"tecavüze uğramamış birini sevmek" kadar normal karşılanabilecek durumdur.
sevgi işte.. karşılıksız, nedensiz, hesapsız..
"aşk" adı altında gecelik ilişkilerin yaşandığı bu zamanlarda, sayısını kendinin bile bilmediği kadar erkekle yatan kadınlar sevilebilirken, kendi rızası dışında, zorbalığın en gurur kırıcı halini yaşamış birini sevmek mi ayıp??
adı üstünde tecavüz yani zorla yaşanmış bir durum. bu olayı yaşayan kadın hiçbir şekilde suçlanamayacağı gibi, diğer kadınlardan da hiçbir farkı yoktur. bu kadını sevmenin de, herhangi birini sevmekten hiçbir farkı yoktur.
utanılması gereken; böyle birini sevmek değil, birine tecavüz etmeyi kendine hak gören öküzlerle aynı ülkede yaşıyor aynı havayı soluyor olmaktır..
Sosyal çevreden açısından oldukça güç bir durumdur. Fakat ayriminin yapılmasi son derece yanlış olaydir, Netice ihtibariyle sevmek her halukarda sevmektir. kötü gününde yaninda destek olmaktir.
Helal olsundur.
dünyanın en kötü durumlarından biridir.
gerçekten de aileni kaybedersin (allah korusun tabi), işinden atılırsın, o olur bu olur, ama tecavüz kesinlikle en kötüsüdür.
eğer tecavüz eden canlı polisten önce sizin elinize geçmişse ona yapabileceklerinizin haddi hesabı yoktur. sevdiğiniz kıza tecavüz etmiş neticede.
ben şahsen çok şey yapardım, adam ayaklarıma kapanırdı beni öldür de kurtulayım diye.
öldürmezdim, işkenceye devam ederdim.
affetmek bunun dışındaki bütün suçlar için mağdur tarafın rahatlamasını sağlayacak yegane eylemdir. ama bunun affı olmaz. çok uzun süre işkence çekmesi gerekir o insanın. ömür boyu.
ruhu parçalanmış bir kadını toparlamak zorunda kalmak demektir.
hayata karşı acılar biriktirmiş, içine dönmüş biriyle sabırla uğraşıp yaşama kazandırmak demektir.
çok çaba sarfetmek, az karşılık görmeyi göze almak demektir.
ne kadar seversen sev, ne kadar yakın olmaya çalışırsan çalış; onu yargılamasan bile çoğu zaman bir duvarla karşı karşıya olmak demektir.
belki de asla ona dokunamayacak olmak, bunu göze alarak sevmek demektir.
bir şey beklememek neyse, o demektir aşıkken...
düşmanımın bile başına gelmesin denecek durumlardandır. o saatten sonra ne yaparsan yap ne acını ne de nefretini dindirebilirsin. bir süre sonra mahalle baskısı, insanların bakışları alakası olmasa bile daha bir rahatsız edici can sıkıcı hale gelir. kafayı yedirtir insana. acilen psikolojik destek gerektirir.
cinnet, cinayet sebebidir. doğu illerinin birinde böyle bir durum yaşayan uzman çavuş dağa çıkmış, olayın faili 6 kişiyi muhtelif zamanlarda kevgire çevirmiş, hadisenin nihayetinde teslim olmuş ve şu an sağmalcılar'da tahliye olamayacağı günü beklemektedir.
öyle zordur ki kalbiniz sıkışır. size karşı soğuk olur sevgiliniz. ya da öyle görünür. insanlar sorar "seni sevmiyor galiba" derler. bunu ne kadar acı verici olduğundan haberdar mısınız? değilsiniz tabi ya. "gönül ota da konar boka da" yada "seviyorsak korumasını da bileceğiz" değil mi?
onu bırakmamaktır böylesi. her ne pahasına olursa olsun. ancak o sizi bırakırsa gidebilirsiniz. tabi karşınızdakini "bok" olarak görüyorsaız o başka.
karşılıksız seversiniz onu. çünkü o "bok" değildir. asıl onu bu hale getirenler "bok"tur.
ve eğer bu entry, hakaret/küfür içerdiğinden silinir ise de bu sözlüğü terkedeceğimdir. kimsenin beni özleyeceğini sanmam, ancak şu da bilinsin bu tip bir adama bok dememi hazmedemeyen bir moderasyonu ben de özlemem.