yakın tarihimizde çok hızlı gelişmiştir. nedenini gerçekten bilmiyorum fakat internet ile birlikte teknolojinin fırlayıp gittiği bir gerçek. ve o kadar tuhaftır ki. 1000 yılı ile, 1500 yılı arasında teknoloji bakımından gözle görülebilir fark olmazken, varsa da çok ufak şeyler. ya da 1600 yılı ile 1800 yılı arasında pek bir fark olmazken, 1990 yılı ile 2010 yılı arasında dağlar kadar mükemmel* bir teknoloji ilerlemesi görüldüğü bir gerçektir. 1990 yılında çok çok çok sınırlı bilgisayar varken, hele ki internet yok denecek kadar azken, bugün her evde -en az bir- bilgisayar ve bilgisayarın olmazsa olmazı olan internet vardır. bu durum gerçekten çok aşırı tuhaf geliyor bana.
*bunun için aslında mükemmel demek doğru bir kalıp olmaz. ingilizce'deki awesome kelimesini kullanmayı tercih ederim. türkçe'ye müthiş diye yansıtılmış fakat awesome kelimesini tam manasıyla türkçe bir karşılığı olmayan kelimedir. korkutucu bir mükemmellik gibi bir anlamı vardır. mükemmeldir, çok büyük bir şeydir her bakımdan. ama aynı zamanda korkutur insanı. bunun için ingilizce'de awesome kullanılır. bu kelime için hep egzozu örnek vermişimdir, kokusu çok iyidir ama kokusunu sevmek korkutur.*
teknoloji kumar gibi bir şey. insanoğlu sürekli fazlasını istiyor, sahip olduktan sonrada kumarda kaybeder gibi ona olan sevgini, bağımlılığını yitiriyor.
2013 yılındayız ve hemen her evin çatısında ya da balkonunda çanak antenler var. sayısal yayına derhal geçilmeli. çok ilkel bir görüntü bu. şöyle bir şey kullanılacakmış antenlerin yerine:
ve hala webcamlerle kaliteli bir şekilde görüşemiyoruz. internet altyapısı ve kameraların donanımı bunun için yeterli değil.
son olarak da akıllı telefonların şarj sorunu. çok salakça. sen milyarlık alet yap ve şarjı hemen bitiversin. bu sorunlara çare olmadıkça teknoloji bana samimi gelmiyor.
zorunda mıyam aga? basit bir hayat istiyorum lan. bilgisayarımda, cep telefonumda, evimdeki televizyonda makul bir standart istiyorum. tamam millet deli gibi takip ediyor. hatta takipten öte yenilik talep ediyor ama sırf bu adamlar düşünülerek de olmaz ki.
götü başı kırılmış samsung telefonla takılıyorum. hepi topu sağı solu arıyorum, bazen de sms atıyorum. çok uzun süre kamerasız telefon konusunda direndim. telefonum bozulunca mecburen kameralı aldım. yakındır bu da bozulacak çünkü 150 tl'lik telefondu bayadır da kullanıyorum.
resmen gözümde büyüyor. "efendim bu dokunmatik. şu internete bağlanıyor. bununla aynı anda hem maillerinize bakıp hem arkadaşlarınızla sohbet edebiliyorsunuz. bu nerede olduğunuzu otomatik bildiriyor" falan filan diye taarruza geçecek satıcı. "hayır, ben siyah, mümkünse kapaklı, mümkünse kamerasız, küçük, sadece arayıp mesaj atabileceğim bir telefon istiyorum var mı?" dediğimde bön bön yüzüme bakacak.
teknoloji çok güzel, faydalı da bi yandan. ama teknomoronları da düşünün kardeeşşiim. resmen zorluyorlar bizi, adapte etmek için. zorunda mıyam aga? daha fazla özellik daha fazla tüketim, daha fazla para. tadım kaçtı yine amk.
toplumlarin hegemonyasindan kurtarilmasi yada daha az bagimli olmasi gereken, insanlarin haddinden fazla bagimli hale getirildigi kavram. bir sebepten kiyamet filmlerindeki gibi düzen cökse mllet acliktan birbirini yer zira insanlar kendi kendine yetebilme hususiyeti kaldirilmis insanlar bebek gibi bagimli hale getirilmis. Filmlerde kabus senaryolarinda her sey tasvir ediliyorda böyle bir durumda aclik ve sonrasinda olusabilecekler hic tasvir edilmiyor nedense.