istanbul'a her devlet başkanı ziyaretinde kmlerce tıkanık trafik çeken istanbullunun bırakın siyasi yönü, ekonomik yönü sırf bu yönden bile istemeyeceği durumdur.
1970 li yıllarda sovyet ülkelerinde bulunmuş, oranın dağının taşının yolunun caddesinin renginin durumunu görmüş, üzülmüş, bizim oralarda böyle olmasın diye 39 yıl önce dertlenmiş bir yazarın kesinlikle kulak verilmesi gereken önemli bir tespiti.
aynı yazar son 30-40 yıl içinde dünyanın tüm ülkelerinin başkan, başbakan, bakan, büyükelçi küçükelçi ortancaelçi kral kraliçe prenses ne varsa hepsi ile tanışmış, yatmış kalkmış, enseye tokat göte parmak bir nda ise ankarayı sormuş ve hiçbirinin ankarayı siklerine takmadıklarını da öğrenmiş. bunu da bizlerle paylaşmaktadır. pek güzel pek.
gelinen dünya konjektüründe olması gerekendir. gelen yabancı siyasi erkana rezil oluyoruz ankara yüzünden. zira; ankara 70'lerin soğuk, itici, sevimsiz, renksiz sovyet şehirlerini anımsatıyor. ankara, kemalist ideolojinin o zorba yanını da insanlara gösteriyor. zaten ankara'yı da emin olun hiçbir yabancı, sivil olsun- siyasi olsun şeyine takmıyor. oysa istanbul öyle mi? her köşesi aşk, her köşesi cennetten bir parça sanki...