ilk okuduğum zaman ne kadar aptalca bir kitap deyip sallamamıştım. ama sanırım yavaş yavaş inanmaya başlıyorum. bu şans değil, tesadüf hiç değil. başka birşey bu ya. gerçekten bu kadar da olmaz. bir insanı düşünüyorsanız iyi yada kötü o insan karşınıza çıkıyor. inanılmaz ama gerçek. biri bana bu yaşadığım olayları anlatsa 'sie git lan sallama' derdim. ama insan yaşayınca gerçekten inanıyor... (bkz: #4863476)
kişilere atfettiği önem ile yarıyor yarı yarıya. ne düşünürsek o oluyor özetle. düşün yeter ki dostum diyerek hayatın sırrını ifşa ediyor. e hani olmadı diyene de demek ki gerçekten istememişsin gibi bilimsel cevaplar veriyor. hem belgesel hem kitap.
insanın istediği şeyi, hayal kurmak ve onunla ilgili eylemler yapmak suretiyle, aklında bir deneyim olarak kılması ve bunların sonucunda evrende bir ruh oluşturarak gerçekleşmesini beklemesini anlatan kitaptır. aynı zamanda bir belgeseli de vardır. kulağa bilim kurgu gibi gelebilir ancak bu bilgi doğru bir şekilde anlaşılırsa hayat değiştirir, bizzat deneyerek görmüşlüğüm vardır.
internetten belgeselini izledim. iste olsun prensibi konu edilmis. cekim kuvvetiymis.
guzel abilerim eger oyle olsaydi kedilerin kasap dukkanlari olurdu. beyaz sahin deki abilerimizin kaldirmadigi kari kiz kalmazdi. iste, odaklan ve al. yok ya!!!!.
calismadan, didinmeden alinacak tek sey vardir. * ozel durumlar bunun disinda tabiki. loto, hirsizlik ki onda da bi emek var. sozun kisasi; the secret cilar sizin icin geliyor.
(bkz: the pierces)
(bkz: dexter)*
Father works the late shift, mother drinks
Herself to sleep
Brother's outside fiending with a match
And gasoline
They told her lies and gave her no hope
For tomorrow
And all the fairy tales just fade away
The brightest day of all, the one that
She's been needing
Turns to gray
The boyfriend calls her crazy, teacher
Bores us all to sleep
And friends are in the bathroom
Speaking just like enemies
Nobody understands the shame that
You've been feeling
The dirty secret living in her heart
It must be hard to put the pieces back
Together, torn apart
Always there to make you think that
You're no good
There's nothing wrong with what
You've done
They just wanna lift you up and throw
You down
And make you stop when all you
Wanna do is run
Nobody understands her heart that's left
There bleeding
The dirty secret living in her mind
They'll always tell you that you lit the fire
You're feeding, left behind *
yıllar yıllar önce büyük umutlarla edindiğim, rhonda byrne imzalı kitap. fakat rhonda'nın hiçbir sırrı olmadığı çok değil, kitabı okuduktan 1-2 gün sonra anlaşılır. rhonda'nın bahsettiği şey bizim dinimizde de olan tevekküldür. bahsettiği çekim yasası bir fizik kuralına bile aykırıdır.
şöyle ki, rhonda kitabın başından itibaren mıknatıstan bahseder. düşünceler mıknatıs gibidir der, iyi düşünürseniz iyiyi, kötü düşünürseniz kötüyü çekeceksiniz. halbuki mıknatısın - kısmı +'yı, + kısmı ise -'yi çeker. her zaman aynı yükler birbirini iter, istemez.
kitapta herhangi bir yaratıcının varlığından bahsedilmez. evren diye bahsedilir. kitaptan soğutan bir detaydır. bana biraz da panteizm i çağrıştırdı.
olumsuz düşüncenin götürdüklerinden bahsedilir, "başım ağrımasın yerine, sağlıklı bir baş istiyorum." şeklinde olumlu düşünceleri kafaya yerleştirmede faydası vardır.
kitaptaki en güzel kısım şükretmeyle ilgili bölümdür.
aşılanmak istenen temel düşünceleri, bazı önemli detayları yakaladıktan sonra bunlardan en iyi şekilde faydalanabilmek mümkündür.
islamda zaten varolan şeylerin coverlanmış ve amerikancı hali. "dünyada iyi olmak istiyorsan ya kendini aklını kullan ya da başkalarının akılsızlığını." sözünde ikinci şıkkı seçmiştir kitabın yazarı.
2000li yılların en başarılı pazarlama harikalarından biri olan boş kitap. tüm dünyada aynı sayfa sayısıyla ve aynı kalitede basılmıştır. 220 sayfa boyunca aynı şeyi anlatıyor gibi duran, tek bir sayfasını okuyup kenara koyabileceğiniz türden birşey.
Birincisi bir kitabı anlamak için okumak ayrı, sadece kitabı okuyup 'oğlum ben onuda okudum ya bi halta benzemiyo palavra deli saçması' diye yorum yapmak ayrıdır.
Kuantum fiziğine gelince, kuantum fiziği sadece secret gibi bi tane kitap okuyup anlayabileceğiniz ve hayatınızda kusursuzca uygulayabileceğiniz bir olay değildir. 3 yıldır bu konuyla iç içeyim, çevremdeki insanlara rehberlik ediyorum. Hatta kuantumu kime anlattıysam öğrettiğim teknikleri doğru uygulayan herkes başarıya ulaştı.
Kuantum sayesinde hayatı değişenlere bende dahilim hatta o yüzde birlik kısımdayım. Burda size oturup hayat hikayemi anlatamam ama insanların yaşadığı deneyimleri göz ardı etmek bazı gerçekleri kabullenmemek olur. Kuantum fiziği ile ilgili herhangi bir kitabı yardım almadan okumak ondan hiçbir şey anlamamanıza neden olur çünkü bu konuda uzmanlaşan insanlar uzun süren çalışmalar sonucunda yeteneklerini farkettiler. Doğal olarak tek başına 'the secret' okumak size pek birşey katmayacaktır bu konuda yüzeysel bilgi sahibi olmak dışında. Bu arada kitaba gelince, kitap gerçekten spiritüel hayata yeni adım atanlar için gayet iyi rehberlik ediyor.Yazar bu işin altından mükemmelce kalkmış ve yardımcı insanlar bu konuya yeterince hakimler. Çoğunun kuantum ile ilgili kitabını okudum ve kütüphanemde mevcut.Dine karşı çıkıyor diye yorum yapanlarada aldanmayın çünkü bütün bu evreni yaratan ve bu şekilde çalışmasını sağlayan Allah'tır.
eski alimlerin filozofların kitaplarında yazdıklarını tekrar tekrar moda haline getirmeye çalışmak için yazılan kitaptır. bu açıdan bakıldığında iyi iş çıkarmış olabilir ama yeni bir şeymiş gibi gösterilmesi hem medyanın hem de yazarının işgüzarlığından başka bir şey değildir.
rhonda ablamın bizlere sunmuş olduğu güzelim kitap ve belgesel. bu kitabı okuduktan sonra hayatım değişti.
göt kadar bir evde not defterime yazı yazan ben. artık uludag sözlük yazarı oldum. yazarlık yetmezmiş gibi istemediğim halde gammazda oldum.
kitabı okumadan evvel 53 kiloydum ve hayatım gayet sıkıcıydı. okuduktan sonra evde düşünce gücümle kilomu arttırdım. şuan 148 kiloyum, kapı kapı diyetisyen geziyoruz. hayatıma aksiyon girdi.
demagog bir yazara sahip olduğunu düşündüğüm kitap.
ulan kitabın tek teması benzer benzeri çeker, iyi düşünün, olumlu sinyaller yayın, körü körüne isteyip inanın. uzattıkça uzatmış, her bölümde aynı şeyi söylüyor ama ne o farklı cümleler kullanmış.
2 ay boyunca kendini körü körüne inanmış biri olarak bu kitabı okuduğuma pişmanım. yaydığım olumlu, isteme sinyalinin haddi hesabı yok. dakikalarca odaklandığımı bilirim. şişirilmiş bir balon!
orada hikayesi geçen ibneye de inanmıyorum, yok olumlu düşünmüş istemiş de ofisindekiler ona gay gözüyle bakmamış, yalan. işin içinde kesin bir iş var.