bugün Uluslararası Yüksek Öğretim Kongresini protesto iddiasıyla istanbul dolmabahçe'de toplanan ve kendilerini otele belirli bir mesafeden öte yaklaştırmayan polise karşı demokratik haklarını savunmak için sürekli yanlarında bulundukları demokratik taş ve demokratik sopalarla saldırırken faşizan biber gazına maruz kalan kahramanların gerçekleştirdiği eylemdir. faşist polis önce taşlanmaya ve soplarla saldırılmasına her gelişmiş ve demokratik sistemde olduğu gibi sessiz kalırken aniden içindeki canavar ortaya çıkmış ve faşist biber gazlarıyla demokrat öğrencilere saldırı başlamıştır. anlaşılamayan nokta ergenekonu alkışlayan oluşumların mensuplarının taşlı soplaı demokratik eylemerine polisin neden sert müdahale edip, sessizce dayak yemeyi seçmediğidir. demokratik bir eylemde polisin kesinlikle taşlı soplaı eylemcilerden dayak yemesi gerekir. aksi faşizmdir. bakın görün ülke ne hale geldi.
bu kadar ironinin üstüne bir de tespit: özgürlüklerin sınırı başkalarının özgürlüğüne müdahale noktasında çizilir. protesto adı altında taşlarla sopalarla eyleme gelip polise saldıran ve sonra da ortalığın kavga yerine dönmesine, trafikteki vatandaşların can güvenliğinin tehlikeye düşmesine neden olan zibidi sürüsüne dünyanın her yerinde gereken yapılır. bazen maç sonrası döner bıçağı sallayan bitirimlere benzeyen bu serseri sürüsüne fazla mı tolerans gösteriliyor diye düşünmemek elde değil.