sabahın ilk saatlerine kadar yorgunluğunu yıllardır odasından atamadığı ruhuyla kaplı, sandalyesinin süngeri ve yayı çıkmış, duvarı içtiği sigaradan sarıya dönerken perdesinden sinen tütün kokusu. o kadar alışmış ki yalnızlığa. tek dostu hayatta zararlı diye tanımlanan objeler. varsın zararlı olsun. zaten tembellik ayıp olsa yalnızlığın getirdiği zararlılık için kim çaba sarf edip seni kurtarır o hastalığın içinden ?
hastalığın ayıbı olmaz. günümüzde nedense umursanmayan bu durum insanlık tarihinde her daim bir hastalık olarak görülmüş ve tedavi edilmeye çalışılmıştır.
tembellikle fakirlik ayrı şeylerdir. o zaman her amele zengin olmalı idi. her tambel fakirmidir sanıyorsunuz. Aksine zengin adam daha tembel olur.
--spoiler--
parası var kendi yapacağı işi başkasına yaptırır. köşeden izler bakar nasıl yapıyor.
--spoiler--
öncelikle tembelliğin tanımını doğru yapabilmek lazım.
tembellik hiç çalışmayıp geçimini dilencilikle kazanmak mıdır ?
tembellik hiç çalışmayıp geçinimi bağ bahçeden sağlayan mandıra filozofu tarzı adam mıdır ?
tembellik parası olduğu halde yandaki bakkala gitmeyip eve sipariş veren adam mıdır ?
tembellik evini arabasını temizlemeye üşenen adam mıdır?
günümüzde tembellik bir lükstür. Hareket etmek istemiyorsan insanları senin için hareket ettirecek bir gücün olmalıdır.
bir kere tembellik ve çalışkanlık tamamen yanılsamadan ibaret. O çok çalışkan olmasıyla övünen insanlar uğruna çalışacak bir motivasyon kaynağı buldukları için öyleler. yani çalışkanlıkları kendiliğinden geliyor. Çaba bir yan ürün. övünülecek bir şey değil.
Varoluşçulukta denir ki insan yapacağı seçimlerin sonucuna katlanmalıdır. Diğer bir varoluşçu deyişle, özgürlük sorumluluk gerektirir.
Tembellik ayıplanamaz, yalnız tembelliği seçen insan tembelliğinin sonuçlarını peşinen kabul etmelidir. O sonuçlarla mücadele edip etmemek de yeni bir seçim olacaktır.
Ben yaşam tarzı olarak benimsenmiş bir tembellikten değil, hedeflerle ilişkilendirilmiş tembellikten yanayım. Hayatta elde etmek istediğimiz her şey belli bir çaba gerektiriyor. Bu yüzden, hedeflediğim şey her neyse onun için çabalamalıyım. Bir aile kurmak, bir insanı kazanmak, bir davanın kavgasına ortak olmak hep çaba gerektirir. Freud der ki "sevebilen ve çalışabilen bir insan psikolojik olarak sağlıklıdır." Yaptığımız her ne olursa olsun o şeyi sevebilmek ve bir şeyler uğruna çaba sarf etmek sağlıklı bir ruh hali için gerek şart.
Yine Freud diyor ki "geriye dönüp baktığımda en güzel yıllarımın mücadele içinde geçen yıllar olduğunu gördüm." Bu açıdan ben de bir şeyler için uğraşıyorum. Bir meslek edinmeye çalışıyorum, kalıcı arkadaşlıklar kurmaya çalışıyorum, iyi bir aile kurmaya çalışıyorum. Her amacıma ulaştıkça - ya da elimdeki amaçlar azaldıkça- yeni amaçlar ediniyorum. Bazen de hayat önüme amaçlar getiriyor, bunları reddedip etmemek de benim elimde.
Ancak beni mutlu etmeyecek kazanım için, mesela ihtiyacımdan fazla para kazanmak için çabalamam. Bir şeyler kafi geldiğinde tempomu yavaşlattığım çok olmuştur. Aslında ben para kazanma heveslisi insanları da ayıplamam. Dediğim gibi; insanların kendilerini hayata tutacak bir amacı, bir mücadelesi olmalı. Ticari hayat içinde varlık göstermek ve yükselmek için gayret ve azimle çalışmak insanların kendilerine edindiği bir amaç olabilir.
Fakat amacına ulaşmak için kendi gayretini kullanmak yerine diğerlerinden nemalanmak... illa bir şeyler ayıplanacaksa tembellik veya çalışkanlık değil, işte bu ayıplanamalı.
Tembellik ayıp değildir, bir başkaları tarafından eleştirilecek bir şey değildir, evvela kişinin tamamen kendisiyle ilgili bir şeydir. Yapıyosa en büyük yanlışı kendisine veya en doğru şeyi yine kendisine yapıyordur.