the lost symbol

entry112 galeri3
    51.
  1. dan brown un yaratıcılık adına sınıfta kaldığı, sürekli dön dolaş önceki kitaplarındaki olay kurgularını tekrar ettiği kitap.

    kitap tamamen hristiyanlık ve masonluk övgüleri ile dolu ve bunun için yazılmış. da vinci şifresinden sonra dan brown imana gelmiş ve kiliseden özür dilemiş gibi geldi bana. kitapta merak duygusu iyi kullanılmış ama sonunda kayıp mesaj bulunduğunda afallamıyorsunuz ve dan brown a kızıyorsunuz adeta, bu muydu senin mesajın diye. tek afalladığınız ibnül arabi nin vahdeti vücut felsefesinin izleri o kadar. yani insanın tanrı olabileceği, tanrıyı içinde taşıdığı hadisesi. insan zihninin varabileceği nokta ve zihnin tanrıdan parçalar taşıdığı. ama neticede bu da yeni birşey değil tabiki.yıllar önce, çok daha alaları söylenmiş ve yazılmış. kitabın bu noktada tek getirdiği yenilik, noetik bilimini kamuoyunun bilgisine sunmak o kadar.

    sonuçta, kitap bir klasik değil, melekler ve şeytanlar gibi. olay örgüsü zayıf ve sadece malakh karakteri kitaba zevk katıyor o kadar. ama illaki, arkadaş ben bu adamın ve kitaplarının hastasıyım diyecekseniz alın okuyun derim. neticede kitap sizi sıkmaz, okunur. amma velakin beklentileriniz ve sonucunda hayal kırıklıklarınız yanınıza kar kalır, benden söylemesi...
    2 ...
  2. 52.
  3. Eski kitapların tekrarı. Açılış sahnesi aynı, kurgulama aynı. Heyecanla beklediğiniz kayıp sembol ise bilinen bir şey. Yeni bir fikir yok. Okumaya değmez.
    1 ...
  4. 53.
  5. şöyle bir (komplo) teorim var Dan Brown ve kitaplarıyla ilgili:

    insanlığın gün geçtikçe aydınlanmak yerine cehaletin kör kuyularında kaybolduğunu farkedenler, bu cahil, aymaz kalabalığa popüler edebiyat yoluyla bilgi kırıntıları mayalamak istemişler. Konuya meraklı insanların google'layıp bulamadığı hiçbir fazladan bilgi içermiyor çünkü kitap.

    Ama böyle bilmeceli, kovalamacalı, zamana karşı yarışmalı olmasa bu "kalın" kitap da ilk baskısını 1 milyon yapmazdı sanırım.

    --spoiler--
    konuyla daha önce "masonlar şeytandır"dan başka bilgisi olmayanları şaşırtacak bir iki detay var: ilahi dinlerin hiçbirini reddetmezler, aksine üç büyük kitaba saygı duyarlar.

    Apocalypse "kıyamet" demek değildir, aydınlanmanın yayılımını temsil eder.

    --spoiler--

    Yaşadığı dönemin diliyle, kendi anadilinde yazılmış bir edebi eseri bile metin incelemesi yapamadan, metaforları, göndermeleri anlamadan "giriş-gelişme-sonuç" diye okuyan kalabalığın kendi anadilinde yazılmamış din kitaplarından herhangi bir şey anlamamış olmaları çok da garip değil.

    (#6141616) şunu dan brown yazsa eksilemezdiniz değil mi?
    3 ...
  6. 54.
  7. dan brown'ın kötü adam, güzel kadın, robert langdon üçlüsünün üzerinde dönen kitaplarının en kötüsü. bilgi verilmek için kasılmalar, heyecan katmak için çırpınan bir polisiye insanı heyecana değil sıkıntıya sürüklüyor. yine olayın içine girmesi için davet alan robert langdonlı bu kitaplar agatha christie serilerini andırmaya başladı. yaşasın adam fawer.
    2 ...
  8. 55.
  9. masonluğun dışa kapalı,tamamen içe dönük, siyaset ve dinin konuşulmasının yasak olduğu bir yapısı olduğunu gözler önüne seren ve özünde masonluğun ne övüldüğü ne de yerildiği bir kitaptır.
    1 ...
  10. 56.
  11. sonu çok havada biten kitap. tabii üstün edebi bilgimle söyledim bunu hıhım. neyse sikindirik edebiyat bilgimle beğenmediğim kitap efendim. bir melekler ve şeytanlardan sonra çok daha fazla şeyler beklenmekteydi. çok tahmin edilebilir kötü karakter seçimi, bahsi geçen yerlerin -bana göre- etkileyeci olmaması falan da filan.
    2 ...
  12. 57.
  13. şu anda bitirmiş bulunuyorum harika bir kitap adam aşmış kendini her ne kadar incille ilgili çok bilgi içersede (e adam onu görüp büyümüş normal) fazla bilgi göz çıkarmaz.
    kitapta ne ararsan var bilim var , teknoloji var , tarih var , coğrafya var , polisiye var , sürükleyicilik macera ne ararsan var.sonunda ki konular tartışma götürür fakat gayet mantıklı üzerine düşünülüp araştırılması gereken olgular.
    1 ...
  14. 58.
  15. bugün bitirmiş olduğum kitap.
    dan browndan çok daha iyisini bekliyordum. bir ihanet noktasından dijital kaleden sonra çok sönüktü. betimlemelere çok fazla yer vermiş olmasıda kitabın akıcılığını, heyecanını yarıda kesti bölümler boyunca. kısacası hayal kırıklığıydı.
    (bkz: hiç bu kadarını bekliyordum aslında.. dan brown olduğu için hiç bu kadarını bekliyordum.)
    1 ...
  16. 59.
  17. --spoiler--
    dan brown, gene allem etmiş kallem etmiş çeşitli gizemler, puzzlelarla bizleri mest etmek istemiş ama bu sefer olmamış. bir defa kitabın heyecanını iyi ayarlayamamış. kitabın ismi kayıp sembol ancak 500 sayfa sonunda peter solomon tarafından söylenen, ''bizim piramitle sakladığımız sır, aslında incil... biliyor muydun langdon, kem küm. washington anıtının dibine incil koyarak bunu simgeleştirdik, nasılız ?'' falan, bunlar yanlış şeyler. zaten hikaye boyunca bayıklığı hissediyor, dan brownın kitabın sonunda antik gizem diye önünüze somut bir şey koyamayacağını anlıyorsunuz. bunu anladığınızda da kitabı okumak çile haline geliyor. malakhla katherine in 5. bölümdeki kovalamacası, langdon ın sıvı oksijenle ruh uykusuna yatırılıp 30 sayfa boyunca okuyucu ''öldü mü lan cidden?'' diye süründürmesi, ''langdon ölümden döner ama nasıl döner?'' diye kıvratması kitabın en güzel tarafları. özetle da vinci nin şifresinin sonundaki gül çizgisi olayıyla gönlümü çalmış dan brown a bu kitabı yakıştıramadım. aceleye getirmiş gibi. kryptos a abanabilirmiş sanki biraz daha.
    --spoiler--
    http://www.youtube.com/watch?v=xck0aq4tyyu

    edit: son bir şey daha... google görseller başucunuzda olsun. aldığınız zevk katlanır.
    2 ...
  18. 60.
  19. muhtemelen filmi kitabının verdiği tadı veremeyecektir.

    (bkz: başlık parsellemek) *
    1 ...
  20. 61.
  21. son sayfalarıyla büyük hayalkırıklığı yaratan kitap. kitap boyunca antik gizemler diyip okuyucuyu heyecanlandırıyor. kitabın sonunda onu incil'e bağlıyor. resmen rezalet ya. bunun için mi bekledik yani!
    1 ...
  22. 62.
  23. dan brown'ın sabırsızlıkla beklediğim, ama bir o kadar hayal kırıklığına uğradığım son kitabı. hele o son sayfaları öyle zorlamaydı ki beş sayfa kala bırakıcaktım kitabı resmen. melekler ve şeytanlar, da vinci'nin şifresinden sonra çok büyük bir hayal kırıklığı yarattı bende. çok merak etmiyorsanız, hiç bulaşmayın derim.
    1 ...
  24. 63.
  25. 64.
  26. dan brown!un en güzel kitabı olup , çok sürükleyicidir.
    2 ...
  27. 65.
  28. --spoiler--
    Da vinci şifresi kadar sürekleyici, melekler ve şeytanlar merak uyandırıcı olmayan kitap. Çok büyük ümitlerle beklediğim için midir yoksa gerçektende kötü bir kitap olduğundan mıdır, çekemedi beni içine bir türlü. Yaratılan karakterler çok basit. Malakh karakteri kitabın en başında kendini belli ediyor. Ha kitap kendini okutmasına okutuyor fakat bir şeyleri eksik kalmış.

    Robert Langdon karakteri bu sefer Tom Hanks düşünülerek yazılmış ve olmamış. Ya artık yeni kitaplarında Robert Langdon karakterini kitabın içine sokmasın ya da Tom Hanks artık Robert Langdon olmaktan vazgeçsin. Zira beni biraz sıktı.
    --spoiler--
    1 ...
  29. 66.
  30. Şu an okuduğum ve diğer dan brown kitapları gibi sürükleyici ve aşmış kitaptır.
    2 ...
  31. 67.
  32. öküz gibi pahalı olan kitaptır.
    2 ...
  33. 68.
  34. --spoiler--
    IIIX roma sayısının ters yazılmış olduğunu sayfalarca anlayamayan dünyaca ünlü bir simgebilim profesörünün acıklı hayat hikayesi.
    --spoiler--
    8 ...
  35. 69.
  36. yine simgebilimci robert longdon'un istedemeden dahil olduğu bir olayın etrafında şekillenen konusu, anlatılmak istenenin işlenişi yönünden da vinci şifresi ve melekler ve şeytanlar kitaplarıyla paralellik gösteren bir kitap olmuş. kitabı okurken yine aynı şekilde hazırlanmış bir denklemi çözmeye çalışıyormuşcasına bir hisse kapılıyorsunuz. aynı malzemelerle ve biraz farklı hazırlanmış bildiğiniz bir yemek gibi düşünün. fakat konusuyla ve sürükleyiciliğiyle elinizden bırakmakta zorlanıyorsunuz. dan brown okuru kitaba bağlama konusunda gerçekten başarılı bir yazar, bunu söylemek lazım.

    eleştirilecek bir diğer yanı da onca ilerleyen şifre çözümlemelerinin ve masonluk muhabbetinin sona bağlanış şeklinin ve sonucun biraz havada kalması. göze batacak dozda abd ve hristiyanlık propagandansının yapılmış olması.

    daha detaylı anlatmak lazım, okumayanları düşünerek susuyorum. okuyunuz zira tavsiye olunur. olumsuzluklarının dışında yine de eğlenerek okuduğumu belirtirim.
    1 ...
  37. 70.
  38. dan brown romanları arasında* en sıkıcısıdır. 400. sayfaya gelmeme rağmen hala bir olay olmamasıyla şahsımı küfürbaz etmiştir.**
    2 ...
  39. 71.
  40. --spoiler--

    daha kitabın en başlarında malak çakalı katherine'a peter'ın telefonundan mesaj atıyor ya, aha orada kitabı bırakasım geldi. kadın tüm akşam abisinden haber alamıyor, defalarca aramasına rağmen ulaşamıyor ve en sonunda kendisine gelen bir sms ile hidayete eriyor. be kadın, insan bir arar, "abi neredesin, niye açmıyorsun telefonunu iyi misin, yoksa kontörün mü bitti " der. " kontör atayım mı? " diye sorar. zati peter solomon ayfonu kullanmaktan aciz bir adammış, böylesine kritik bir anda nasıl bu kadar uzun bir mesaj atsın? arar, ketrıncım birazdan oradayım merak etme der, olayı bitirir.

    hadi hacı onu geçtim, bunca yıl gözleri gibi baktığı araştırma merkezine sırf abisinden gelen sms doğrultusunda hiç tanımadığı bir adamı abisi bile ortalarda yokken alır mı? hele ki - güya- dünyayı toptan değiştirecek derecede önemli deneylerin yapıldığı bir ortama!!! size babanızdan mesaj gelse " yavrucum hikmet beyleri eve alın, ben geliyorum yoldayım " dese, siz babanızı arayıp " baba o değil de hikmet bey de kim ola, niye birlikte gelmiyorsunuz? " demez misiniz?

    hadi hacı onu da geçtim, böylesine önemli bir araştırma merkezinde dünyanın en salak güvenlik görevlisinin ne işi var? kulağında walkman, yok efendim redkins maçı varmış da final maçıymış da bilmem ne, bir laubalilik, bir adamsendecilik. ben olsaydım gösterirdim sana. oldu olacak bir 70'lik aç demlen bari göt herif.

    hadi tüm bunları bir kenara koyun, şu insan ruhunun 0,00000 bilmem kaç gram gelmesi bu kadar kolay geçiştirilir mi oğlum? başlı başına bir kitap olacak bir olayı 3-5 satırla geçiştirmişler. sanki marketten kaşar peyniri alıyorlar. insan ruhu da bilmem kaç grammış. oldu canım, görürsem söylerim.

    malakın kongre merkezinden kaçışı da çok tırt olmuş, abd'nin en iyi korunan yerlerinden biri, cıa olaya karışmış, bizim malak efendi kordonboyunda yürüyormuşçasına rahat kaçıyor, giderken sato'ya bir nanik yapmadığı kaldı anasını satayım.

    ben ki dan brown külliyatını hatmetmiş biriyim, bu kadar salak bir kurgu ve olay örgüsünü dan brown efendiye yakıştıramadım. hele ki kayıp sembolün, kelimenin incil olması da başlı başına bir zorlama. kitabın sonuna şans eseri denk gelseydim, allahıma kitabıma okumazdım bu kitabı. dünyayı yerinden oynatacak gerçekler onda ve diğer kutsal kitaplarda gizliymiş, peh! ben ki kuran'ı baştan sona okudum, incil'i yarıda bıraktım, hadi kuran bana daha ilahi daha kudertli geldi de ben incil'de afedersin bir halt bulamadım. millet ömrünü adıyor lan bu kitaplara, mesajlarını çözmek, şifrelerini bulmak için, sonunda bir arpa boyu yol anca gidiliyor, sen gelmişsin bana kurtuluş incil'de propagandası yapıyorsun.

    kurtuluş incil'de lafını sadece shawsank redemption filmine yakıştırıyorum, mükemmel bir metafor olarak.

    sana da dan brown efendi 5. kitabında kurgusal anlamda bu kadar sıçıp sıvadığın için teesüf ediyorum.

    --spoiler--
    4 ...
  41. 72.
  42. okurken adrenalin patlaması yaşatan harikulade kitap. *
    4 ...
  43. 73.
  44. usta kurgucu dan brown' ın okurunu* ayrıntılar konusunda hayal kırıklığına uğrattığı best seller kitabı. ha kurgu yine nefis, yazım öncesi süper bir araştırmaya şahit olmuş söz konusu coğrafya ve konu o ayrı.

    örneğin:
    --spoiler--
    sf.118

    "solomon elini cebine sokup, çıkardığı küçük paketi langdon'a uzatmıştı.
    ...
    yaklaşık yirmi* santimetre karelik küp şeklindeki küçük kutu, kahverengi ambalaj kağıdına sarılmış ve bir iple bağlanmıştı."

    yazar burada 20 santimetrekarelik küp şeklinde bir paketin, şıklığı ile bilinen solomon'un cebinden çıktığını tasvir etmiş. 20 santimetre karelik küp, şıklığı ile bilinen birinin takım elbisenin cebinden değil, ancak umut sarıkaya tiplemelerinin pardesünün altından çıkar. yapma dan, yeme bizi.

    --spoiler--
    2 ...
  45. 74.
  46. sonu hikayeye göre ilk başlarda anlamsız gibi gözüken ama anlamaya çalışılınca harika bir roman.
    1 ...
  47. 75.
  48. yazarın bütün kitaplarını okumanın bu güne kadar yaptığım en süper hatalar listesine üst sıradan girmesine önayak olmuş kitap.. hocam ben mosanlar hakkında malumat almak istesem kaynak çok, sen neden kendini bir elçi misyonunda hissedip bu kadar derine indinki. tamam onu geçtim o ne biçim olay döngüsü geçişi sen o kadar anlat dur bilmem hangi dönemde kullanılan ikna tanklarını filan ama iş asıl olaya gelince tek cümlede geçiş..olamış.. bir de sonunu ben getiremedim okurum, hayal gücüne bırakıyorum tavırların yok mu dancığım böyle bir kitapta veya diğer kitaplarından gördüğüm kadarıyla olmamalıydı bu kitapta da.ayrıca söylemek isterim ki zac karakterinin hayat hikayesini nereden arakladığını biliyorum. aha buda son sözüm..

    (bkz: empati)
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük