çok nadirde olsa nevizadede aslanımda, sanatta yada balkonu olan yüksek bir yerde bişeyler içerken o kalabalığı izlemek tek başına bazen iyi olabiliyor.
önce yalız kalmak istersen sora bunu istemediğini anlarsın zira yalnız olmak istemenin altında yalnız bırakılmak vardır bununda içinde yalnızlığa olan istek deil bundan duydugun acı vardır..
22 yılda gereksiz olduğunu fark ettiğim eylem. içki arkadaşlarla birlikte, eğlenirken sohbet güzelleşsin, daha akıcı olsun, gerginliği alsın, biraz uyuşulsun diye içilesi bir şey çünkü. tek başına uyuşup yatağa gitmek isteyenler için de uyku hapları var. okuduğunuz kitaptan, izlediğiniz filmden aslında hiç olmayan alt metinler çıkarmaya veya izlediğiniz/okuduğunuz şeyin devamlı aklınıza bir şeyleri getirmesine yarar ancak.
kederli zamanlardaysanız eğer içmelerin en güzelidir aslında. çünkü yanınızda ne siz ağladığınızda sizi susturmaya çalışan biri vardır,ne içkiyi fazla kaçırıp oraya buraya kusan, ne de aynı anda sarhoş olup fazlaca konuşan biri.
hareketlerinizi kontrol etme zorunlulu yoktur. saçmalamakta sınır yoktur. gözyaşı vardır. öfke vardır. sadece sizin sevdiğiniz ve istediğiniz şarkılar vardır. gerçekten efkarlıysanız yalnız başına içmek, kendinize yapabileceğiniz en kıyak jestlerden biridir.
evet eğer bu içmekse,
sadece dert kervanı, yola her ara verilen zaman diliminde,
yakılan her sigaranın ayrı bi tadı bu,
her nefeste ayrı bi keder,
ortam felsefesi ya, klişe yabancı bi müzik,
sonrası?
başka bi müzik,
hatırladıklarımız,
o...
sadece ona itaf bi şehvet şerefe...
yalnız içmek mi,
asla mümkün değil...
ferdi tayfur gibi su bardağına rakı doldurup içmek vardır ki insan şöyle bir ne halde olduğunu düşündüğünde düşmüş olduğu durum yüzünden tekrar tekrar içesi gelir.
yalnızlığın en çok hissedildiği andır.
kadehte kıvamında soğutulmuş kırmızı şarap,elinizde son zamanlarda okumak için fırsat kolladığınız kitabınız varsa ve size billie holiday ya da ray charles eşlik ediyorsa tek başınıza yapabileceğiniz en keyifli aktivitelerdendir.
yine de fazla terarlanmaması sağlıklı olandır. *
erişkinliğe adım atılan ilk yıllarda siktiriboktan bir romantizm ile yüceltilebilir.
bu mereti yapmayın. ne halt ederseniz edin, bu mereti yapmayın. çok az insan alkolün yalnızken yol açtığı etkileri tolere edebilir. bukowski filan değilsiniz, büyük çoğunluğunuz beyaz yakalı adayı üniversite öğrencilerisiniz.
yazık etmeyin kendinize. eşinizle dostunuzla eğlenirken için, efkarlanıp içiyorsanız da yine eşiniz dostunuzla için. tahammül etmek, tahammül sınırlarınızı yukarı çekmek için asla tek başınıza içmeyin.
şurada bin türlü meret yazıyorum, hiçbirini siklemeyin. bir tek şu dediğimi sikleyin.
Yaklaşık altı saat tek başına içtikten sonra insanı sözlüğe yazmak mecburiyetinde bırakır. Alkol, damar şarkılarla birleşince insan bir süre sonra biriyle dertleşmek veya geyip yapıp, muhabbetin belini kırmak ister. O anda vurur acısı aslında insanı. Son çare olarak sözlüğe girip, saçmalanır.