorum evlat. bu benim için sadece uydurulmuş bir kelime. politik bir kelime. sizin gibi iş sahibi takım elbise ve kravatlı gençlerin bilmek istediği nedir? yaptığım için pişman olmamı mı istiyorsunuz?
- pişman mısınız?
+ pişman olmadığım tek bir gün bile yok. burada olduğum ya da olmam gerektiğimi düşündüğünüz için değil. o zamanları hatırladığımda küçük aptal bir çocuğun işlediği korkunç suçu hatırlıyorum. onunla konuşmak istiyorum. denemek ve onunla konuşmak. ama bunu yapamam. o çocuk geçmişte kaldı. bu yaşlı adam da onun artığı. bununla yaşamak zorundayım. düzelmek mi? bu saçma bir söz. gidip formlarınızı damgalayın evlat. vaktimi harcamayın. çünkü doğruyu söylemek gerekirse artık umurumda bile değil.
neden hala imdb ilk sırasını işgal ettiğini çözemediğim vasat ötesi film. kaç yıldır milyonlarca film çekildi hiçbiri mi bu saçmalıktan iyi değil? umarım joker filmi bu filmi geçer açık ve net.
Güzel filmdi kabul ama inanılmaz abartıldığını düşünüyorum. Beklenmedik bir son değildi, bu denli top 5e sokmalar falan ilginç. Çok daha iyi yapımlar var. Her şeyi şişirmekten vazgeçin.
sonradan seyretmiş insanlara klişe gelir.
ancak sorun şu; o kişilerin doğuşuna sebep olan filmdir. döneminin yaratıcı filmidir kurgu ve senaryo olarak.
Ya bu şey değil mi hayatında ceza dinlememiş bir velet, yeni yetme rapçileri dinleyip duruyor. Sonra cezayı dinleyince "ya çok sıradan, abartmışlar cezayı" diyor.
Be amına koduğum. Ceza sıradan değil, onun özentilerini senelerce dinlediğin için sana öyle geliyor.
pişman olmadığım tek bir gün bile yok. burada olduğum ya da olmam gerektiğimi düşündüğünüz için değil. o zamanları hatırladığımda küçük aptal bir çocuğun işlediği korkunç suçu hatırlıyorum. onunla konuşmak istiyorum.denemek ve onunla konuşmak. ama bunu yapamam. o çocuk geçmişte kaldı. bu yaşlı adam da onun artığı. bununla yaşamak zorundayım. düzelmek mi? bu saçma bir söz. gidip formlarınızı damgalayın evlat. vaktimi harcamayın. çünkü doğruyu söylemek gerekirse artık umurumda bile değil.
ilk aklıma gelen efsane kimi replikler:
Andy: Sen de buradakiler gibi suçsuz musun?"
Red: "Galiba ben Shawshank'deki tek suçluyum..."
Jüri: "Sence artık düzeldiğine inanıyor musun?"
Onlarca yıl sonra yaşlanmış Red: "Düzelmek mi..." Yazmak yetmez bu diyaloğun devamını mutlaka izleyiniz.
Andy - Morgan Freeman
Red - Tim Robbins
(bkz: )esaretin bedeli
bugüne dek izlediğim en harika film. hayatımda ilk kez imdb'ye kayıt olmaya üşenmeyip filme 10 puan verdim. duygusal olarak müziğiyle beraber gladiator'den bu denli etkilenmiştim, ona da girmişken 9 puan verdim.
filmin türkçeye esaretin bedeli olarak çevrilmesi pek anlamlı olmamış. paris'in notre-dame'ının, notre-dame'ın kamburu olarak çevrilmesindeki işgüzarlığa benziyor. siz neden sadece işinizi yapmayıp da esere yabancı bir el olarak uzanıyor, başka anlamlar katmak istiyorsunuz ki? her neyse, bunu belirttikten sonra filme dönüyorum.
kendi kulvarındaki filmlere(hapishanede geçen, mahkumiyeti konu alan) nazaran kalitesini o kadar belli ediyor ki, izlerken yeni bir keşif yapmış, bir klasik okuyormuş kadar keyif aldım.
burada birisinin sözüm ona filmdeki alt metinleri inceleyip filmin ahlaksızlık, kokuşmuşluk, kapitalizm vs. mesajları verdiğini öne sürdüğünü görünce dayanamayıp cevap vermek istedim. mankafa, andy'i, hapishane müdürü ile bir tutmuş. o da onun gibi şeytan demiş. müdürün beğenmeyip yemediği turtayı ona vermesini rüşvete örnek göstermiş (andy turtayı arkadaşına verdi.) bu filmden, andy'nin kötü olduğu sonucuna ulaşacak kadar sığ ve duygusuz, izansız nasıl olabilmiş çok şaşırdım. başta yazdıklarını okuyunca doğruymuş gibi geliyor. tespit ettiklerinin çoğunu zaten aklı başında seyirci de görüyor. bunlar da zaten otomatik olarak seyircinin süzgecinden geçiyor. ben ona onun göremediklerini anlatayım.
müdür kişisi, saf kötüdür. andy ise kötü değil, zekidir. bu ayrımın yapılabilmesi için çok açık örnekler var. hadi andy'nin çatıda çalışırlarken arkadaşlarına bira içirebilmek için yaptığı hareketi samimi bulmadın, kendisini diğer mahkumlara ve özellikle de gardiyanlara sevdirebilmek için canını tehlikeye attığını varsaydın; peki ya bütün hapishaneye müzik şöleni vermesine ne diyeceksin? orada da mı kendi çıkarı doğrultusunda davrandı? her şey yolunda giderken, müdür ve tüm gardiyanlar ondan hoşlanmışken neden bütün bu güveni sarsıp yıllarca emek verdiği planının köküne kibrit suyu dökecek böyle bir hareketi yapsın ki? üstelik iki haftalık karanlık hücre cezasına çarptırılması da cabası, diyemeyeceğim çünkü böyle caba mı olur amk. bence andy bu hareketleri yaptı çünkü o tıpkı dogville filmindeki grace gibi meleksi tarafları olan bir insan. anı yaşayan, red'in de anlattığı gibi, onu etrafından ve her yerden koruyan bir kalkana sahip olan bir insan. aslında film boyunca onun müthiş iradeli ve neyin doğru, neyin güzel olduğunu bilen bir adam olduğunu görüyoruz. başta cinayet işlememeyi seçmesinden, sonda ise dostuna tabiri caizse yeni bir hayat sunmasına kadar eylemlerinin kusursuza yakın olduğunu düşünüyorum. paraların onda kalmasını etik açıdan tartışmak isteyen varsa, bu adamın başına gelenleri bir düşünsün derim. karısının kendisini aldatmasına ve ölmesine müsebbip olarak bile kendisini suçlayıp yaşadığı inanılmaz talihsizliği aslında hak etmiş olabileceğini içten içe düşünüyor. böyle bir adama ahlaksız veya şeytan diyebilmek için ağır şerefsiz olmak lazım. neyseki mutlu son ile bitiyor ve bizim de içimiz umut ile doluyor. yaşadığımız hayat ne derecede sefil olursa olsun güzel bir hesap ve mücadele ile bunu mutlu sona bağlamak elimizde diye düşünüp seviniyoruz. bende öyle oldu. her şeyin unutulacağı o yerin mümkün olması dileklerimle.