su götürmez bir gerçekliktir. örnek olarak ülkemizi ele alırsak ;
doğu da ki petrol ve maden zenginliklerine kolay yoldan sahip olmak isteyen kan emicilerin yaklaşık bir asırdır planlayıp, hayata geçirdikleri eylemdir. tabi ki bu oluşumda rahmetli atatürk'ten sonra iktidara gelen veya iktidarın getirdiği şerefsiz bir çok insanında yardımları söz konusudur.
karl schmitt'in dost ve düşman teorisine göre, bir çok farklı etnik kökeni içinde barındıran bir ulusta, iç savaşı engellemek için dışarıdan bir saldırı olduğu ambiyansı yaratmak gerekir. bu vesile ile halkın birleşip dışarıdan gelen tehditle mücadele edeceği savunulur. bu teoriden hareketle, bilhassa abd kendisini tehdit eden bir takım örgütler yaratır. bunlara da "terörist" der... bu teröristlerin oluşum ve gelişim süreci emperyalist çıkarları korumak ve güçlendirmeye dayalıdır.
böl-yönetçi emperyalizm için terörün büyük önemi aşikardır. terör, bir ulusu parçalamak için kullanılabilecek yegane araçtır aynı zamanda. kuşkusuz ki abd, türkiye'de pkk'ya silah yardımı yaparak kürt-türk ayrımcılığını körüklemiş ve bu süreçlerin sonunda türkiye'nın haritasını bile değiştirmiştir. şimdi sorulacak soru şudur, abd terörü abd'nin kendi çıkarları için, abd'ye karşı karl schmitt'in teorisinden hareketle kurulmuş ise, türkiye'deki terör örgütleri de aynı teoriden hareketle mi kurulmuştur?
şahsi teorim odur ki, her zaman türkiye'ye dostmuş gibi görünerek, içten içte türkiye'nin ağzına sıçan abd, muhtemelen dönemin cumhurbaşkanı turgut özal'a gidip "kanka bak ben örgütler kurdum, acaip işe yarıyor, sende kurdur" dediyse şaşmayacağım doğrusu. bu meseleyi derinden araştırmak lazım...
daha gidilecek çok yol olduğunu gösteren gerçektir. be gafil, meselenin sadece ekonomik bir mesele olduğuna vurgu yapan söylem sol değil, bilakis sağ söylemdir. bu söyleme göre kürt bölgesi kalkındırıldığı zaman kürtler artık "sorun çıkarmayacaktır." oysa ekonomik durum meselenin bir boyutudur. kimliklerinin inkarı insanları kimlik üzerinden bir birlikteliğe yönlendirmiştir. mesele büyük oranda kimlikle, dille ilgilidir asıl. bu ekonominin önemsiz olduğu anlamına gelmiyor.
yani, kendi ürettiğiniz söylemi çürütüp sonra da "bak çürüttüm sizi" komikliğine başvurmayın. kendi yalanına inanan ya aptaldır, ya da iyi yalan söylüyordur.