bugün

rhonda byrne tarafından yazılan, herşeyin insanın kendi inançları doğrultusunda yönleneceğini anlatan bir kitap. Ne kadar doğrudur bilinmez okuyan kişiler istediklerinin bir kısmını elde ettiklerini ve hayata daha olumlu baktıklarını dile getirmişlerdir.* Eğer doğruysa yakın zamanda çaylaklıktan kurtulup sözlük yönetiminde yer alacağımdır, hatta çok istersem nesil bile atlayabilirim.***
insanın olumlu şeyler düşünerek her istediğini yapabileceğini söyleyen bir kitap. Ayrıca okumaya üşenenler için filmi de var.
Dönüp dolaşıp aynı şeyleri anlatan kitap okuyacağınız 200 küsür sayfanın özeti bir cümlede çıkarılabiliyor zira.
iyi düşünün herşey iyi olsun. hem bu sırrı türkler bilmem kaç seneden beri biliyor hatta atasözümüz bile var.
(bkz: bişeyi 40 defa dersen başına gelir)
yüzde 1'in elindeki yüzde 96'yı geri kalan yüzde 99'a pay edip herkesi kurtarmak yerine sizi yüzde 1'e dahil edip tek kişiyi kurtarmak amacındaki skndirik sır. bir de bu önsöz herkese hitap ettiğine göre okuyan herkesi yüzde 1'e sokma vaadindeyse eğer her eklenenle beraber yüzde 1'in haliyle büyüyeceğin ve pastanın ufalacağını hatırlatmakta fayda var. nerden tutsan elinde kalıyor. nerden tutsan ahlaksız, nerden tutsan mekanikleşmiş, amaçsızlaşmış yeni nesil erke dönergeci.
kitabı okuyup bitirmiş biri olarak söylemek istiyorum ki; kitap da herkesin düşündüğün bir gün olacağından bahsediyor, bu kitap amerika da yüzbinlerce sattığına göre bunu okuyan 10 kişi abd başkanı olmayı düşünse hepsi birden olamayacağına göre sırayla olmalarına da ömürleri yetmez.... okuyanlar daha iyi anlayacaklardır demek istediklerimi...
the secret entrysiyle ilgili geçmişteki bir çok önemli insan biliyordu yazılmıştır. bunlardan biri de beethoven'in olduğu söylenmiş. o zaman bir soru oluşuyor, maden beethoven sırrı biliyormuş neden o zaman sefillik içinde ölmüş?!
iyi şeyler düşünürsen iyi, kötü şeyler düşünürsen kötü şeyler olacaği ana fikrine sahip kitap. *
edebiyatçılara, romancılara, yazarlara ihanet niteliğine haiz bir kitabın adı.
günümüz insanlarının bir nevi yeni inanç kapısı..
vallahi bak, bu kitabı kutsal kitap bilip başucundan ayırmayan insanlar gördüm ben..

savaşlar, krizler, küreselin ısınması olayları derken insanlarda oluşan kötümserliği yok etmenin diğer yolu bu.. bir ara hristiyanlık meşhurdu veya islam veya ateist olmak veya satanizm.. bak şimdi de bu..

tüketici konumuna pek güzel yerleşen yeni nesil insanların * inanç kapısı..
hiç bir numarası olmayan kitap. okuyan bir şey kazanmıyor, okumayan da bir şey kaybetmiyor.
evrendeki tüm düşünce ve zihinde oluşturulan imgelerin, yer çekimi yasası gibi kendine benzer olan düşünceleri bulup çekeceğini savunan ve buna da "Sır" adı altında "çekim yasası" denilen yazısız kurallar olduğunu iddia ediyor.

objektif tanım bu idi...

hayatımda okuduğum en saçma ve gereksiz kitaptı. Daha önce birçok kez benzerinin yazılmasına rağmen -ki yüzde yüz düşünce gücü'yle sonsuzda hiçbir farkı yoktur- bu kadar bilinmesinin/tutulmasının tek nedeni iyi bir stratejiyle pazarlanmasıdır. Özetle diyorlar ki; "Ne düşünürseniz o olur!". "olmadı" diyor, 10 üzerinden 2 verip dünyanın en gereksiz kitapları arasına yolluyoruz. Neden 10 üzerinden 1 değil de 2? Baskısı çok güzel olmuş gerçekten. okunabilirlik üst düzeyde.

işte kitaptan birkaç saçma not;

--spoiler--
insanların kilo konusunda sahip oldukları en yaygın düşünce, ki ben de buna inanıyordum, kilo almasnın sorumlularının yiyecekler olduğudur. Bu işe yaramayan bir inanıştır.
--spoiler--

diyerek; biyolojiyi, fizyolojiyi, kimyayı, ilimi, bilimi, irfanı artık allah ne verdiyse tüm bilim dallarını reddetmiştir.

Hatta abartmışlar;

--spoiler--
muhtemelen, at gibi yiyip hala zayıf kalan birilerini tanıyorsunuzdur. Bu insanlar büuük bir gururla; "Ne istersem yiyebiliyorum ve kilom hep aynı mükemmellikte kalıyor" diye ilan ederler; çünkü, Evren'in "cin"i; "dileğin benim için emirdir" der.
--spoiler--

Diyor. Hayır, çünkü metabolizması hızlı çalışan insanla yavaş çalışan insan vardır. Açıklaması budur.


nerede "hayal kırıklığı"nın açıklaması?

peki "çok isteyince oluyordu hani"nin?

bırak allasen ya...

Hülasa, kişisel gelişim kitaplarının etkisinde yaşayan, kendi kurallarını koymak yerine konulmuş kurallara göre hayatını yönlendiren insanlar için iyi bir kitap sayılabilirse de, benim için; insanların en zayıf noktası olan "kısa yoldan köşeyi dönmek" mantalitesini sonuna kadar uygulayan ve benim bile bu kitaba 13 YTL vermemi sağlamış olan bir pazarlama harikası.
fazla bencil.
yahu bir kitabın derinlikleri ancak bu kadar boş ve yüzeysel olur. yüzeysel bir derinlik. güzel. normalde böyle kitaplara prim tanıyıp okumam ama hazır elime geçirmişken çok hızlı kitap okuyabilmemden dolayı okumuş bulundum. iğrenç ve kötü. söyleyecek başka bir şey yok maalesef. ben de istemez miydim, şöyle kitapla ilgili kelimeleri birbiriyle horon teper vaziyette derin analizler yapıp sizi baştan çıkarmayı. yok ama yok. yazık bu kitaba ya.
çok parası olup bir türlü mutlu olamayan gerzek tayfa tarafından üstümüze üstümüze atılan zırva. sabah erken kalkan üç tane yüzeysel ötesi, akıl berisi cümle bulup kitap yazıyor hayatın anlamını buldum diye. ondan sonrası malum.

bilge ferrariyi sattı ama gitti yerine maserati aldı bu saçmalıklara inanan şapşallar sayesinde. sanırım bunu yazan arkadaş da şimdi 7 katlı zigguratında götüyle gülüyordur kendine inananlara.

ha bu arada bende buldum hayatın anlamını. bana ilk "suzuki burgman 650" alana açıklayacağım.

haberiniz olsun.
okumadan ve bir kez olsun uygulama yapmadan hakkında yorum yapılmaması gereken bir kitap. gercekten uygulandığında farkında olunası değişiklikler olmasını sağlayan. herkesin okuması gereken gercek bir sır. mutlaka okunmalı. bunu 1 değik 2 değil milyonlar söylüyor bütün dünyada yok satıyor ayrıca herkes gercekten mükemmel bir farkındalık olduğunu söylüyor. inanmak lazım...
amerikan angutlarını kandırmak için yazılmış kitap.
bizim tikkylerin, marjilerin de çok sevmeye başladıkları bir şeydir ayrıca. best seller olması bilim karşıtlığının ne derece büyük çapta olduğunu göstermektedir.

alırsınız iki üç fizik terimi, bunu insanların duymak istedikleriyle birleştirirsniz. sonra alın size modern zamanlara ait "superman" tadında bir kitap.

ayrıca çekim yasası diye bir şey fink atmakta kitapta. kim yasa yapmıştır, nasıl yasa olmuştur, muamma.

velhasıl komik bir kitap. bol bol okunmalı, ardından yogaya gidilmeli, benlik feng shui'ye adanmalı, bol bol kadın dergisi okunmalıdır. bonus olarak, moda yakından takip edilmeli, ağıza yavşak bir aksan yerleştirilmeli, "sağlıklı yaşam bilmemnesi" yapılmalıdır. böylelikle evren size gelecek(geceleyin)*, akabinde çok pis girecektir efenim. mazallah...

inandırıcı bulunması ossuruğa gülmeyi geçin, ossuruğa akıl kredisi vermek gibi birşey olsa gerek.
tanımlardan yüzde yüz düşünce gücü adlı kitapla aynı konuyu anlattığı anlaşılan kitap.* *
bu aralar en çok taklidi çıkan kitap. aynı kitabın türkçe uyarlamasını nil gün adlı yazar çıkarmış oda herkes gibi bunu kendisi keşfetmiş havalarındadır.
okunduğunda sadece "ben neden yapamıyorum" dedirten, pek de bir şey kazandırmayan kitap.
Aklimin ucundan bile gecmeyen seyler nasil oluyor peki? dedirten, olumsuzluk eklerinin 2'li 3'lu kombinasyonlarini ogelerinde barindiran cumleler karsisinda net bir sey soyleyemeyen cekim yasasi uzerine kurulmus, bununla birlikte, yazarinin cidden de sirri cozdugune ve mali goturdugune inandigim kitap.
jan janlı ambalajına kanıp da aldığım, fakat ikinci sayfasında aldığıma pişman olduğum, bilinenin dışında farklı şeyler söylemeyen kitap. hala okumuş değilim duruyo öyle pehh.
başının sonundan farklı birşey anlatmadığı kandırmaca kitabı.
saçmalığın dibine vurmuş kitap.*
şu zor geldiği için uygulayamadım secret'i;

''sabah kalktığımda teşekkür ediyorum. yere basan bir ayağımla teşekkür diğeriyle de ederim diyorum. banyoya giderken, kahvaltı yaparken, giyinirken hep teşekkür ediyorum. böylece sabah evden çıkmadan defalarca şükretmiş oluyorum''

normal adamın yapacağı iş mi bu ya?
dönemin best seller ı olmayı başarmış bir kitap.
ön yargıyla bakılmazsa, "ne lan bu hayatın gizini mi çözecem bir kitap okuyunca" diye düşünerek okunmazsa, ve konuyla gerçekten ilgileniliyorsa bir kaç kitap daha okuyarak ne denmek istediğini daha iyi anlayacağımız kitap.
dışarıdan bakınca "ulan iyi şeyler düşünüyorum, ancak beyin ütüleme bunlar. hem herkes zengin olmayı isterse olur mu, hem herkes cumhurbaşkanı olmak isteyecektir, nasıl olacak ki bu?" şeklinde insanları önyargılara iten, ama gerçekten anlamaya çalışılınca aslında o kadar da kötü şeyler içermeyen, hatta belki de gerçekten hayatınızı değiştirebilecek bir kitap.
kitabın özü sadece iste ve olur değildir. istediklerinizin iyi niyetle istenmesi ve sanki o anı yaşarmışcasına istenmesidir.
teşekkür etmek, pozitif duygular beslemek, şükran duymak ve insanları sevmek... ama önce kendini sevmek...
ayrıca kitapta asıl vurgulanan şeylerden biri de istediklerimizi negatif cümlelerle değil pozitif cümlelerle kurmaktır. fakir olmak istemiyorum yerine zengin olmak istiyorum gibi. ayrıca cümleler gelecek zaman değil şimdiki zaman kipiyle kurulmalıdır.
konuyla alakalı okunursa belki biraz daha olayların anlamlı gelebileceği birkaç kitap da şudur:
eos / içimdeki yolculuk ve belki ferrarisini satan bilge serisi...
hem denemeden bilemeyiz ki... yaşarmışcasına o anı isteyin bakalım. belki de gerçek olur. *