geçen gün karşıma çıkıp beni dumura uğratan kişidir ayrıca.
geçen gün yine öğle namazımı kılıp, huşu içinde camiden çıkmıştım. yolda yürürken her zaman olduğu gibi feyzli ve mübarek gördüğüm insanlara selam veriyor, binevi iç huzur ve ulak görevi üstleniyordum.
karşımda, tespih sallayan birini görünce, cennetten erken rezervasyon yapmışçasına sevindim. derhal selam vermek için hamle yaptım.
-selamun aleyküm karşim.
cevap yoktu. duymamıştır diye tekrarladım.
-selamun aleyküm mübarek!
yine cevap gelmedi. son bir kez şansımı denedim. bu sefer büyük hissediyordum, olacaktı.
-selamun aleyküm.
cevap yok. kendi kendime aleyküm selam, dedim. sinirlenmiş gibi görünüyordu.
+ne istiyorsun bilader? dedi sert bir ses tonuyla.
-hiç. hiçbir şey. selam getirdim sana. şimdi mi alırsın, yoksa paket yapayım mı?
kendimce komik olduğunu düşündüğüm bu şakayı yıllardır selamımı almayan din kardişlerime yapıyordum. her zaman olduğu gibi yine sadece ben gülmüştüm. bu onu daha da sinirlendirmişti.
+çek git lan yolumdan! sansür git!
dedi bağırarak.
kan beynime sıçradı. allah'ın selamını nasıl olur da almazdı? o an ne yapacağımı şaşırdım. tespihi aldığım gibi boynuna dolayarak onu dine döndürdüm. defalarca kez allahu ekber diye bağırmıştım. artık ben de kendimden korkar oldum.
sinirden elim ayağım boşalmıştı. oyhşş... yeniden abdest aldım.
bir din karşimi daha müslüman yapmanın verdiği huzurla kel berber hüseyin abi'nin yanına gittim. paşa çayımı içerken bir yandan da tavla oynuyorduk. yine zar tuttuğunu görünce dayanamadım. derhal orayı terk ettim. laik bir müslüman olarak orada daha fazla kalamazdım.