yürüyen çarşaflar, böcekler.
kıçını açanın baş tacı başını kapatanın böcek olduğu bir toplumda yaşıyoruz. bu insanlar hangi ülkede büyüyorlar onların nineleridemi bikiniyle dolaşıyomuş sokakta? hepimiz aynı osydan geliyoruz ve değerlerimizi kültürümüzü dinimizi yaşatan yaşayan insanları böcek, yürüyen çarşaf olarak adlandırıyoruz.
türklükle alakası olmayan bi dünyaya gidiyoruz sağlı sollu.
aile geleneğimizde türban ve tesettür yok. alevi olduğumuz için takmıyoruz. inancımız gereğide bunu gerek duymuyoruz. fakat türkiye'de inançlara pekte saygı yok. müslüman bir ülkede türban veya tesettür takılabilir. her ne kadar tersini iddia edenler olsa da islamiyetin sunni mezheplerinde hatta şii kökenli mezheplerinden örtünmek gelenek olarak görülüyor. şimdi bazılarımız türban tesettür değil de başörtüsü taksınlar diyecekler. bu aslında soruna bulunan gülünç bir çözüm. eskiden nenelerimiz başörtüsü takarlarmış demekte kabul görecek bir savunma değil çünkü eskiden dedelerimiz padişahlıkla yönetilirmiş diyen bir savunma kadar basit. günümüzde fikirler ülke sınırlarını aşıyor, herşey şehir hayatına ayak uydurur oldu. tesettürde, türbanda türkiye'nin bir gerçeği, şehirli islam. siz sevsenizde sevmesenizde onlarda bu ülkenin insanları, nasıl benim gibi alevilerde bu memleketin evlatlarıysa. inancın kavgası olmaz, inancın mücadelesi olmaz, inanca saygı duyarsınız, kabul edersiniz. bir insan içtenlikle başını örtüyorsa ve sen ona hamam böceği veya ninja diyorsan, bu o kişiyi bağlamaz söyleyenin terbiyesizliğini gösterir. hristiyani, müslümanı, budisti, ataisti, detisti istediği gibi yaşama hakkına sahiptir. kimse kimsenin inancına karışamaz.