iki yıl önce, o zamanlar sahil kenarındaydı evimiz, bolca gerçekleştirdiğim eylem.
yürürken güzel insanlarla tanışmak, denizde bırakmak gözlerini, rüzgarı teninde hissedip düşüncelerinde kaybolmak.. uzunca yürüdükten sonra sahilin sakin bir tarafında kumlara oturup hafif bir rüzgar eşliğinde kitap okumak öyle güzeldi ki.
o günleri anımsatan bir parça bırakıp esenlikler diliyorum
kafa içersindeki onlarca sonuçsuz düşüncenin gözlerdeki manayı kaldırıp da tüm fizyolojik ve biyolojik gücü ayaklarda toplama durumudur. etraftaki kişi ve olayların manasızlığı ve boş bakışlar olaya ne birşey kazandırır ne de kaybettirir. olay sadece arınmaya yönelik herhangi bir sonuca ulaşılamayan umuda yolculuktur.
saatlerce yapabileceğim bir hadisedir. kendi kendine kalıp birçok şeyi düşünme fırsatı bulabilrsin. bir de yanında müzik varsa vur melankolikliğin dibinedir.
yürürler çünkü beynin tüm hücrelerinin havalanması gerekir... öyle çok karışır ki düşünceler, yürürken çözülmesi gerekir... öyle çok geri kalmıştır ki adımlar, yürürken açılması gerekir... öyle çok kapanmıştır ki gözler, yürürken görmesi gerekir... ve öyle çok susmuştur ki insan bazen yürürken bir türkü tutturması gerekir...
gece olanı makbuldür. Hafiften yağmur çiseler ,kulaklarda kulaklık şehrin gürültüsünü bastırır düşünceler ,yaşadıkların birer birer gözünün önünden geçer derin düşüncelere dalarsın ama yine de yürümek insanın içini ferahlatır . Hafif esen rüzgar götürür her şeyi değdikçe tenine yüzünde tebessüm yayılır...