basit mi basit, sıradan mı sıradan aptal bir amerikan filmi.
yahu gerçekten insanları anlamak çok zor. sırf Mark Wahlberg için sonuna kadar katlandım ama izlemeyenler izlemesin derim.
spoiler içine koymaya bile gerek yok ama
--spoiler--
bir oyuncak ayı var, bir çocuk var. çocuğa bu ayı yılbaşında hediye geliyor, yaratıcı çocuk(!!!) da ayı'ya teddy adını koyuyor.asosyal çocuğumuz da bu ayı ile dost oluyor, bir dilekte bulunuyor, ertesi gün aaa bir baktık ayı canlanmış (ne kadar yaratıcı) sonra bu çocuk büyüyor , 35 yaşına geliyor, ayı da artık kaşarlanmış, bıraksan harvard'da akademisyen olacak, sanki woody allen filmindeki new york'Lu entel amk hayvanı, adamımızın bir sevgilisi oluyor, film de bu gerzek adam, aptal ayı ve sevgili üçgenindeki ilişkileri anlatıyor işte.
--spoiler--
Filmin ilk yarısı gerçekten komik. Ancak ikinci yarısında çok basit ve klişelere bağlı kalındığını düşünüyorum. Gerçekten eğlenceli bir film olmuş. Konusu bana göre enteresan. Yani bir ayının böyle bir şekilde yaratılıp bir konuya dahil olması hayli ilgi çekici. Durum komedisinden çok espri yaparak komedi yapmaya çalışan bir yapım.
Peki filmin ilk ve ikinci yarısı arasında ne fark var? Filmin ortalarına kadar hayli güldüren, şaşırtan, üzen olaylar mevcut. Bunlar sıradışı şekilde konuya işlenmiş. Ancak yarısından sonra komedi voltajını düşürüp hafif aksiyon yaratmaları klişe çöplüğüne yol açmış. Ayrılıklar barışmalar, mucizevi şekilde yaratılan bir final. En büyük fark da bu zaten. Film aynı düzeyde devam etseydi çok daha iyi olabilirdi.
Milla Kunis yine harika şirinliği ve güzelliğe ile dilimi damağımı kuruttu. Ancak Mark Wahlberg yerine bir başka isim olsaymış iyi olurmuş. Mark'a pek oturmamış bu rol. Kendisini ağır rollerde görmeye alışık olduğumuz için olsa gerek. Film gerçekten eğlenceli ve komik. Tavsiye ederim, beklentisiz olarak izlenildiğinde daha fazla sevebilirsiniz.
gidilmesi gereken film. hele ki bir family guy hayranıysanız kesinlikle gidilmesi gereken film. ayrıca ted' i kaçırmaya çalışan şişko çocuk için geliyor:
absürd komedi izlemek isteyenler için doğru bir seçim. family guy'dan keyif alıyorsanız, kesinlikle bunu da beğeneceksiniz. bu arada Mark Wahlberg biraz yaşlanmış mı ne?
family guy severlerin family guy kafasıyla izlerse eğlenecekleri filmdir. ekşicilik yapıp büyük sinemasal beklentilerle gidersiniz patlar yalnız o beklentiler.
altyazı rezaletti bu arada. tekila shotın ne olduğunu bilmeyen adamlar çeviriyor bu filmleri ya bişey demiyorum ben.
zamanında ankara'daki ilk metro daki durağa "kolej" olarak ismini verdikten sonra incek'e taşınmış olan eğitim ve öğretimde ankara birincisi, atatürkçü, gurur duyulacak okul.
maddi amaç gütmeyen, harika bilgilerin olduğu bir "konferans, konuşma" platformudur. ünlü/ünsüz isimlerin kısa konferansları; bilim, sanat, teknooji, spor, eğlence vs. konularında olduğu bir site. sitenin bir diğer güzelliği vidyolara türkçe altyazı eklentisi var diğer dillerin de olduğu gibi. benim gibi ultra süper ingilizce bilenler isterlerse ingilizce izlerler, orta dereceler isterlerse türkçe altyazı eklerler hemen alt fonksiyonda. mutlaka ziyaret edin derim. genel kültür dostudur.
televizyonda oynayan reklem filminde f16uçakları, uzaydaki uyduları, boğaz köprüsü'nüfilan gösterip maalesef bunları bizim çocuklarımız yapmadı deyip bunun tek nedenini eğitim olanaksızlığına bağlıyor...
ha yani onca kolajler, paralı kaliteli eğitim veren okullar yok sanki hiç memlekette?...
onlardan çıkaymış bir tanede köprü, uydu, uçak yapan?... ee ona kalırsa bizimde okul bitirmiş türk mühendislerimizin bir yağmurda kavşakları, alt geçitlerin hatta otoyolların göl haline gelmesini sağlayan beceri ve yetenekleri var...
japonlar'da, amerikalılar'da var mı böyle üstün yetenekli mühendisler haciii?...
ilkokul yıllarımı kayseri kolejinde geçirdiğim eğitim kurumları derneği. aynı zamanda ailemden üyelerin uzun yıllar öğretmenlik yaptığı, o yüzden öğretmenler odası ve daha ziyade departmanda geçirdiğim uzun yılların öğretmen kadrosu ve yönetim kısmına tanıklık etmeme olan katkısı sayesinde kayserideki okulu artıları ve eksileriyle tanımış ve onun içinde yaşamış oldum.
yeri gelir herkesten önce orda olur, çoğu zaman da son ders bitiminden uzun saatler sonra okulu terk ederdim. okuduğum yıllarda içerisinde ufak bir hayvanat bahçesi barındırırdu, kayseri için pek yadsınasıydı tabi o zamanlar. herkes gidince bahçenin ve lojman önündeki parkın tadı farklı olurdu. sakince kampüsün tüm noktalarını keşfederdik kuzenimle.
sayesinde ilkokul 3ten itibaren yabancı öğretmenlerden ingilizce eğitimi alabilmiş, uluslararası olabilmenin ne demek olduğunu o aslında bahçesi pek ufak duvarlarla* çevrili, sonradan gittiğimde elbet gözüme ufacık görünen binalarda hissedebilmiştim. A blok ve B blok vardı, bir de C yani lise. geçen gittim, yanındaki ayakkabıcıda ayakkabımı yaptırdım. cemal usta. sordum, kolej aynı kolej mi diye. aynı hocam dedi. sevindim.
şimdiki yönetimine dair duyduğum tüm çirkinliklere rağmen ted kayseri koleji'nin aklımda hep güzel kalmasını isteyerek, cemal ustanın elini sıkarak ordan uzaklaştım. bu kez içine girmeye cesaret edemedim.