the pursuit of happyness

entry161 galeri12
    86.
  1. will smith ve oğlu jadlen in chris gardner adlı bir kişinin gerçek yaşantısını anlattığı duygusal filmdir. ilk defa bir duygusal film beni etkilemiş hatta metro istasyonunun tuvaletinde çocuğuyla birlikte uyumaya çalışırken ağladığı sahnede benimde ağlamama sebep olmuştur. Hayatımda izlediğim en iyi duygusal film buydu ve sonunda chris gardner zengin olunca nerdeyse kendim zengin olmuş gibi sevindim.
    1 ...
  2. 85.
  3. tam olarak "mutluluğun peşinde" diye çevirebileceğimiz güzel bir film. lakin umudunu kaybetmiş birine dediğinde ne farkeder bilmiyorum.
    0 ...
  4. 84.
  5. Filmde Chris Gardner'in (Will Smith) oğlunu oynayan Christopher Will Smith'in gerçek oğludur.

    (bkz: Jaden Smith)
    1 ...
  6. 83.
  7. hayatta bunu gibi binlerce olay yasaniyor. ama hepsi bu film gibi sonlanmiyor. o yuzden sevmedim bu filmi, böyle seyler ya bir milyonda bir, ya da anca filmlerde olur. ama yine de umudunu kaybetme...
    2 ...
  8. 82.
  9. gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek çekilen mükemmel bir will smith efsanesi. mutlaka izlenmeli. filmde oynayan taksicinin olayı gerçek yaşayan taksici olduğu söylenmekte.
    filminin müzikleri ise ayrı bir güzeldir.

    -spoiler-

    +gömleği olmayan biri iş görüşmesine gelseydi ve ben onu işe alsaydım sen ne derdin ?
    -pantolonu iyiydi derdim.

    -spoiler-
    6 ...
  10. 81.
  11. Mutluluk = Para mı diyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Mutluluk = Çaba'ymış. The pursuit of happyness'tan öğrendim. The pursuit of happyness, ibretlik bir hikaye. insanın en güçsüz olduğu anda seyretmesi gereken bir film. C vitamini gibi. Hayata karşı etkili bir panzehir. Umutsuzluğa düşünce izlenmeli. Sıfırdan nefeslenip, soluk alıp hayatın karşısına dimdik çıkacak direnci sağlar. Herkese tavsiye edilir. Şiddetle önerilir. Filmde geçen en güzel sözlerden birisi şu: ''Kendileri yapamayanlar sana, senin de yapamayacağını söylerler. Sana, ben bile yapamazsın dersem beni dinleme.'' ya da ''Ben gençken tarih veya herhangi bir dersten A aldığımda, her şey olabileceğimi sanırdım. Ama şimdi bakıyorum da; onlardan hiç biri olamadım.''
    0 ...
  12. 80.
  13. will smith ve kendi oğlunun rol aldığı gerçek bir hikayeden esinlenilerek yapılmış bir filmdir. beni şu ana kadar hayatımda en çok etkileyen filmdir, hayatımın filmidir.
    0 ...
  14. 79.
  15. izlenmeyi gerçekten hak eden ve eğer varsa film arşiviniz kesinlikle yer alması gereken bir yapıttır. hayatımda en değer verdiğim insanın tavsiyesi ile buluştuğum bir filmdir. izlerken beni baya ağlatan o küçük veletin yüzündeki masumluğun bana filmi tavsiye eden insanı çağrıştıran defalarca izlememe rağmen hala sıkılmadan keyifle izleyeceğim gerçek hayattan izler taşıyan bir dramdır.
    0 ...
  16. 78.
  17. arı soktu diye arabaya elinde tarayıcıyla binişi, trajikomik bu olsa gerek. izlenmesi gereken mükemmel bir film.
    0 ...
  18. 77.
  19. umutsuzluğa mı düştünüz, ben böyle hayatın ağzına tükürürüm mü diyorsunuz..

    izleyin bu filmi..

    fikirleriniz değişecek, umutsuzluk diye birşey düşünmeyeceksiniz..

    hayata başak gözle bakacak ve şükredeceksiniz.
    3 ...
  20. 76.
  21. öyle çok bi film kültürüm yok. en azından kült olarak kabul görenler harici pek anlamam bu işten. ancak şunu diyebilirim; bu filmdeki baba ve oğlu kombinasyonunu aşacak bir film yapılmamıştır henüz. belki de bunun en büyük etmeni baba ve oğul arasındaki kan bağıdır.* her neyse;

    film kusursuz.

    10/10
    1 ...
  22. 75.
  23. filmdeki küçük tatlı velet, will smith'in gerçek oğludur.
    (bkz: jaden smith)
    0 ...
  24. 74.
  25. inception ve bu film bu gecenin filmleri benim icin. Ama sanirim incetion yerine bunu birkez daha izlemeyi tercih edecegim. Harika yapittir yahu ! Adi bile yeter.
    1 ...
  26. 73.
  27. harika bir film. bir babanın oğlunu ve kendi hayatını ne güçlüklerle kurtardığını çok güzel gözler önüne sermiştir. evsiz barksız kalıp iki işi birden yürütmesi,dağ kadar vergi borçları içinden azmiyle çıkıp milyoner olması.. filmdeki çocuk ayrıca çok sevimli ve will smith'in karizmasıyla birleşince tadından yenmeyecek bir film ortaya çıkmış. bir de şu linda ne biçim bir kadındır. sen oğlunu kocanı bırak git. ne özgürlük ne vurdumduymazlık.ama merak ettiğim kocasının milyoner olduğunu öğrendikten sonra ne yapmıştır. kesin koşa koşa gelmiştir. ee paranın kokusu güzeldir tabi.
    0 ...
  28. 72.
  29. dün gece depresif giden hayatıma bir darbe daha indiren ve hancocktan sonra will smithi tekrar sevmemi sağlayan harika film.
    0 ...
  30. 71.
  31. kesinlikle izlenmesi gereken filmlerden biri.
    0 ...
  32. 70.
  33. ben burada bir yandan sözlükte, gözlerim mahmur mahmur, uyku aka aka karanlık odamda bilgisayarın karşısında aman da ne var diyeyim, bir yandan kız mesaj atıp duruyor,

    aha da şuracıkta bu filmi izleyerek başında uyumuş bir başka yazar arkadaş da varken, tabiri caizse...

    -caiz midir hocam? icazet var mıdır?
    -hayır yoktur efenim..
    -peki.. ben gidim o zaman..

    tabiri caizse beynimi sikmiş bir film, an itibari ile bitti.

    ne diye ağlıyorsunuz adama lan adam milyoner oldu, size götü ile gülüyor..!
    0 ...
  34. 69.
  35. harika ötesi will smith yapımı bir film.
    1 ...
  36. 68.
  37. içinde garip bir de tesadüfler öbeği barındırıyor will smith üzerinden, öyle bir film ya da sadece benim dikkatimi çekti o kadar.

    doğru yazılışıyla (filmin adı happyness şeklinde, ona sözüm yok) "the pursuit of happiness" 4 temmuz 1776 tarihli ünlü amerikan bağımsızlık bildirgesinde* geçer.

    "...We hold these truths to be self-evident, that all men are created equal, that they are endowed by their Creator with certain unalienable Rights, that among these are Life, Liberty and the pursuit of Happiness. That to secure these rights, Governments are instituted among Men, deriving their just Powers from the consent of the governed, That whenever any Form of Government becomes destructive of these ends, it is the Right of the People to alter or to abolish it, and to institute new Government, laying its foundation on such principles and organizing its powers in such form, as to them shall seem most likely to effect their Safety and Happiness..." (bursa nutku tadındadır o ayrı)

    ilginç olan ise bu bildirgeye ilk imzayı atan isim kongrenin o dönemki başkanı john hancock'tır. bu kadar laftan sonra nereye geliyorum diyenelr için, the pursuit of happyness filminin başrol oyuncusu will smith, hancock adlı filminde de john hancock isimli süper kahramanı canlandırmıştır. garip yani. bana garip geliyor en azından. garip ya değil mi?
    0 ...
  38. 67.
  39. will smith'e hayran olduğum mükemmel bir film izlemeyen çok şey kaybeder.
    ayrıca orda karısı rolündeki hatuna baya bi sövmüştüm.
    1 ...
  40. 66.
  41. 80'li yıllar yeşilçamında çekilseydi başroldeki karakter kemal sunal'a cuk otururdu*. bilmiyorun belki de buna benzer bir filmi olduğu için çağrışım yapmıştır. ayrıca şunu da söyleyeyim, izlemediyseniz mutlaka izleyin.
    1 ...
  42. 65.
  43. ağlatır bu film. chris gardner'ı bu filmi izlerken merak ediyorum. kesin ağlamıştır adam kendi hayatının filmini izlerken. öyle de bir film. ne azim be!
    0 ...
  44. 64.
  45. will smith ve tatlı veledinin müthiş bir uyum içinde rol kesip size zevkle, hüzünle, umutla izlemeniz için yaptıkları film.
    0 ...
  46. 63.
  47. tuvaletteki kaldıkları sahnede içimi en derininden acıtan fil.mükemmmel.hayat her zaman insan bir yerden gülüyor bunu bizim yakalamamız lazım.
    2 ...
  48. 62.
  49. filmin sonuna doğru bütün umuda rağmen yaşanılan korku seyirciyi o kadar vuruyor ki, chris'in işi kapmasını belki de ondan daha fazla istemeye başlıyorsunuz. azimle ilgili pek çok eser verilmiş bir piyasada, yapacağınız film ancak böyle olmalı ki gerçekten tutturabilesiniz. will smith artık olmuş, dedirtmeye başlayan film olmuş bu; bir de seven pounds var idi.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük