küçücük tığla binlerce ilmekten sonra ben yaptım bunu demek için evin en görünen yerine konulan(tv ekranını üstüne) hiçbişey ifade etmeyen iplik parçası
televizyonun sesini her açtığımda söz konusu 'tığ ile örülmüş iplik yığını'nın fazla titreşime dayanamayıp ekranın önünden süzülerek yere düşmesine ve benim de anneme sayıp sövmeme* neden olan davranış bozukluğu
minimalist ve köşeli beyaz eşya vb. dayanıklı tüketim mallarını kendi kültürünün bir parçasıymış gibi gösterme çabasıdır. ve hakikaten de o kocaman siyah kutu, ceviz ağacından yontulmuş vitrinin yanında sırıtmaktadır... zaten üzerine konulduğu masa bile kabullenemezken bu kara köşeliyi, elden gelen en basit çare bezemelerden oluşturulan dantelle süslemektir onu. sahiplenmektir bir yerde... "gel hadi, sen de gel tamam!" demektir küskün bir çocuk gibi boynu bükük duran televizyona, telefonun yuvarlak hatlarına karşın o itici sesine savrulan bir "kapa çeneni!" dir yeri geldiğinde. bizdendir ama candır, ciğerdir.
gıcık bir adet gibi görünmesine karşın olaya bilimsel olarak bakarsak dantelin tv nin arka kısmına kadar uzanması halinde tv nin içine toz girmesini engelleyerek olası bir arızayı engelleyebileceği gibi ömrünü de uzatabilir..
gereksiz bir yurdum insanı geleneği olsa bile gurbetteyken özlenebilecek detaylardandır. yeni nesil verisyonu için:
(bkz: monitörün üstüne dantel koymak)
anadolu'nun her yerinde rastlayabileceğimiz durumdur. hatta bu danteller telefonların üstünede örtülür. hatırlayın o çevirmeli telefonu ve üstündeki danteli. televizyonun üstündeki dantelse kimseyi rahatsız etmez ekranın üstüne gelse de.