2.
başlama, girişme.
tevessül etmek: başlamak, girişmek.
örn: kimse bu yola tevessül etmemişti.
1.
tasavvufta, kulu amaca götürenler anlamında kullanılır. özel manasında ise, allah'tan dilenenlerin kabulü için yapılan zikir, getirilen salavatlar, yapılan tespihatlar anlamında da kullanılır.
8.
berhuzarlara gore vecb-i kudredi payitahttan mesnedilir, lakin carihamla vesvese veren serr-i mahlukatin kabzesi mustesnadir.
6.
Vesile kılmak. Peygamberin yüzü suyu hürmetine onun aracılığıyla allahtan istemek. Vahabilere göre bu şirktir. Bize göre değildir.
4.
bir şeye başlamaya yeltenmek
7.
Islama göre şirk falan değildir duanın kabul olmasına vesile olur.
5.
peygamber veya önemli kişilerle, Allah'a tevessül etmek, yani bunların hürmeti için, dilekte bulunmaktır. Sünniliğe ve Şiiliğe göre caizdir.