dün harran üniversitesi bahar şenliğinin son gününde 20 bin kişiye konser veren sanatçı.
iyi bir sahne kütüğü sayılır.
eğlenceden sarhoşa döndük o ayrı.
bide urfalı olan saksafoncuyu unutmamak gerekir.
bi daha beyaz show adlı show müsveddesine asla çıkmaması gereken sanatçı.
az önce youtube'da gördüm. izlememiştim ben bunu. programın son bölümünde "yağmur" adlı müthiş, efsaneleşmiş şarkısını söylerken beyaz'ın saygısızca teoman'ın omzuna vuruşu "hadi bitti abi ne oturuyosun?" gibisinden hiç hoş olmamış. onu geçtim, o apayrı saygısızlık zaten de o izleyicilerin de öküz gibi, tabakhaneye bok yetiştirir gibi ayaklanması nedir ya? lan siz kimsiniz de teoman'a ajdar muamelesi yapıyorsunuz orda? şu tiplere bak ya..
kimsiniz lan siz? orda teoman yağmur'u söylüyor lan. ben evde bile windows media player'da filan dinlerken kıyamıyorum o şarkıyı yarıda kesmeye. bunlar, orda teoman canlı canlı, gitarıyla şarkıyı söylerken kalkıyorlar. o adam sanatçı tamam mı? şu ülkede işini en adam gibi yapan adamlardan. zaten, orası teoman'ın klasına uygun olmayan bi yer. umarım bi daha böyle bir ortama konuk olarak gelmez. bence beyazıt öztürk'te şov işini gerçekten bıraksın ya. yapamıyor artık. karşında teoman var senin. herhangi biri değil ve haddini bileceksin.
kimse bana, teoman'ın alkolik veya kadın düşkünü olduğunu söylemesin. onunla aynı konumda olma imkanı olsa birçok erkek en az teoman kadar çapkın olurdu. ayrıca, alkolü sevmesi de kimseyi ilgilendirmez. sanat, sanat için yapılır. teoman'ın topluma örnek olma gibi bi misyonu yok. işini çok iyi yapıyor, kimse bu konuda bok atamaz. bizi de işini nasıl yaptığı ilgilendiriyor zaten.
bir de konserlerinde izleyicilerine öküz gibi davrandığını söylüyor birçok kişi. ne yapıyor anlamadım? tamam, ara sıra kayboluyor ama çok gecikmeden geliyor. buna neden bu kadar takıldılar anlamadım. adam, sürekli şarkılarını söylüyor. zaten hareketleri ve mimikleriyle iletişimini kuruyor seyircisiyle.
mesela geçen cumartesi istanbul ticaret üniversitesi'nde mikrofonun dibindeki yerde sahne önündeydim. duş şarkısının başlangıcındaki "bu aşk bizi nereye kadar savurursa o kadar acıtacak canımızı ama olsun" kısmını gözlerime bakarak söyledi yemin ediyorum ki. * süperdi ya. şimdi bu adamın sahnede seyircisiyle ilgilenmediğini kim iddia edebilir ki? ben etmem şahsen. gayet göz göze söyledik şarkının o kısmını teomancığımla.
seviyorum ben teo'yu ya. ne olursa olsun bitanem yani benim.
sene itibariyle çukurova üniversitesi bahar şenliklerinde ağzını bozmuş sanatçıdır! olay şöyle gelişti efendim;
teoman şarkısını söylerken bir anda birşeylerin ters gittiğini anladı ve şarkının ortasında ön sırada 2 kişiyi işaret ederek, "güvenlikler bunları atın dışarı, atın bunları çabuk!" demeye başladı. neyse güvenlikler apar topar işaret ettiği iki kişiyi aldı dışarı ve teoman'ın ağzından şu kelimeler çıktı, "evet iki serseriyi s*ktir ettiğimize göre artık konserimize devam edebiliriz!"
ayrıca konserde şu harika kareyi de yakalıdım ki baya güzel olmuş hani!*
hakkında ''ne varsa eskilerinde var '' dediğimiz, eğer türkçe rock dinleyen kitledeyseniz sizin muzik zevkinize bi şekilde bir zamanlar muhakkak hizmet etmiş olan hayalperest.
şarkıları o kadar da iyi olmayan fakat bununla beraber "yeni yetme rock çı" tiplerin magazin programlarında görüp "ne kadar kuul?!" diyerek sevebileceği bir şarkıcı.
sosyoloji diplomasını boşuna almadığını şarkılarının altına imzasını attığı sözlerde belli eden müzisyen. hayatının tecrübelerini ustaca hikaye anlatımlarıyla birleştirerek herkese tanıdık gelen şarkılar yapmaktadır.
olum bu adamın şarkılar süper, psikopat sözler yazıyor, acaip sözler bulup bi araya getiriyor acaba burcu akrep midir diye bi bakim dedim ve evet adam bizden beyler. akrep burcu erkeği. *
iyi bir ensturmanistten çok iyi bir söz yazarı olduğunu düşündüğüm 1996 yılında türkiye yi alternatif rock ile tanıştırmış,sağlam vokaliyle kendisini dinlettiren,ülkemizin kaliteli sanatçılarından biri olduğunu düşündüğüm insan.
taksim'de bar çıkışı, kendisini kolundan çekip yere düşürmeye çalışan paparazzinin ağzına sağlam bir tane çakmasıyla gönüllerde taht kurmuş rock'çıdır.
sözde, adamı düşürüp "teoman bardan sarhoş çıktı, yerlerde süründü.." diye haber yapacak akıllı.
bay tahmin programında ele geçirilse o torpido senin bu torpido benim gezdirilecek sanatçıdır. harbi sanatçıdır. yaptığı her şarkı kendini dinletmek için garip bir tılsıma sahiptir adeta. adam yapıyor yahu, iyi ki dinliyorum ben bu adamı dedirtiyor insana.. seviyoruz kendisini, uzun yıllar da görmek istemekteyiz sahnelerde, barlarda, boks ringlerinde.
bugün seni düşündüm bir şarkı çalınca
her an aklımdasın bak bunca yıldan bile sonra
insan koşuşturmacayla hayata dalınca
her fırsatta hatırlar küçük bir anıyla
gündüz düşleriyle her an yanımdasın
her güneş açışında, batışındasın
bak o sevdiğim kadın uzaklardan bana geliyor
değer bilmez bazen insan ama o pişman, bana dönüyor
yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla
gündüz düşlerimde beni seviyor
yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla
gündüz düşlerimde benim oluyor
bugün parkta oturdum seyrettim çocukları
yağmur başlayınca hiçbiri kaçışmadı
bende kitap okudum sanki senden bahseden
gözlerimi kapattım sayfaları geçerken
gündüz düşleriyle her an yanımdasın
her güneş açışında, batışındasın
bak o sevdiğim kadın uzaklardan bana geliyor
değer bilmez bazen insan ama o pişman, bana dönüyor
yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla
gündüz düşlerimde beni seviyor
yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla
gündüz düşlerimde benim oluyor
büyük türk hükümdarı mete han ın babasıdır. mete han'ın babası teomanı öldürme hadisesi ise şöyle gelişir;
mete han türk ordularının başına geçer. ordu düzensiz ve dağınıktır. bir gün yanına on bin asker alır ve dağlara doğru gider. yolda giderken kardeşini görür. askerlerine ona ok fırlatıp öldürmelerini emreder. askerlerin bir kısmı bu emre uyar, uymayanlar derhal idam edilir. aradan uzun zaman geçer, mete yine ordusuyla dağlara giderken yolda karısını görür. askerlerine ok fırlatıp öldürmelerini emreder. askerlerin yine bir kısmı bu emre uyarken uymayanlar idam edilir. on bin kişilik ordudan sadece üç bini kalmıştır. bir gün gene sefere çıkarken babası teoman'ı görür, askerlerinden onu öldürmelerini emreder, ve hepsi bu emre uyar. o günden sonra türk ordusu artık üstünün emirlerine sadakatle itaat eden düzenli bir ordu olmuştur. bunun için türkiye cumhuriyeti kara kuvvetleri komutanlığı, kuruluş tarihini mete han ın orduların başına geçtiği tarih olarak belirlemiştir.